Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye’nin kredi notu görünümünü negatife çeviren kredi derecelendirme kuruluşu S&P buna gerekçesi olarak “ekonomide sert iniş riskini” gösterdi. Bloomberg HT‘ye konuşan S&P analisti Frank Gill ise sert inişe üçte bir olasılık verdi. Eğer bu sert iniş olursa beraberinde not indiriminin olacağını belirten Gill “Çoğu kriz ödemeler dengesindeki şoklardan oluyor. Cari açık kısa vadeli sermaye akışlarıyla fonlanıyorsa bu bir risktir“ dedi.

        Sert inişten kasıt da büyümenin yaklaşık yarı yarıya azalması. 2013 yılını muhtemelen yüzde 4 büyümeyle kapattık. Başbakan tahmini oranı yüzde 3.8 olarak verdi. Ama aralık ayı sanayi üretimi beklenenin üzerinde çıktı. Bu durumda yüzde 4 bile mümkün olabilir. Bu yıl için S&P’nin beklediği büyüme yüzde 2.2. Türkiye’deki tahminler de yüzde 1.5-2 arasında büyüme olacağı yönünde. Yılın ilk çeyreğinde, hatta martta seçimlerin ardından hemen siyasette durulma beklenmediğinden, yılın ilk yarısı için negatif büyüme daha yüksek olasılık. İkinci yarıda yine gelişmelere paralel toparlanma olacaksa, bu ancak negatif büyümeyi pozitife döndürür.

        Aralık ayı sanayi üretimi yüzde 7.1 gibi gayet iyi bir artışı ifade ederken, nasıl olup da yılın ilk yarısında büyüme negatif olacak? Gayet açık. 

        ■ 17 Aralık siyasi şokun beklentileri değiştirdiği bir gerçek. 

        ■ Bir kur şoku da yedik. TL yüzde 24’e varan değer kaybı yaşadı. 

        ■ Kur şokunu durdurmak için sisteme faiz şokunu da verdik.

        Kısaca üç şoku bir arada yaşamaya başladık. Bunların hiçbiri de normalleşmiş değil. TL’nin değer kaybı faiz şoku ile kısmen önlenmiş. Ama yükselen faizler de yerli yerinde duruyor. Ne kadar yükseldiğine ise yukarıdaki tablo güzel bir örnek. Merkez Bankası’na ait rakamlarla mevduat faizleri 3.5 - 4.7 puan arasında arttı. Ortalama bazda artış 3.62 puan. Söz konusu karşılaştırma tarihleri 31 Mayıs ve son yayımlanan 31 Ocak alındı. 31 Mayıs, kredi ve mevduat faizlerinin tarihi taban düzeyini ifade ediyor. Aynı zamanda o dönemde kredi kullanmanın ne kadar avantajlı olduğunu da gösteriyor, 22 Mayıs ve Türkiye’nin yatırım yapılabilir not düzeyine yükselmesini içeren bir tarih olmasından dolayı mayıs sonu seçildi.

        Mevduat faizlerine göre kredi faizlerindeki artış daha fazla. Tüketici faizleri ortalama bazda 3.52 puan yükseldi. Kredi faizleri arasında en düşüğü yüzde 11.91 ile konut kredi faizi. En yükseği de yüzde 15.29 ile ihtiyaç kredilerinde. Ama en büyük artışın gerçekleştiği krediler ticari krediler. Ticareti kredilerin artışı 5.84 puan ve yüzde 8.09’dan 8 ayda yüzde 13.93’e yükseldi. Bunun da ötesinde kredili mevduat hesabı faizi dışlanarak izlenen ki asıl ticari kredi faizini temsil eden oranlar bu, yüzde 6.50’den yüzde 13.21’e çıktı. Artış 6.71 puan. Yani mayıs sonundaki düzeyinin iki katına yükselen bir faiz oranı söz konusu. Asıl kredi faizleri de bu. Şimdi gel de bu oranlardan kredi kullan, tüketim, yatırım ve üretim yap, işini büyüt.

        İster planlayarak isterse de piyasaya bırakarak yapalım, cari açığı küçültmek için büyümeyi düşürmekten başka çare yok.

        SONUÇ: ”Her şey neye layıksa ona dönüşür.” Mevlânâ

        Diğer Yazılar