Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        FUTBOLUMUZ her yönüyle dibe vurdu. Yarattığı maddi ve manevi değerleri bu kadar boşa harcayan ikinci bir futbol ülkesi yoktur dünyada! Avrupa’da yokuz, Dünya Kupası’nda yokuz, milli takımlarımızın durumu vahim, kulüplerimiz borç batağında, futbolda şiddet tavan yaptı. Kısır çekişmeler havada uçuşurken, futbol seviyemizi konuşmaktan yorulduk..

        Derken bu ‘sıkıntılara’ son verme adına MHK Başkanımız değişti! Önce giden ve gelen başkanın kim olduğuna bir bakalım!

        ZEKERİYA ALP: 11 yıl Beşiktaş forması giydi. Kaptanlık yaptı. Defalarca Milli Takım’da oynadı. Beşiktaş’ta yöneticilik, genel kaptanlık görevlerinde bulundu. Türkiye Futbol Federasyonu’nda yönetim kurulu üyeliği ve basın sözcülüğü yaptı. En son olarak da Merkez Hakem Kurulu Başkanlığı görevini yürüttü.

        Futbolun içinden gelmiş, her kademesinde bulunmuş, saygın, itibarlı, kendi ayakları üzerinde yürüyen, maddi anlamda özgürlüğünü elde etmiş iyi bir iş adamıdır..

        Ama MHK Başkanı olduğu için suçludur.. YUSUF NAMOĞLU: Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği mezunu. İnşaat mühendisleri odası yönetim kurulu üyeliği ve başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu. FIFA kokartlı hakemlik yaptı. 19. ve 20. dönem milletvekilliği yaptı. TBMM Bayındırlık, İmar ve Turizm Komisyon Başkanlığı yaptı. Beşiktaş Belediye Başkanlığı görevinde bulundu. 2011 yılında MHK Başkanlığı’nı yürüttükten sonra şimdi yeniden MHK başkanlığı görevine getirildi..

        MHK Başkanı olduğu için suçludur

        Böylesine saygı duyulacak, parlak CV’lere sahip isimler üzerinden tartışmalar süredursun Türk futbolunda bazı konular hiç konuşulmaz. Bazıları her zaman suçsuzdur...

        Mesela...

        ■ Futbolun çarpık yapısından dolayı hasbelkader göreve gelmiş iş adamları...

        Kulüpleri kendi ticari işleri için kullanan kulüp yöneticileri...

        ■ Görev aldıkları kulüplere hakim olmak adına çevresinde, köyünde o kulüple alakalı alakasız herkesi kulüplere üye yapan başkan ve yöneticiler...

        ■ Kulüpleri denetlemeyen, bugünlere gelmesine göz yuman Türkiye Futbol Federasyonu...

        ■ Yanlış transferler yapıp doğru takım kuramayan yöneticiler...

        Kulüpleri büyük zararlara soktuktan sonra Federasyon’da görev alıp Türk Futbolu’nu aynı mantıkla yönetmeye çalışan Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı ve yöneticileri...

        ■ Kulüplerdeki boşlukları görüp bunlara müdahele etmeyen devletimiz...

        ■ Kulüplerde yöneticilik yapıp futbolcu transferini yalnızca imza olarak gören, yaptıkları mukavelelerin karşılığını yerine getirmeyen kulüp sorumluları...

        ■ Kulüpleri görev sürelerinin ötesinde borçlara sokan, gelecek yılların gelirlerini fütursuzca harcayan kulüp yöneticileri...

        ■ Kulüplerin formaları altında maç seçen, maça göre konsantre olan, kendi iş disiplinlerine sahip çıkmayan, beğendiği hocayla konsantre olan, hoşuna gitmeyen hocaları ipin altına atan oyuncular...

        ■ Kendi işlerini doğru yapmayıp başarısızlık mazeretini başka yerlerde arayan teknik adamlar...

        Kulüplere yönetici, teknik direktör, futbolcu seçerken işin içine ellerini atan siyasilerimiz...

        ■ Kulüplerde yöneticilerle, futbolcularla iç içe yaşayan, kulüp dengelerini ve kimyalarını bozabilme potansiyeline sahip futbolcu menajerleri...

        ■ Kendi sportif başarısızlıklarını başka yerlere fatura etme konusunda önemli bir aşama kaydetmiş olan kulüp yöneticileri...

        ■ Aldıklarını kararlarda kulüplerin ‘etki gölgesinde’ hareket ediyormuş gibi görüntü veren Disiplin ve Tahkim Komiteleri...

        ■ Futbolun güncel haber değerlerini yalnızca yöneticilerin ağzından çıkan kelimelere bağlamış spor medyamız...

        Onların bu süreçte hiçbir sorumluluğu yoktur...

        Tek suçlu MHK’dır...

        Diğer Yazılar