Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Nihayet geldi;

        Yıllardır insan hakları ihlallerini protesto için gelmedikleri Türkiye'de, İstanbul Olimpiyat Stadında '360 derece' konser vermekle kalmayıp, iki kıtayı birbirine bağlayan köprüyü yaya olarak geçme ayrıcalığına da kavuştu.

        Onca yolu eziyeti göze alanlar dışında biz Ankaralılara da 'haberlerden' izlemek kaldı.

        Kimine göre, "Küresel Müzik Tarikatı";

        Kimine göre popüler kültür pazarlayıcısı.

        Dünyaca ünlü rock grubu U-2 ve gittiği her ülkenin liderleriyle görüştüğü için şimşekleri üzerine çeken Bono, televizyon haberlerinin değişmez klişesi ile İstanbul'u sallamıştı.

        Bono, bir parçasını 15 yıl önce kaybolan Diyarbakırlı Fehmi Tosun'a armağan ederek, 'protest' tavrını sürdürmüş, ardından 'sürpriz' yaparak sahneye Zülfü Livaneli'yi davet etmişti.

        "Yiğidim Aslanım Burada Yatıyor"a, stadyumdaki 40 bin kişiyle birlikte eşlik etmişti.

        xxxx

        Geçen hafta Başkent'teydi Livaneli.

        Yıllar sonra Çankaya Belediyesi'nin organizasyonunda sahneye çıkmıştı.

        Livaneli konseri, referandum öncesinde adeta bir eyleme dönüşmüştü.

        Daha sahneye çıkmadan binlerce kişi ellerinde bayraklarla şarkılarını okumaya başlamıştı.

        Sahneye çıkmasının hiçbir anlamı yok gibiydi.

        Binlerce insanın gönlündeki ya da kulaklarındaki Livaneli tınıları yetiyordu sanki.

        Sahneye çıktığında ise kalabalıktaki coşku bir alev topuna dönüşmüştü.

        Bu nedenle uzun bir süre şarkıya başlamadı.

        Yılların özlemiyle kavuşmak uzun sürdü.

        xxxx

        1980'lerin sonu, 90'ların başında Başkent'te çok güzel bir gelenek yerleşmeye başlamıştı.

        O zamanki adıyla hipodromda, yaz aylarında açık hava konserleri olurdu, Büyükşehir'in öncülüğünde.

        Şimdi 'Festival' düzenlenen, İbrahim Tatlıses'in konser verdiği, iftar rekorlarının kırıldığı Atatürk Kültür Merkezi'nde.

        Kimleri ağırlamadı ki?

        Joan Baez, Zülfü Livaneli, Arif Sağ.

        Bugün rakam abartılı geliyor ama 500 bin kişilik dinleyici toplanırdı.

        Ankara, açık hava konserlerini çok sevmişti.

        xxx

        Asıl 'rekor' o zaman kırılırdı.

        Yanında 'promosyon' verilmeden 'gönüllü' birliktelikle.

        Müziğin, "yalnızlaşmış, umutsuzlaşmış" insanlara "beklenti" olarak pazarlandığı günler değildi.

        Sahnedekilerde, Afrika'daki açlığa, insan hakları ihlallerine karşı "yapmacık bir politik tavır" yoktu.

        Yüz binlerle buluşmadan önce liderlerle poz verip hediye alış verişi yapmıyordu.

        Konser de gerçekti, izleyenler de.

        O geceler Başkent'in 'aydınlık' yüzüydü.

        Konser salonunun yerini bilmeyenlerin,

        İzlemeye parası olmayanların yüzü.

        Müzik, dans, fanuslardan çıkmış, insanların arasına girmişti.

        Ayrımcılık yapmadan herkes aynı gökyüzünün altında aynı müzikten kendince sesler üretiyordu.

        İnsanların "öteki yüzü" geceye karışıyordu.

        xxx

        Bono'nun yanındaki Livaneli ile geçen hafta Ankara'daki Livaneli arasında fark vardı sanki.

        İstanbul'da 'sürpriz promosyon'.

        Başkent'te ise beklenen bir umut ışığı gibiydi.

        Herkes bir Livaneli modundaydı.

        Diğer Yazılar