Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Açıklanan Milli Takım kadrosundan sonra, Avrupa Şampiyonası’ndaki tartışmalara geri döndük. O gün cevaplanamayan ve açıklanamayan birçok konu, bugün yeniden konuşulmaya başlandı. Bu kadro seçiminde görüyoruz ki verilmeye çalışılan bazı mesajlar var.

        Avrupa Şampiyonası’nda sahada yer alan oyuncularımızın performanslarından hiç memnun olmadık. Motivasyon ve konsantrasyonları hayal kırıklığı yarattı. Bu konu çok tartışıldı. Sebepleri ne olursa olsun uzun yıllar sonra katıldığımız Avrupa Şampiyonası’nda oyuncularımızdan mazeretler değil, daha iyi performanslar beklerdik.

        Başarılı performanslar yerine karşımıza bir sürü farklı konuda malzeme konuldu. Özellikle bu tür turnuvalarda bayrağın, milli takım formasının; milyonlarca taraftarın yüreğinin olduğu bir yerde hedef farklı olmalı. Teknik adamlarınızla, yöneticilerinizle ne tür problemler yaşarsanız yaşayın bunlar bir kenara konulmalıydı

        Fatih Hoca’nın son kadro seçiminde takımda olmayan oyunculara verdiği mesaj budur. Ve yanlış da değildir. Bu verilen kararın artı tarafıdır. Oyuncuların da kendileriyle ilgili geriye dönük bir eleştiri yapma zamanıdır.

        Elbette bu kararın negatif yönleri de var. Milli Takım’ın son iki sene içerisinde yaşadığı önemli krizler var. Gökhan Töre-Ömer Toprak-Hakan Çalhanoğlu olayında hatalar yapıldı. Sorun derinleşmeden çözülmesi gerekirken, yönetilemediği için Milli Takım’da bazı kırılganlıklar yarattı. Bugün buna benzer bir olayı Avrupa Şampiyonası’ndan beri yaşıyoruz. Problem olması öngörülebilecek bir şeyi ya da bir şeyleri çözemediğimiz için Milli Takımımız’ı performansıyla değil, sürekli saha dışı konular üzerinden konuşuyoruz. Bu durum da hem oyuncuları hem de teknik heyeti ciddi şekilde yıpratıyor.

        Dolayısıyla da birçok sorunun cevabı aranıyor. Ama en başta şunu soruyoruz: Avrupa Şampiyonası öncesinde son 5 grup maçını başarıya çevirerek güzel bir tarih yazan oyuncularımız, neden 10 gün sonra hedef tahtasına oturtuldular? Büyük bir dönüşüm gerçekleştirip güzel bir takım olgusu ortaya çıkmışken, Avrupa Şampiyonası’nın ilk maçı öncesinde bu yapı neden çöktü? Daha maçlar oynanmadan Milli Takım’ın teknik ekibi içerisinden bazı oyuncularla ilgili bilgiler medyaya neden servis edildi? Oyuncular ile teknik heyet veya oyuncuların kendi aralarında yaşadıkları bu kriz neden daha önce çözülmedi de turnuvaya kadar taşındı? İkinci maç sonrasında yapılan basın toplantısında Fatih Hoca faturayı niye yalnızca oyunculara havale etti? Tüm bunların cevabını arzu etsek de, diğer bir yandan da bazı şeyleri doğru görmemiz gerekiyor.

        Fatih Hoca’nın oyunculara verdiği mesaj son derece doğru. Ama görüyoruz ki; kendi ve teknik ekibi adına da yapması gereken değerlendirmeler var. Dünyada futbol ve futbolcu yapısı değişiyor. 20 sene önceki her şeye itaat eden futbolcu yapısı kalmadı. Bugün mukavelesi, cebi ve kendi medyası güçlü oyuncular var. Tüm dünyada bu, hem kulüplerde hem de Milli Takım’da yönetilmesi zor konuların başında geliyor. Bunu bir egolar savaşı haline getirdiğinizde, “Ben yaptım olur” noktasına taşıdığınızda veya oyuncuyu sorumlu hale getiremediğinizde büyük problemlerle karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Tıpkı şu anda bizim yaşadığımız gibi...

        Diğer Yazılar