Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Üzerinde aylardır konuşulan ve faizlere düşüş kapısını da açan haziran ayı enflasyonu beklendiği kadar düşük çıkmadı. Sıfır düzeyinde beklenen aylık enflasyon yüzde 0.31 oldu. Altı aylık enflasyon da yüzde 5.70’e yükseldi. Geçen yılki haziran enflasyonunun yüzde 0.76 olmasından dolayı yıllık enflasyon yüzde 9.66’dan yüzde 9.16’ya sınırlı geriledi.

        Yılın ilk yarısında yüzde 5’i aşan bir enflasyonun yılın ikinci yarısında ne olup da, Merkez Bankası’nın tahmini olan yüzde 7.6’ya gerileyeceğinin yanıtını vermek zor. Çünkü bu tahmini tutturmak için, ilk yarıda 5.7 olan enflasyondan ikinci yarıya kalan marj sadece 2 puan. Bu da enflasyonda yarı yarıya azalma anlamına geliyor.

        Peki enflasyonu dramatik şekilde azaltacak önlemler alındı mı veya bunun somut nedenleri var mı?

        - Hükümet elektrik ve doğalgaz zamlarını tutuyor. Eylül sonuna kadar da zam yapılmayacak. Eğer bu tutum yıl sonuna kadar sürdürülürse pozitif bir faktör.

        - Bunun yanında petrol fiyatlarının istikrarlı seyretmesi ve dış fiyatının artmaması gerekiyor. Ancak fiyatın belirlenmesinde Türkiye ve herhangi bir ülke doğrudan söz sahibi değil. Küresel piyasalarda oluşan fiyatlara uymak zorundayız. Bu da enflasyon için risk unsuru. Diğer kamusal mal ve hizmetlere de yeni artışların gelmemesi lazım.

        - TL’nin istikrarının sürmesi ve değer kaybının olmaması gerekir. Ancak biliyoruz ki, TL’nin değeri Türkiye’nin yanında küresel sermaye akımlarının da etkisinde. Bu açıdan enflasyonda yeni bir artış olmaması için, sermaye girişlerinin devam etmesi, TL’nin değerinde istikrarlı gidişin sürmesi zorunlu. TL’de yeni değer kayıpları enflasyonu rahatlıkla çift haneye taşıyabilir.

        - Gıda fiyatları yılın ilk yarısında yüzde 7.9 artışla enflasyonu yukarı çekti. Bunda hava koşulları yanında ramazan etkisinin kısmi bir etkisi olabilir. Yılın ikinci yarısında aynı artışın olmaması gerekiyor. En azından ikinci yarının enflasyonunun yüzde 2’de kalabilmesi için gıda sektörü artışı da bu düzeyde kalmalı. Ancak orada da kontrol mümkün değil. İklim koşulları baskın. Kuraklık nedeniyle özellikle hasat dönemi olan yılın üçüncü çeyreğinde gıda fiyatlarının artması, enflasyon görünümünü bozabilecek temel risk olarak duruyor.

        - Cumhurbaşkanlığı seçimi ve sonrasında genel seçim hazırlıklarının devreye girecek olması, hükümet açısından iç talebin artırılmasını gerekli kılıyor. Bu nedenle hükümet cephesinden Merkez Bankası’na hep faiz indirim baskısı geliyor. Enflasyon ise göz ardı ediliyor. Eğer faiz indirimleri sonucu yılın ikinci yarısında yurtiçi talep canlanması olursa, bu da enflasyonu yukarı yönde baskılar. Nitekim haziran ayında hizmet sektörü zamlarının da enflasyona belli bir katkı yaptığı görülüyor.

        - Bütün bu nedenlerden dolayı yıl sonunda enflasyonun tek haneli rakamları geçmemesini iyi bir sonuç olarak değerlendirebiliriz.

        - Yüksek enflasyon yılın ilk yarısında finansal yatırım araçlarının getirilerini büyük ölçüde negatife çevirdi. Sadece hisse senetlerinin getirisi pozitif oldu. Diğer bütün enstrümanların enflasyondan arındırılmış reel getirileri negatif. Bu kayıplar faizlerde yüzde 1’in üzerinde, döviz kurunda yüzde 6 civarında. Altını külçe olarak alanların ise yüzde 2.5’e yakın bir kazancı var. Tek iyi gelişme ise bireysel emeklilik fonlarının ortalama nominal getirisinin mayıs sonu itibarıyla yüzde 6.5’e varması ve reel bir getiri sağlaması.

        SONUÇ: “Mantıklı miktarlarda hata yapmaktan çekinmeyiniz.” Fletcher Byrom

        Diğer Yazılar