Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        2001 krizi üzerinden 20 yıl geçti. TL’nin, borsanın, bankaların ve teknoloji hisselerinin 20 yıllık değişimini çıkartalım, nereden nereye geldiğimizi görelim istedik.

        22 Şubat’ta Türk Lirası serbest dalgalanmaya bırakılınca bir gecede yüzde 36 değer kaybetti. O günden geçilmesine karar verilen serbest dalgalı kur rejimi halen yürürlüktedir.

        19 Ekim 2001’de dip seviyesini gören TL’nin krizdeki toplam kaybı yüzde 58’le son buldu.

        Aradan geçen 20 yıl TL için iniş çıkışlı oldu ama genelde değer kaybı sürdü denilebilir. Sürdü ki, ilk baştaki yüzde 58 kayıp bugün yüzde 90’a kadar çıktı.

        2001 KRİZİNDE %58 TL’DEN %68 BORSADAN GİTTİ

        -22 Şubat 2001’de döviz satış kuru üzerinden 1 doların TL değeri 688.696 lira idi. 2005 yılında TL’den 6 sıfırı attığımızdan geriye 0.6887 kalıyor. İşte bu değer dün 6 tane sıfır atılmış haliyle 7.0066’ya çıktı. Bu da doların 20 yılda TL karşısında yüzde 917 değerlendiğinin resmidir.

        -Ama asıl TL’nin değer kaybıdır. TL’nin dolar bazındaki değeri ise 22 Şubat 2001’de 1.4520 sent iken 20 yıl sonra dün 0.1427 sente indi. TL’nin 22 Şubat’tan 22 Şubat’a 20 yıllık değer kaybı yüzde 90.1’i buldu. TL’nin uzun vadede değer kaybının sürüyor olması bugün de ana sorunlarımızdan biridir.

        REKLAM

        -Borsa ise 2001 krizinin ilk günü yüzde 14, 21 Şubat yüzde 18 ve 23 Şubat’taki yüzde 24 değer kaybetti. Borsa Endeksi 1.48 dolar endeksiyle girdiği krizde 47 sente inerek 9 Ekim 2001’de dibe vurdu ve yüzde 68.2 geriledi. 2001 krizinde TL yüzde 58, borsa yüzde 68 değer kaybetti.

        -Borsada yerli yatırımcı sayısı 20 yıl önce 1 milyon 355 bin idi. Bir ara 800 binin altına indi, şimdi ise 2 milyon 156 bine yükseldi. Yabancı yatırımcı payı 20 yıl önce düşüş eğilimindeydi ve yüzde 40.5 düzeyindeydi, bugün de azalıyor ve yüzde 45.44 oranında.

        YİNE TEKNOLOJİ BALONU MU?

        -20 yıl öncesine göre farklı olarak finansal piyasalarda teknoloji çok daha yoğun kullanılıyor. Küçük bireysel yatırımcı ise önce sosyal medyada örgütleniyor veya kulüpleşiyor, sonra borsaya geliyor. İşlemlerin çoğu cep telefonundan gerçekleştiriliyor. Hatta robotların yaptığı algoritmik işlemlere karşı bireysel yatırımcılar çaresiz durumda.

        -2000’lerin başında patlayan bir teknoloji şirketleri balonu vardı. Nasdaq’da somutlaşan teknoloji balonunun patlaması 2.5 yıl sürdü ve yüzde 78 kayıp verdi. Bugün de 9 Mart 2009’da küresel krizin dip noktasındaki seviyesine göre Nasdaq Endeksi yüzde 969 yükseldi. 12 yılda 10 kat arttı. Patlamaya hazır balon gibi.

        -Bu nedenle Nasdaq Borsası dikkatle izleniyor çünkü patladığında piyasaları peşinden sürükleme potansiyeline daha fazla sahip. 2000’de balonu patlayan teknoloji şirketleri 20 yıl sonra iyice ete kemiğe büründü ve dünyanın değerli şirketleri haline geldiler.

        BİR DE KRİPTO BALONU ŞİŞİYOR

        -Ancak Nasdaq ve teknoloji hisseleri bugün yalnız değil. Teknolojinin gelişmesi yanında internetin, dijital iletişimin yükselişi sonucu doğan kripto paralar ayrı bir piyasa olarak yükseliyor. Bu paralar 2009’da ortaya çıkmaya başladı ve değer artırmada Nasdaq’ı kat be kat geçiyor. Kripto paralar çok büyük getiriler sunuyor ama çok büyük riskleri de içinde barındırıyor.

        REKLAM

        -Kripto paraların toplam piyasa değeri 2 trilyon dolara yaklaşırken, devletler kesiminden ilk ciddi düzenleme niyetleri açıklanıyor. Bu piyasanın başında dolaşan karabulutun ne olduğu henüz bilinmiyor. Ama buradaki balon şu veya bu nedenden patladığında Nasdaq’a ve diğer piyasalara belli bir etkisi olabilir. Böyle bir risk var ve oranı da düşük değil.

        BANKALAR SORUN AMA FARKLI ŞEKİLDE

        -Yine 20 yıl öncesinin Türkiye’sinde krize yol açan temel nedenlerden biri zayıf bankacılık sistemiydi. Zaten 2001 krizini bir yönüyle bankacılık krizi olarak yaşadık. Bankalar yapılandı, bazıları sahip değiştirdi, yabancı sermayeli oldu.

        -Sonra parlak yıllar yaşadı. 2008 krizinde ekonomiye kalkan oldu. 2017’de büyük kredi genişlemesi ile şirketlere destek oldular. Pandemi sırasında büyük kredi patlamasıyla yine ekonomiyi ayakta tuttular.

        -Ama aktif kalitesinin bozulduğu ve bankaların eski gücünde olmadığı bir gerçek. Özsermaye karlılıkları büyük sanayi şirketlerinin ciddi altında. Borsada performansları sanayi şirketlerinin ciddi altında.

        -Bankaların bu durumu borsanın genel endeksini etkiliyor ve aşağı çekiyor. 2010 yılında 142 milyar dolara çıkan borsadaki bankaların toplam piyasa değeri bugün itibariyle en az 100 milyar dolar daha aşağıda. Bu da Borsa İstanbul’u dünya borsalarıyla yarıştan alıkoyuyor.

        BORSA YARIŞTA NİYE GERİDE KALDI?

        -22 Şubat 2001’de o zamanki adıyla İMKB endeksinin dolar bazındaki değeri 1.48 dolardı. Dün yani 20 yıl sonra aynı endeksin değeri 2.20 dolar. Dolar bazında 20 yıllık artış yüzde 48.6

        -Halbuki aynı dönemde gelişmekte olan borsaların ortalamasını yansıtan MSCI Endeksi 350.42’den 1.397.67’ye çıktı. Dolar bazındaki artışı yüzde 299. Borsa İstanbul’a bayağı fark bindirmiş.

        -Bunda elbette 2001 kriziyle batan şirketlerin ve batan bankaların etkisi var. Ama sonrasında Borsa İstanbul toparlanmayı ve yeniden yapılanmayı doğru dürüst beceremedi. Üzerine ekonominin gerilemesi ile piyasanın yaklaşık yarısını oluşturan bankaların zayıflığı gelince sonuç ortada.

        -20 yılda değişen çok şey olduğu söylenebilir. Buna çözümlenmeyen sorunların yer ve boyut değiştirmesi de dahil.

        Diğer Yazılar