Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Geçen yılın eylül ayından itibaren faizlerin düşürülmesinin, kurları sıçratması, kurların da enflasyonu sıçrattığı bir süreci yaşıyoruz. Ocak ayında hem kur artışından hem kamusal ürünlere yıl başında yapılan yüklü zamlardan dolayı tüketici fiyatı yüzde 11.10, üretici fiyatı yüzde 10.45 arttı.

        Aralıktan sonra ikinci aydır her iki enflasyon çift haneli artıyor. En yüksek artış aralıkta, ikinci en yüksek ise ocak ayında görüldü. Bu gidişle şubat ayında tek haneli rakamlara inme ihtimalinin kuvvetlendiği söylenebilir.

        Artık bu kadarı da olsun. 50 yıllık yüksek enflasyon geçmişimizde her iki enflasyonun arka arkaya çift haneli arttığı konjonktürü çok nadir yaşadık.

        BİR AY ÖNCE BİR AY SONRA %60 GEÇİLİR

        ➔ Aylık bazdaki bu gelişmeye karşılık yıllık enflasyon yükselişe devam edecek. TÜFE ocak ayında yüzde 48.69 ile 50 sınırına dayandı. Geçen yılın şubat ayı enflasyonu yüzde 0.91 idi. Bu şubat ayında bunun üzerine ne kadar çıkılırsa yıllık enflasyon yüzde 50’nin üzerine kendini atacak.

        ➔ Şubat ayında yüzde 60 sınırı geçilir mi? Tahmin oluşturması açısından belirteyim ki, şubat ayında fiyatlar yüzde 8.6 artarsa yıllık enflasyon yüzde 60 sınırını geçebilir.

        REKLAM

        ➔ Ancak şubat ayında fiyatlar bu kadar yükselmeyebilir de. Aralık en kötü aydı ve fiyatlar yüzde 13.58 arttı. Ocakta biriktirilmiş yüklü kamu zamları yapıldığından aylık enflasyon yüzde 11.10 yükseldi, bir önceki aya göre 2.5 puan kadar geriledi.

        ➔ Şubat ayında ise böyle yüklü zamlar beklenmiyor. Fakat kış şartları ağır geçebilir. 7-17 Şubat tarihleri arasında yeni bir soğuk dalgasının geleceği tahmin ediliyor. Bunun doğuracağı enerji talebi olabilir, gıda fiyatlarına belli bir etkisi ortaya çıkabilir. O zaman yüzde 8.6’lık artış gerçekleşme dahiline girer.

        ➔ Şubatta olmasa bile martta yüzde 60 sınırı geçilebilir. Yıllık enflasyonun tepe noktasını bulması, eğer döviz kurlarında yeni bir sıçrama olmaz, birkaç haftayı bulacak enerji kısıntısı gibi durumlar ortaya çıkmaz, kamusal zamlarda ölçü kaçırılmazsa yılın ilk çeyreğinde mümkündür.

        ➔ Sonra yatay dalgalı veya kısmen aşağı yönlü seyirle ikinci çeyrek geçebilir ve yılın ikinci yarısına yüzde 50 dolayında bir oranla girebiliriz. Enflasyonda kayda değer düşüş ise yılın son çeyreğinde olabilir.

        ÜRETİCİDE ÖNCE %100, SONRA DÜŞÜŞ

        ➔ Üretici fiyatları da yurtiçi talebin enflasyon kaynaklı azalmaya başlaması ve ihracat siparişlerinin aynı gerekçeyle ivme kaybetmesinden dolayı yoluna düşüşle devam edecek. Ancak yıllık enflasyon artışını üretici tarafında da sürdürecek. Ancak bu yükselişin ömrü şubatla sınırlı kalabilir.

        ➔ Yüzde 93.53’e çıkan yıllık üretici fiyatları şubat ayının yüzde 1.22’lik düşük bazının etkisiyle yüzde 100’ü geçebilir. Bunun için enflasyonun aylık yüzde 4.6 artması yeterli.

        ➔ Bu artış olur mu olmaz mı? Olup olmaması şartlara bağlı. Şartları yukarı da belirttik. Şubat ayının soğuk geçip geçmeyeceğine çok bağlı. Aralıkta yüzde 19.08, ocakta yüzde 10.45’in ardından şubat için, olağanüstü şartlar meydana gelmezse yüzde 4.6 artış makul bir artış gibi geliyor.

        REKLAM

        ➔ Önden koşan ve tüketicinin iki katına yakın artan üretici fiyatlarının düşüş eğilimine girmesi daha erken başlayabilir. Çünkü mart ayından başlayarak hazirana kadar 4 ay yüzde 4 civarında gerçekleşen enflasyonlar var. Üçüncü çeyrekte düşüş durabilir. Aynı baz etkisi yılın son çeyreğinde çok daha güçlü bir şekilde enflasyon düşüşüne destek verecek.

        Üretici tarafında erken başlayacak bir düşüş karşısında tüketici fiyatlarının artmaya devam etmesiyle aradaki makas belki kapanmayacak ama azalacak. Makasın azalması veya kapanması da her iki enflasyonun birbirine yaklaşmasıyla çift taraflı olacak, tek taraflı değil.

        FAİZ %23 NEGATİF

        ➔ Hepsi 5 aya sığan gelişmelerde Merkez Bankası politika faizini 5 puan düşürerek yüzde 14’e indirdi. Dolar kuru faiz indirme sürecinin belli olduğu tarih itibariyle 8.29 düzeyinden 20 Aralık’ta 18.36 TL ile tepe noktasına çıktı. 4 aya bile varmayan bu dönemde dolar kuru yüzde 121.5 arttı.

        Aynı dönemde döviz kurundan gelen katkıyla yıllık tüketici enflasyonu yüzde 19.25’ten yüzde 48.69’a yükseldi. Üretici fiyatları da yüzde 45.52’ten yüzde 93.53’e çıktı.

        ➔ Yüzde 14’e düşürülmüş politika faizinin enflasyondan arındırılmış düzeyi yüzde 23.3 negatif getiri şeklinde. Mevduat faizleri bildiğimiz anlamını yitirdi. Çünkü kur korumalı TL mevduat uygulamasıyla faizlere politika faizinin 3 puan üstünde sınır konuluyor.

        ➔ Kur artışı kadar bir getiri var fakat ele geçecek net getiri önceden bilinmiyor. Çünkü döviz kurunun artacağının veya enflasyon kadar artacağının garantisi yok. Getiri de dövize endeksli.

        ➔ Bu nedenlerle kredi faizleri ve hazine faizleri ile mevduat faizleri ayrıştı ve yüksek kaldı.

        PARA ARZI %52 ARTTI

        Yükselen enflasyon ve dünya faizlerinin tersine politika faizinin düşürülmesi, fazla bir işe yaramamış gibi görünüyor. Bu nedenle politika faizinin diğer faizlere yön veren özelliği azaldı.

        REKLAM

        ➔ Ama yine de Merkez Bankası’nın 400 milyar lira civarında bankaları fonlaması bu oran üzerinden yapılıyor.

        ➔ Sonuçta Milton Friedman’ın belirttiği gibi, “Enflasyon her zaman ve her yerde parasal bir olgudur.” Para yoksa enflasyon nasıl olsun ki?

        ➔ 2021 yılına baktığımızda geniş tanımlı para arzı yüzde 52 arttı. Geçmiş yılların ortalamasından önemli ölçüde saptı. Enflasyon da öyle.

        HAM MADDE İTHALAT REKORU

        ➔ Kaldı ki yaşadığımız yüksek enflasyonun sadece parasal ayağı yok. Dünyada hem talep hem arz yönlü bir enflasyon söz konusu. Biz de üretim için ham madde ithal etmek zorundayız. İşte ocak ayında ham madde ve yatırım malı ithalatının toplam ithalata oranı yüzde 94 ile rekor düzeye çıktı.

        ➔ Geçen yılın ocak ayında 13.77 milyar dolar olan ham madde ithalatı bu ocakta 23.34 milyar dolara yükseldi. Artış 10 milyar doları veya yüzde 70’ı buldu. Zaten ithalatı ocakta yüzde 55 düzeyinde zıplatan gelişme ara malı ithalatının bu yükselişiydi. Ocaktan ocağa yatırım malları ithalatı ise 2.5 milyardan 2.8 milyar dolara çıkmış.

        İŞİN DÜNYA AYAĞIDA BOZUK

        ➔ Dünya fiyatları da enflasyonu yükseltici etki yapıyor. Emtia fiyatları sadece ocak ayında yüzde 9.8 arttı. Ocak aylarındaki ortalama değeri üzerinden son bir yıllık artışı yüzde 41’i buldu.

        ➔ FAO’nun Dünya Gıda Fiyatları Endeksi ocak ayında yüzde 1.2 ve yıllıkta yüzde 19.6 yükseliş gösterdi.

        ➔ Bunların üzerine kur artışını eklersek, TÜİK’in ara malları grubunda yüzde 106.40’lık üretici fiyat artışını buluruz.

        ➔ Ara malı üretiminde etkili faktörlerden enerjinin son bir yılda üretici fiyatı yüzde 142.06 yükseldi. Elektrik, gaz, buharın yıllık fiyat artışı da yüzde 138.48 düzeyinde arttı.

        ➔ Yurtiçi ve yurtdışı gerçekler ortada. Tablo iç açıcı değil. Durum yeni bir ekonomik program yapmayı zorunlu kılıyor ama seçim öncesi yılda bu da mümkün değil.

        Diğer Yazılar