Tükenmişlik sendromu
Futbolumuzun içerisinde söz sahibi olan kesimden gelinen noktayla ilgili açıklamalar peş peşe gelmeye başladı. Fatih Hoca, yeni bir takım projeleri ortaya koyup, önümüzdeki yıllarla ilgili hedefleri açıklarken başlangıç cümlesi “Sözün bittiği yerdeyiz” oldu. Futbolun bir numarasının bu sözünü çok ciddiye almak gerekir. Federasyon Başkanı ve yöneticilerimizden gelen açıklamalar da bundan çok farklı değil. Kulüplerimizin geldiği noktanın artık sürdürülemez olduğunu üstüne basa basa tekrar ediyorlar.
Bazı kulüplerimizin başkanları havuzdan ayrılmak konusunda demeçler veriyor. Mali paylaşımların yeterli olmadığını, kulüplerin bu bütçelerle, içinde amatör branşlar da olmak kaydıyla yönetilmesinin mümkün olmadığının altını çiziyorlar.
Bazı kulüplerimiz sahip oldukları şirket hisselerini sonuna kadar bozdurma yollarını ararken, bazıları da ellerindeki gayrimenkullerin satış konusunu gündeme getirmeye çalışıyorlar.
Kulüpler Birliği Başkanı, bu sistem ile gelinen noktada artık devam edilmesinin mümkün olmadığını söylerken, Avrupa’nın patronu UEFA’dan kulüplerimize yaptırımların kapıda olduğunu açıkça ifade ediyor. Bu şartlarda devam edilirse, hiç bir kulübümüzün Avrupa Kupaları’na katılma şansının kalmayacağını ısrarla belirtmeye çalışıyor.
Spor Bakanımız hazırlanan futbol kanununun veya kulüpler kanununun artık uygulamaya konulanacağını ve kulüplerin bu şekilde yönetilmesinin mümkün olmadığını açıklıyor.
Tüm bunlar yıllardan beri futbolun içerisinde yaşayan daha önce bu noktaları görebilen kişiler tarafından defalarca ve defalarca yazıldı. Anlatılmaya çalışıldı. Göz göre göre, bile bile bugünleri davet ettik. Futbolun yalnızca popülizm tarafını tercih ettik. Futbol yönetiminin yalnızca transfer olduğunu büyük gazete manşetlerinin daha değerli olduğunu zannederek milyarlarca doları sokağa attık. Bugün kulüplerimizin toplam borcu aşağı yukarı 3 milyar lira. Eski parayla 3 katrilyon. Avrupa tarafından çevirirsek, 1 milyar Euro’nun üzerinde
Şimdi, “Bunun altından nasıl kalkarız?” sorusunun cevabını bulamaya çalışıyoruz. Bu konuyla ilgili Kulüpler Birliği kendi içinde bir mali denetim mekanizması oluştururken, “Yeni kaynakları nasıl üretiriz çalışmaları da yapıyor. Spor Bakanlığımız kulüplerin üzerinde bir mali denetim sistemi kurma düşüncesinde BDDK tarzı bir çatı çalışması içerisinde.
Alarm zilleri şiddetli çalıyor
Bu sesleri yıllarca ya duymadık ya da duymamazlıktan geldik. Geldiğimiz nokta bizim dışımızdaki herkesin bu noktaları gördüğü ve duyduğu nokta oldu. Bizim yapamadığımızı birileri bizim önümüze nasıl yapılacağı konusunda reçeteyi hemen koydu. Şimdi biraz panik, biraz da baskı altında büyük bir tükenmişlik sendromu içerisinde bu işin içinden sıyrılmaya çalışıyoruz. Yollar belli, sistem belli, metot belli yeter ki görmek ve duymak isteyelim.
