Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yeni yıla siyasi belirsizliğin gölgesinde yüksek piyasa oynaklığı ile girdik. Döviz kurları yükseldikçe yükseliyor. TL'nin matbaasına sahip Merkez Bankası faizi artırmayacağını net bir şekilde ifade etti. Ama piyasaya 40 gün içinde 6 milyar dolarlık döviz satışı yapacağını duyurdu.

        Kurun yükselmesi sadece piyasaları değil ekonominin bütününü ve herkesi etkiliyor. Başta döviz kredisi kullanan şirketler ve yatırımlar olmak üzere beklentileri de bozuyor.

        Merkez Bankası kendi bastığı paranın değer kaybını seyrederken dövizin değeriyle uğraşıyor gibi bir görüntü veriyor. Ancak bu görüntü gerçeği yansıtmıyor. Bizim gördüğümüz tablo ise şudur:

        ■ Ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası'nın tercihi faizleri düşük tutmaktır. Faizleri artırma yoluyla ekonomiye müdahalenin maliyetinin daha yüksek olacağını hesap etmektedirler.

        ■ Ancak son siyasi gelişmeler, seçim takvimi ve dış konjonktür, Türkiye'ye giderek sermaye hareketlerinin zayıflayacağı bir atmosfer sunuyor. Halbuki 2014 için dış kaynak gereksinimi yüksektir. Kamu olmasa da özel sektörün borcu yüksektir. 60 milyar dolar olması beklenen cari açık için de taze kaynak ihtiyacı vardır. Böyle bir atmosferde bu kaynak nasıl sağlanacaktır?

        ■ Koşullar cari açığın düşürülmesini zorunlu kılıyor. Ama seçimlere düşük veya negatif büyümeyle gitmek de iktidar partisine hiç yaramaz. Burada da bir tercih kullanılarak ithalat daraltılması yoluna gidiliyor. Bunu da en iyi sağlayacak araç kur artışıdır. Kurlar ithalatı pahalı hale getirerek caydırıcı etki yapacaktır. Buna karşılık yerli üretimin ve hizmetlerin finansman maliyeti TL olduğundan dolayı o kadar artmayacaktır. İthalat oranı yüzde 80'e dayanan otomobile getirilen yeni vergiler ve kur artışı ile fiyatların artması kesindir. Ama aynı artış konut sektöründe olmayacak. Çünkü konutta maliyetler faizle. Merkez Bankası da faizi düşük tutuyor.

        ■ Cari açık düşürülürken ekonominin yavaşlatılması işi doğrudan ithalat ve kurla yapılıyor. Madem ki faiz düşük, kur yüksek tutulacak o zaman Merkez Bankası neden 6 milyar dolarlık satışı yapıyor? O da işin likidite boyutu kısmıdır. Seviye için değil döviz piyasasına makul bir likidite vermek için döviz satışları yapılıyor.

        ■ Bu gelişmeler çerçevesinde önümüzdeki dönem büyüme, ithalat ve cari açık, kur artışı yoluyla yavaşlayacak, tasarruflar artacaktır.

        ■ Böyle bir senaryoda en büyük veya en olumsuz yan etki enflasyon ve beklentilerin bozulması olarak ortaya çıkacak. Önümüzdeki aylarda kur artışına bağlı enflasyonda yükselme beklenebilir. Beklentilerin bozulması ve kurların yükselmesi sonucu da dövize yönelme devam edebilir.

        ■ Kurun enflasyonu, enflasyonun faizleri tetiklemesi belirli aralıklarla olacak. Yine kurun ithalatı, ithalatın büyümeyi vurması da belli bir zamanı gerektirecek. Bu da ekonomi yönetimine, en azından ilk seçimleri atlatacak kadar bir zaman kazandıracak gibi.

        SONUÇ: "Hayatı değiştirelim ama hemen yapalım bunu." Jack Lang

        Diğer Yazılar