Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        17 Aralık sonrası % 18 artan dolar, 27 Ocak'tan beri % 9 düştü

        Türkiye ekonomisi geçen mayıs ayından beri ABD Merkez Bankası FED'in parasal genişlemeyi azaltmasının sancılarını yaşıyor. Cari açığının yüksekliğinden dolayı dış finansman ihtiyacı yüksek ve dolayısıyla küresel sermaye hareketlerine son derece duyarlı bir ekonomiyiz. Sermaye akımlarındaki yavaşlama bile finansal piyasalarda büyük çalkantı yaratmaya yetiyor. Cari açıktan dolayı her ay ortalama 5-6 milyar dolarlık taze dış kaynağa ihtiyaç var. Nitekim mayıstan bu yana cari açıktan daha az döviz gelen ay sayısı 5'i buldu ve bunun etkilerini kur artışları ile yaşadık.

        ■ Aşağıda yer alan dolar/TL grafiği mayıstan itibaren başlayan yükselişi, yani doların TL'ye karşı değer artışını gösteriyor. Mayıs başında 1.7840 olan dolar 27 Ocak'ta 2.3900'a kadar yükseldi ve yüzde 34 arttı. Bu artışta 17 Aralık sonrası sert yükseliş de dikkati çekiyor. Bu da rüşvet operasyonunun etkisiyle ortaya çıkabilecek siyasi belirsizlik korkusuydu.

        ■ Kolluk kuvvetleri ve savcılar arasında yapılan geniş çaplı yer değiştirmeler, Meclis'ten geçirilen internet ve HSYK yasaları, geçen hafta alınan ifadeler ve tutuklulardan serbest bırakılmalar, işlerin hükümet tarafından kontrol altına alınmakta olduğu izlenimi verdi. Dolayısıyla piyasalar işlerin rayına girmekte ve 17 Aralık ile ortaya çıkan siyasi belirsizlik riskinin azalmakta olduğunu fiyatlara yansıttı.

        ■ Bu etkiden önce 27 Aralık'ta açıklaması yapılan ve 29 Aralık'ta gerçekleştirilen şok faiz artırımı, finansal piyasalarda veya döviz kurunda ortaya çıkan yangını söndürdü. 16 Aralık'tan 27 Ocak'a kadar geçen 40 günde dolar kurundaki artış yüzde 18'i buldu. Dolar 2.3900 seviyesinden faiz artırım sonrası gerileyerek 14 Şubat itibarıyla 2.1778'e indi. Bu da yüzde 8.9'luk düşüş oluyor. 40 günlük yüzde 18'lik artışı, son 20 günde onun yarısı kadar bir düşüş izledi. Dolardaki artış neredeyse kürese| artışn düzeyine indi. Mayıs başına göre 27 Ocak'ta yüzde 34'e kadar çıkan dolar artışı 14 Şubat itibarıyla yüzde 22'ye indi.

        ■ Nitekim bitişikte yer alan Merkez Bankası tabloları da bu normalleşmeyi gösteriyor. TL, 22 Mayıs 17 Aralık arası en çok değer kaybeden 4. para, 17 Aralık 27 Ocak arasında kayıpta ilk sırada, 27 Ocak sonrası ise yükselişte ilk sırada yer alıyor.

        ■ Faturası daha ağır olan faiz artışının, kurdaki şok artışı durdurmasının bir nedeni verilen ilacı piyasaların yapısının kabul etmesiydi. Bunda da faizde artırımın dozu kadar, Türkiye'nin bütçesinin sağlam ve kamu borcunun düşük olması da önemliydi. Hareket alanının oldukça geniş olması, atılan adımın etkisini büyüttü.

        ■ Yaşanan bu deneyim ve bünyenin faiz ilacını kabullenmesi, gelecekte yaşanabilecek benzer türbülanslar için de iyi bir güvence oluşturdu. Çünkü önümüzdeki haftalar ve aylarda iç veya dış nedenlerle kurda aşırı artışlar gündeme gelirse en azından bir ilaç elde hazır bekliyor.

        ■ İşler tehlikeye ve zora girdiğinde Merkez Bankası'nın faiz ilacını kullanabileceği de görüldü. Bizzat bu durum kurun seyrinde tansiyonu düşürücü rol oynayabilir. Çünkü 27 Ocak'a kadar piyasa tarafı faiz silahının kullanılamayacağı hesabıyla hareket etti ve Merkez Bankası'nı da buna zorladı.

        ■ Bu da yerel seçimlere tek bir şokun yıkıcı etkisinde değil, ortaya yeni şoklar çıksa da, bunların başka şoklarla bastırılacağı ve yumuşatılacağı bir atmosferde girilebileceğine işaret ediyor.

        SONUÇ: "Bir kilo mavi, yarım kilo maviden daha mavidir." Henri Matisse

        Diğer Yazılar