Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Fırat’ın ve daha doğrusu Atatürk Baraj Gölü’nün üzerinde inşa edilmekte olan köprünün adı Nissibi. Nissibi toplanma yeri anlamına geliyor. Köprü, Nissibi’de kurulduğu için de aynı adı almış. Adıyaman- Diyarbakır devlet karayolu bağlantısını sağlayacak olan bu köprüde İTÜ, ODTÜ, Boğaziçi ve Yıldız Teknik üniversitelerinden ilgili öğretim üyeleri yanında bir kısım ekonomi gazetecileri olarak biz de toplandık. 2012’de inşaatına başlanan köprünün tamamlanmasına az kalmış. Bu yıl kasım ayında bittiğinde Adıyaman Diyarbakır arasında karayoluyla kesintisiz ulaşım mümkün olacak. Köprünün toplam maliyeti 40 milyon dolar. Projenin teknik koordinatörü Prof. Dr. Artok Kurşun’un verdiği bilgiler bir hayli ilginç.

        - Nissibi Köprüsü, Türkiye’nin yapılmış veya yapılmakta olan en uzun 3. köprüsü olacak. Birincisi 1.400 metre ile Boğaziçi’nde inşa edilmekte olan Yavuz Köprüsü, ikincisi 1.090 metre ile Fatih Köprüsü, üçüncüsü de 1.074 metre ile Boğaziçi Köprüsü. .

        - Bu büyüklükteki bir köprü ilk kez tamamen yerli finansman, yerli dizayn ve yerli mühendisler tarafından yapılıyor.

        - İstanbul’dan sonra Anadolu’da, 400 metre ile büyük açıklıklı köprülerden en büyüğü oluyor.

        - Yine Nissibi gergin eğik askılı tasarımı ile Türkiye’de ilk kez yapılan bir köprü özelliğini taşıyor.

        İnşaatı yapan Gülsan Grubu’nun Başkanı Mehmet Gül ise daha çok yurtiçi ve yurtdışında yaptığı otoyollar ile tanınıyor. Grubun 11 HES ile enerjide ve 3 otel ile turizmde de faaliyetleri bulunuyor.

        Mehmet Gül köprü işine nasıl bulaştığını bir anısıyla anlattı: 1985’te Karayolları 17. Bölge’ye hakedişimizi onaylatmak için gitmiştim. Müdür Yardımcısı Süleyman Maden’in karşısındayım. Dosyalar yığılı. Bizim dosya en üstte. İmzadan alır almaz uçağa yetiştireceğim, Ankara’da KOİ’nin ödeme listesine gireceğiz. Gözüm hep dosyada. Süleyman Maden, yerli müteahhitlerin iyi işler yaptığını belirtiyor, bizi övüyor. Pencereden Boğaziçi Köprüsü’nü gösterdi ve “Bu köprüyü niye siz yapmıyorsunuz” dedi. İstemeden de olsa ağzımdan ‘Müsaade edin onu da ben yapmayayım’ dedim. ‘Sen evrak mı bekliyorsun’ diye sordu. Sonra da imzaladı. Biz de uçağa yetiştirebildik. Bir süre sonra tekrar randevu isteyip o sözlerim için özür diledim. Ama köprü işini aklıma da düşürdü.”

        Mehmet Gül, Türk müteahhitlerinin yurtdışında iyi işler yaptıklarını, büyük projelere imza atabildiklerini belirtti. İhracattan sonra en yüksek döviz gelirinin müteahhitlikten sağlandığına işaret eden Mehmet Gül “Biz daha fazlasını yapmaya hazırız. Bunu yapmak için devletten teminat desteği istiyoruz. Verilirse 2023’te ihracatta 500 milyar dolarlık hedefi yakalamaya önemli katkımız olur. Yurtdışında alınan her ihale aynı zamanda ihracatı artırmak demektir. 2023 hedefleri için dışa kaliteli hizmet ve mal satışından başka çare yok” diyor.

        Aras üzerindeki 7 HES’in sorunu

        2006 yılından itibaren enerji sektörüne giren Gülsan, 11 tane HES lisansı almış. 3’ü tamamlanmış, 2’si inşa halinde, diğerleri de proje aşamasında. Enerjiye toplam 700 milyon dolarlık yatırım yapılacak. 500 megavat kapasiteye ve 1 milyar kilovatsaat üretime ulaşılacak. Kars Sefaköy bitmiş ve üretime başlamış. Ama kapasitesinin epey altında çalışıyor. Nedeni Aras Nehri havzasında çiftçilerin su hakkı ve Ermenistan’a verilmiş asgari su garantisi Gülsan Enerji sorumlusu Gökçe Gül de, Baba Mehmet Gül de aynı şeyi söylüyor: “İnaaatı bitirdik, su tutmaya başladığında Iğdır Ovası çiftçilerini ve yerel yönetimleri karşımızda bulduk. Bizim suyumuz nerede diye. Deklere edilmemiş havza hakları var. Su kullanımının planlanması lazım. Bir de Ermenistan’a devletin su taahhüdü varmış. O da ortaya çıktı. Bize ‘su verilmesi lazım, gelen suyu tutmayın, bırakın’ dediler. Uluslararası bir problemin tarafı olduk. Hiç hak etmediğimiz şekilde taahhüt senedi imzalamak zorunda kaldık. 65 milyon dolar harcadığımız santral şimdi dörtte bir kapasiteyle çalışıyor. Sorun sadece bizim değil. Havzadaki 7 enerji santralının da sorunu. Havza ve enerji planlamasının bir arada yapılması şart.”

        Diğer Yazılar