Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Beşiktaş-Trabzonspor maçından sonra hakem üzerinden büyük bir fırtına koptu. Canı yanan tarafın haklarını savunması son derece doğal... Söylemlerin; hakları korumak adına yapılmasında da bir sıkıntı yok. Fakat bu tür ortamlarda konu bazen başka algılara da yol açabiliyor. Beşiktaş’ın, Trabzonspor maçını kazanmasının yalnızca hakemin yanlış kararından dolayı olduğunu düşünmek gibi... Bu işte tam da ortalığın toz duman olduğu anlarda ortaya çıkabilecek yanlış sonuçlardan bir tanesi... Evet, Beşiktaş belki geçmiş maçlara göre biraz daha eksik bir maç oynadı. Ancak buna rağmen, 90 dakika genelinde; topa daha çok sahip olan, daha çok pozisyona giren, daha çok ölü vuruş kullanan, daha çok şut atan Beşiktaş’tı, doğal olarak kazanan da Beşiktaş oldu. Sadece Aboubakar, girdiği pozisyonları gol yapsa maçın skoruna ilaveten artı 4 gol daha olurdu.

        Trabzonspor açısından sezona kötü başlamak, sıkıntılar yaşamak kolay bir süreç değil. Beşiktaş maçında sergilenen futbol, Bordo-Mavili takımın bu sezonki en iyi performansı da olabilir. Nitekim ben de öyle olduğunu düşünüyorum. Geriden gelip skoru değiştirme arzusu, hücumu düşünmek, rakip sahada oynamaya çalışmak... Bunlar Trabzon adına güzel işlerdi. Kırmızı kart pozisyonunu çıkartırsak, genel olarak ‘Bu oyun Beşiktaş’ı yenmeye yeter miydi?’ sorusunun cevabını da pozisyonlara baktıktan sonra çok da ‘evet’ olarak göremiyoruz.

        O yüzden; hakem hatasını kabul ederek, yanlış kararları söyleyerek, Trabzon’un iyi oyununu takdir ederek bunları ortaya koyalım ama Beşiktaş’ın kazandığı maçı da yalnızca hakem hatalarına bağlayarak Beşiktaş’a da haksızlık yapmayalım.

        Yeniden birliktelik

        Kimsenin tam cevabını bulamadığı sürecin sonunda Milli Takımımız tekrar tüm oyuncuları ile kucaklaştı. Kadronun açıklanmasından sonra seçilen oyuncu tercihleri ile ilgili bir sıkıntı görünmüyor. Olması gereken, doğal olan bir Milli Takım kadrosu görüyoruz.

        Doğal olmayan süreci geride bıraktık. Bu dönem hem oyuncularımız hem de teknik kadromuz açısından zor bir zaman aralığı oldu. Gereksiz, fazla kişisel ve çok da yerine oturmayan, açıklanamayan bir izahat dönemi yaşadık. Buna gerek var mıydı? Bugün görüyoruz ki; gerek yokmuş. Bazı konular büyümeden diyalog yolu ile çözülebilirmiş... Olayları fazla kişiselleştirmenin de gereği yokmuş. Her şeye rağmen bu noktaya gelinmiş olması da sevindirici. Milli Takım, herkesin Milli Takımı... Kişisel egonun, kırılmaların, alınganlıkların test edileceği bir yer değil. Empatinin herkes tarafından daha çok ortaya koyulması gereken bir alan. Yaşanan olumsuzlukların geride kaldığını görmek sevindirici. Bu süreci bundan sonra daha iyiye götürmek gerekiyor. Bunu tamir etme görevi de yine bu süreci yaşayan ve yaşatanlara düşüyor.

        Diğer Yazılar