Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yılın ilk çeyreği kötü bir atmosferde geçti. Siyasi şoku, kur şoku ve faiz şoku izledi. Üç şoku bir arada yaşadık. Buna bağlı olarak yatırımlar durdu, tüketim azaldı. Üretim ise değer kaybeden kurla ve AB’deki kısmi canlanmanın ihracatı sıçratmasıyla artmaya devam etti. Dün açıklanan büyüme rakamları tam olarak bu görünümü yansıtıyor.

        - Bir kere üç negatif şoka rağmen pozitif ve hedefin üzerinde yüzde 4.3 büyüdük. Şokların asıl etkisini özel sektör yatırımlarında gördük. Özel sektör sabit sermaye oluşumunun milli gelire iki çeyrektir pozitif katkısı bu yılın ilk çeyreğinde negatife döndü ve % -0.3 oldu.

        - Özel sektör yatırımlarındaki düşüşe karşılık kamu sektörü sabit sermaye yatırımları yüzde 4.1 arttı. Devletin nihai harcamaları ise yüzde 9.2 yükseldi. Devletin tüketiminden büyümeye yüzde 0.9 katkı geldi.

        - Hanehalkının tüketimi ise ivme kaybetti. 2013 yılında yüzde 4.6, geçen yılın son çeyreğinde yüzde 4.5 olan tüketim artışı bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 2.8’e indi. Büyümeye katkısı yüzde 2.1 düzeyinde gerçekleşti. Bu rakam net ihracattan sonra en büyük katkıyı yapıyor ve yüzde 4.3’lük büyümenin yarısını oluşturuyor. Ancak büyüme içinde payında ciddi bir azalma meydana geldiği de bir gerçek.

        - Tüketimin yılın ilk çeyreğinde hız kesmesinde, yaşanan üçlü şokun yanında tüketimi kısıcı önlemlerin alınmasının da etkisi oldu. Yükselen faizler ve kısıtlanan taksitlendirme olanakları tüketimi kıstı. Nitekim ilk çeyrekte Tüketici Güveni’nde sert düşüşler meydana geldi.

        - Yerel seçimlerin ardından ve yılın ikinci çeyreğinden itibaren tüketici güveninde hızlı bir düzelme meydana geldi. Hem şokların etkisi kayboldu, hem de faiz oranları ve döviz kurları geri gelmeye başladı. Dolayısıyla büyümeyi ilk çeyrekte aşağı çeken esas unsur olan tüketimin ikinci çeyrekten itibaren hızlanması ve büyümeye daha yüksek katkı yapması mümkün. Bu da tek ayaklı, ihracat odaklı büyümeden iç tüketimi de işin içine katan iki ayaklı büyümeye geçiş anlamına geliyor. İki ayak üzerinde daha hızlı yürümek ve büyümek pekala mümkün.

        - Yurtiçi tüketimin katkısının artacak olması aynı zamanda baz etkisinden kaynaklanacak olumsuzlukları da giderebilir. Çünkü büyüme geçen yılın ilk çeyreğinde yüzde 2.9, ikinci çeyreğinde yüzde 4.5, üçüncü çeyreğinde yüzde 4.3 ve son çeyreğinde yüzde 4.4 olmuştu. İlk çeyrekte lehte çalışan baz etkisi ikinci çeyrekten itibaren devreden çıkacak. İç tüketimin artmasıyla birlikte ithalat da artacağından net ihracatın katkısı ilk çeyreğe oranla kısmen azalabilecek. Bu da yüzde 2.7’lik katkıyı biraz aşağı, yüzde 2’ye doğru indirebilecek. Büyümenin geri kalan kısmını ise iç tüketimin katkısı dolduracak.

        - Yine yılın geride kalan çeyreklerinde düzelmesini beklediğimiz bir başka kalem, özel sektörün sabit sermaye yatırımları. Üçlü şokun gölgesinde ilk çeyrekte gerileyen bu kalemin genel gidişatın düzelmesi, kur ve faiz şoklarının son bulması ile geride kalan çeyreklerde büyümeye pozitif katkı yapması beklenir.

        - İkinci çeyrekten itibaren siyasi belirsizliğin azalması, düşen faiz oranları ve sakinleşen kur da iç tüketimi destekleyen unsurlar. AB Merkez Bankası ECB’nin yeni bir parasal genişlemeye gitmesi ve reel sektörü desteklemesi de ihracat bölgesi Avrupa ekonomisinde büyümeyi artırabilir.

        Diğer Yazılar