Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün açıklanan ocak ayı cari açık verileri beklentilerin altında çıktı. Aylık 4.9 milyar dolarlık açıkla birlikte yıllık cari açık da 65 milyar dolardan 64 milyar dolara indi. Bu iyileşme altın hariç bakıldığında da devam ediyor. Ocak ayı Türkiye finansal piyasaları için zor bir aydı. Hem kur şoku yaşadık, hem de faiz şoku yedik. Böyle bir ayda sıcak para çıkışı çok sınırlı kaldı. Buna karşılık 2.2 milyar dolar gibi yüksek düzeyde net hata noksan kaleminden döviz girişi olmuş. Cari açık ekonominin en önemli sorunu. Aralık ayında en kötü görüldükten ve milli gelire oranı yüzde 7.9'a varıldıktan sonra açıkta iyileşme ocak ayında başladı. Bunun finansal piyasalarda belli bir pozitif etkisi olurdu ama dünkü gelişmelerin gölgesinde kaldı.

        ÇİN ÇARPMASI: Dünkü gelişmelerin bir ayağı dış piyasalardan gelen negatif etkiydi. Son olarak Çin'in şubat ayı ihracatı yüzde 18, ithalatı da yüzde 10 azaldı. Beklenti çift haneli rakamlara yakın bir artıştı. Çin de ayrıca 1997 sonrası ilk kez bir şirket temerrüdü gerçekleşti. Çin ekonomisinin beklenenden daha hızlı yavaşladığına yorumlanabilecek gelişmelerin ardından altın hariç emtia fiyatlarında ve özellikle demir cevheri ve bakırda sert düşüşler yaşandı ve 2009 sonrasının en düşük düzeylerine inildi. Beraberinde emtia ihracatçısı ülkeler ve şirketler negatif etkilendi. Küresel bazda risk alma iştahı Çin'den gelen haberlerle ciddi bir darbe yedi. Altın ise Ukrayna ve Çin etkisiyle yeniden sığınılacak liman haline gelirken fiyatı da ons başına 1.360 dolara dayandı.

        Çin'in yanında zaten Ukrayna ve Kırım etkisi vardı.

        TÜRKİYE RİSKİ: Kısmen Türkiye'deki siyasi gelişmeler de, gelişmekte olan piyasaların görünümünü olumsuz yönde etkiliyordu. Ancak Gezi Parkı olayları sırasında atılan gaz fişeği ile başından vurulan 15 yaşındaki Berkin Elvan'ın 269 gün yaşam mücadelesi verdikten sonra ölmesi ve cenaze töreni Gezi sonrasının en yaygın protesto gösterilerine dönüştü. Sokaklar karıştı. Türkiye riski bir anda yükseldi.

        ■ Dış riskler ve küresel risk alma iştahındaki azalma da buna eklenince dövizde ocak ayından sonraki en yüksek düzeylere yeniden ulaşıldı. Dolar 2.26'ya, Euro da 3.13'e dayandı. Hazine faizi ise yüzde 11.65 ile son 4.5 yılın veya küresel krizden bu yana en yükseğine çıktı.

        ■ Gezi Parkı'na bir alışveriş merkezinin yapılmak istenmesiyle başlayan olayların yatışmasının ardından 17 Aralık'ta rüşvet ve yolsuzluk olayları siyasi belirsizliği ve riski artırdı.

        ■ Bu süreçte yaygın biçimde yargıda görevden almalar ve atamalar yapılırken yasa değişiklikleri ile de yargı yürütmeye bağlandı.

        ■ Ekonomik aktörler ve faaliyetler için çok önemli olan yargı bağımsızlığı ve hukunun üstünlüğü de kaybedildi.

        ■ Merkez Bankası ve diğer kurumların bağımsızlığının yine bu süreçte kaybedilmesi Türkiye ye yatırım yapan yerli ve yabancılar için ciddi bir risk oluşturdu.

        Bunlar dışında da bazı riskler var. Bütün bunlara karşı piyasaların verdikleri tepkiler ise bence küçük çaplı ve gayet makul düzeyde. Hatta yaşananlar karşısında bu kadar oynaklığın herhangi bir anlamı ve önemi de yok. Erol Göka nın dediği gibi, "Hayat öngörülemez, ekonomi hiçbir şeydir."

        SONUÇ: "Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın." Albert Camus.

        Diğer Yazılar