Benimle Dans Eder Misin?
Türk televizyonlarının en çok beğendiğim yarışma programı, yeni yarışmacılarla ekranda. Ailece keyifle izliyoruz. Her hafta doğru formatta özenli çalışma ile neler başarılabileceğini kanıtlıyorlar bize. Jüriyi çok başarılı buluyorum. Tan Sağtürk teknik ağırlığı ve iş ahlakını, Uğurkan Erez heyecanı, Asena işini tutkuyla yaparak ayakta kalmayı, Yonca Evcimik gençlik nostaljimizi temsil ediyorlar. Polemiği en aza indirgenmiş, basitliğe taviz vermeyen, izleyiciyi doğru yönlendiren, yetenek ve emeğe saygıyı yücelten bir tavırları var. Dans eğitmenleri bir yandan ham insan malzemesinden inanılmaz dansçılar yaratırken bir yandan da dansın disiplin ve çok çalışma gerektirdiğine vurgu yapıyorlar. Kostümler, ışık, çekimler.... kalabalık bir ekibin zamana karşı yarışıyla kaliteli bir yarışma ortaya çıkıyor. Ayrıca, büyük genç nüfusa sahip ülkemizde, gençleri bir sanat alanına doğru mesajlarla yönlendirmesi bakımından da yapımı değerli buluyorum.
DANSÇI SPORCU
Gelelim işin dansçı / sporcu sağlığı boyutuna. Bu köşeyi izleyenler farkındadır. Her zaman görünenin arka planını incelemek, satır aralarını okumak, sağlık ve performans boyutunu yorumlamak gibi bir kaygımız var. Yarışmacıların hafta içi yaptığı çalışmaları yansıtan görüntüler bu anlamda çok öğretici. Birkaç dakikalık bir gösteri için dansçılar uzun saatler çalışıyorlar. En küçük bir beceri eksikliği veya konsantrasyon kaybı tehlikeli düşmelerle sonuçlanabiliyor. Özellikle hip-hop dansının boyun omurlarına ve omuzlara aşırı yük bindiren figürlerini ne zaman izlesem yüreğim ağzıma geliyor. Bu kısacık görüntülerden anlıyoruz ki, dans, aynen sporda olduğu gibi, branşa özgü becerinin yanında önemli ölçüde esneklik, kuvvet, sürat, dayanıklılık ve çeviklik gerektirmektedir. Yine dans, hem figürleri yani doğası gereği hem de uzun saatler boyu tekrarlar gerektiren çalışma düzeni nedeniyle büyük sakatlık riskleri taşı maktadır.
GÖSTERİ SANATLARI
Gösteri sanatlarına katılımın daha yoğun olduğu ülkelerde bu noktalardan hareketle Gösteri Sanatları Hekimliği (Performing Arts Medicine) ve bir alt dal olarak Dans Hekimliği uygulamaları yaygındır. GSH çalışma alanları spor hekimliği ve egzersiz fizyolojisi ile büyük benzerlik göstermektedir. Birçok başka medi-kal ve paramedikal uzmanlık alanlarından da yararlanmaktadır. İzmir'de yıllardır bu konuda özveriyle emek veren bir hekim arkadaşım var. Kendisi de eski bir dansçı olan ve bu yazıda yayınlarından yararlandığım Spor Hekimi Mesut Nalçakan, bir yandan konservatuarda ders verirken diğer yandan İzmir'deki pek çok dansçının Mesut Abi'si olarak dans yaralanmaları ve performans konularıyla ilgileniyor, özellikle dans yaralanmalarından korunmaya vurgu yapıyor. Dans Hekimliği bağımsız bir çalışma alanı haline gelinceye kadar Spor Hekimleri tarafından yürütülecek gibi görünüyor.
BİLİM VE SANAT
Amerikalı derinlikli polisiye yazarı Raymond Chandler bir yazısında (1938) şöyle demektedir: "İki tür gerçek vardır; bir kısmı yolumuzu aydınlatır, bir kısmı ise kalbimizi ısıtır. Bunlardan birincisi Bilimdir, ikincisi ise Sanat. Bu iki gerçek birbirinden bağımsız olmadığı gibi, biri diğerinden daha önemli değildir. Sanatsız bir bilim makasın bir parçasının olmamasına benzer şekilde saçmadır, bilimsiz bir sanat ise kaba bir folklor derlemesi ya da duygusal bir şarlatanlık olarak görülebilir. Sanat bilimin insancıllıktan uzaklaşmasını, bilim de sanatın komik ve saçma olmasını engeller."
