Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        FUTBOL denge oyunu. Futbolcu, teknik direktör, yönetici, taraftar ve medya... Bunlar da bu dengenin ayakları. Bunlardan tek bir tanesi başarı sürecinin içine dahil edilemediğinde hedefe ulaşmak kolay olmuyor. Fakat bu bahsettiğimiz ayaklar içerisinde en önemli denge ayağı teknik direktör. Çünkü kulüp olarak, taraftar olarak, yönetici olarak ne kadar oyuncu alırsanız alın, ne kadar büyük transfer harcaması yaparsanız yapın, hepsini tek bir iradeye teslim ediyorsunuz.

        Ligimizde de şu an en çok konuşulan konu teknik direktörler. Özellikle Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’da. Hatta bu üçlüden ikisi teknik adam konusunda yeni bir sayfa açtılar bile. Bu noktada Ersun Yanal’ın Trabzonspor’la aldığı sonuçlar, daha da önemlisi takımı bir anda şampiyonluk havasına soktuğu ortada. Pazar günkü Beşiktaş-Trabzonspor maçının değeri de tam bu noktada ortaya çıkıyor. Öyle ki, Beşiktaş eğer maçı alırsa, rakibini şampiyonluk konusunda en azından ilk yarı itibarıyla hedeflediği noktanın dışına itebilir. Aksi bir sonuç ise, 4 büyükleri hemen hemen aynı puana getirir ve şampiyonluk yarışını yeniden başlatır. O yüzden Slaven Bilic’in bu maçta yapacakları çok önemli. Beşiktaş camiasının beklentisi bu maçı oyunculardan çok Bilic’in doğru oynaması. Çünkü artık Beşiktaş’ın büyük maçları daha fazla domine etmeye ve öne geçtiği maçları daha iyi kontrol etmeye ihtiyacı var.

        Sosa’nın değişimi

        2006-2007 sezonunda Arjantin’e maç izlemeye gittiğimde ülkenin en çok konuşulan oyuncusu Jose Sosa’ydı... O dönem Estudiantes’te İngiltere’den dönen Juan Sebastian Veron ile birlikte forma giyiyordu. Bugünün en önemli teknik adamlarından birisi olan Atletico Madrid’in hocası Diego Simeone de teknik direktörüydü. Sosa’nın gündemde olmasının sebebi, sezon devam etmesine rağmen Bayern Münih ile kontrat imzalaması ve bir sonraki sezon için Almanya’da, dünyanın en önemli kulüplerinden bir tanesinde forma giyecek olmasıydı. Estudiantes’te oynadığı pozisyon sağ ön, kanat pozisyonuydu. Yani Bayern Münih, O’nu sağ kanat forvet oyuncusu olarak transfer etti.

        O günden bu zamana kadar geçen süreç sonrasında Sosa biraz daha olgunlaşmış haliyle karşımıza çıktı. Sağ kanat oyuncusundan farklı olarak sol kanatta veya forvet arkası dediğimiz pozisyonda daha verimli oynayabilen, oyun kurabilen, liderlik misyonunu üstlenebilen bir oyuncu olarak sıçrama yapmış durumda. Sosa’nın geldiği bu noktayı, Beşiktaş’ın ihtiyacı olan oyuncu tiplemesiyle üst üste koyduğumuzda ikisi birbirine ‘cuk’ diye oturuyor. O yüzden ki, bugün takımın başarı grafiğinde bu denli büyük rolü var. Devamı da gelecek. Bundan şüphemiz yok.

        Diğer Yazılar