Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Geçen hafta ABD Senatosu, yaz saati uygulamasının 2023’ten itibaren kalıcı hale getirilmesini öngören yasa tasarısını jet hızıyla kabul etti. Türkiye’de sabahları kör karanlık şikayetlerine rağmen beş yıldır devam eden uygulamaya paralel tasarı Kongre tarihinde görülmemiş bir aceleyle, sadece 14 saniyede ve oybirliğiyle geçti. Hatta partiler üstü ortaklaşma adına övgü de aldı senatörler.

        Fakat sonra anlaşıldı ki, senatörlerin aklı Ukrayna savaşında olduğundan genel kurula paraşütle indirilen tasarı fark edilmemiş ve itiraz gelmediği için Senato onayından geçmişti. Oysa tek bir senatörün itirazı bile tasarının onaylanmasını engelleyecekti. Toplu gaf ortaya çıkınca “Saatlerimiz değişirse bilin ki, bütün suç Putin’de” diye yazılar kaleme alındı.

        Cumhuriyetçi Senatör Marco Rubio’nun dört yıldır uğraştığı, milyonlarca insanın hayatını etkileyecek Güneş Işığını Koruma Yasası’nın normalde günler boyunca tartışılması beklenirdi. Zaten Senato Ticaret Komitesi’nde kabul edilmemişti. Uzmanların dinlendiği oturumlar, tartışmalar ve karşılıklı atışmalar olmadan, hatta oylama bile yapılmadan kaşla göz arasında onaylanması büyük şaşkınlık yarattı. En çok da senatörler şaşırdı.

        “Neydi bu geçen tasarı? Hazırlayan kim? Kalıcı hale gelen nedir?” gibi sorular yükseldiğine dair haberler çıktı. “Ne çabuk” şeklindeki şaşkın itirazlara Senatör Rubio “Dört yıl o kadar da kısa bir süre değil” diye yanıt verdi. İnsanlara tepeden inme saat dikte etmenin demokrasiyle bağdaşmayan doğası da büyük eleştiri aldı.

        REKLAM

        Normal şartlarda bir tasarıyı Senato’dan geçirmek çok zahmetli, zorlu bir süreçtir. Önce komiteden onay alınır, sonra da çoğunluk liderinden bunu genel kurulda oya sunması istenir. Yoğunluk nedeniyle çoğu zaman yanıt “hayır” olur. Tasarı sahibinin şansı yaver gider de genel kurula gelirse, yüz senatörden 60’ının onayı gerekir. Olmadı, tartışılır ve tekrar tekrar oylama turlarına gidilir.

        Veya bu yolların tamamı pas geçilerek, genel kurulun oy birliğiyle rızasına başvurulur. Marco Rubio’nun yaptığı da buydu. Kimse itiraz etmedi, tasarı geçti.

        NİHAİ DEĞİL, DAHA ÇOK YOLU VAR

        Ancak neticede bir gecede yürürlüğe girecek bir oldu bitti söz konusu değil. Tasarının yasalaşması için Temsilciler Meclisi onayından geçmesi, ardından Başkan Biden tarafından imzalanması gerekiyor. Şimdi Temsilciler Meclisi’nde enine boyuna tartışılıyor, fikirler çatışıyor.

        Tasarıya uykuda yakalanan halk sağlığı uzmanları insanların, özellikle de çocuklarla gençlerin biyolojik saatine müdahalenin zararlarına dair fikirlerini seslendiriyorlar. İleri saatin ticaret açısından olumlu sonuç vereceğini savunanlar ise 20 eyaletin bu düzenlemeye destek verdiğine dikkat çekiyor. Bir kesim de kış saati uygulamasının standart hale gelmesini savunuyor.

        Kamuoyu ikiye bölünmüş durumda. Halkın bir bölümü güneş erken doğsun istiyor, kimileri geç vakit gün batımından yana. Bir ankete göre yüzde 44’lük kesim “Yaz saati kalıcı olsun” diyor; yüzde 35 ileri-geri devamdan yana, yüzde 13’lük kesim ise kış saatinin sabit saat olmasını istiyor.

        “GECE KUŞU ERGENİN IŞIĞINI ÇALMAK GADDARLIKTIR”

        Malûm yaz saati uygulaması gün ışığından daha fazla yararlanarak enerji tasarrufunu öngörüyor. Biz Bakanlar Kurulu kararıyla bir gecede sabit saate geçtik. 27 Mart 2016’da bir saat ileri alınarak başlatılan yaz saati bir daha geri alınmadı, o gün bugündür devam ediyor.

        Enerji Bakanlığı’na göre uygulamanın başlamasından bu yana 6.82 milyar kilovat saat tasarruf edilmiş, parasal karşılığı da 5.94 milyar lira. Muhalefet ise aynı fikirde değil. Bu nedenle CHP Milletvekili Suzan Şahin “Çocuklar karanlıkta okula gidiyor, kadınlar karanlık sokaklarda taciz ve saldırı endişesiyle işe gidiyor” diyerek kalıcı yaz saatinin kaldırılması için yasa teklifi verdi.

        REKLAM

        Şu an ABD’deki tartışmaların merkezinde enerji tasarrufu yok; İleri saatin karanlıkta okul yoluna düşecek çocuklarla gençler üzerinde bırakacağı etki ana gündem maddesi. “Kış vakti ileri saat uyurgezerliği” diye bir kavram da kıvam bulmaya başladı. Pediyatri ve uyku uzmanları, ergenlerin teknolojinin de etkisiyle zaten uykudan yoksun yaşadıklarını, ileri saat kalıcı hale geldiği takdirde ruh ve beden sağlıklarının bozulacağını söylüyor; “Liseliler uyurgezer vaziyette derse girecekler, öğrenme güçlüğü, depresyon gibi sorunlar baş gösterecek” diyorlar.

        Yale Üniversitesi Pediyatrik Uyku Merkezi'nden Craig Canapari daha da ileri giderek “Gençler bedensel değişimleri, ev ödevleri, çeşitli etkinlikleri ve sosyal hayatları nedeniyle doğaları gereği gece kuşudur. Onlardan gün ışığını çalmak gaddarlıktır” diyor. Bu uzman görüşüne göre okulların ilk ders saati ergen yaştakiler için zaten fazla erken, üstüne gün ışığı mahrumiyeti 24 saatlik “sirkadiyen” ritminin iyice bozulmasına yol açar ve giderek kronik uyku bozukluğundan mustarip bireyler haline gelirler.

        Uyku uzmanlarına göre gençler tembel oldukları için değil, bedenleri doğal olarak gün ışığıyla doğrulmaya ayarlı olduğu için erken kalkmayı sevmiyor. Washington Üniversitesi Uyku Merkezi’nden nörolog Nathaniel Watson’ın dediği şu: “Sağlıklı yaşam için sekiz-on saat uyuması gereken bir ergeni saat 23.00’ten önce yatırmak mümkün değildir. Akşamları her bir saatlik fazla gün ışığı uykuyu 19 dakika kısaltır, uyku yoksunluğu yaşayan nesille ilgili problemlerimiz daha da artar. Biz bu nedenle okulların 8.30’dan sonra başlamasını öneriyoruz.”

        Boston Çocuk Hastanesi Pediyatrik Uyku Bozuklukları Merkezi direktörü Judith Owens da ilk ders saatinin ileri alınmasını savunan uzmanlardan; “Sabahları uyanmak ve melatonin salgısını baskılamak için ışığa ihtiyacımız var. Bu hepimiz için geçerli, ancak ergenlik çağında daha da büyük ihtiyaç. Onları okula gitmek için saat 5 ya da 6’da kaldırmak, bir yetişkinin saat 3’te uyanmasına denktir” diyor.

        Johns Hopkins Üniversitesi’nden psikiyatri ve davranış bilimleri uzmanı David Neubauer ise başka bir noktaya parmak basıyor: “Gün ışığından daha fazla yararlanmak akşamları daha fazla ışık olduğu anlamına gelmiyor, biyolojik ritmin sağlıklı bir şekilde işlemesi için gereken sabah ışığını çalıyor sadece.”

        Son tahlilde bazı bilim insanları nihai karar için daha fazla araştırma yapılmasını istiyor. Bazıları da yılda iki kez saat değişikliği uygulamasına son verilmesine karşı çıkmıyor, ancak standart saatin sabit kalmasından yana görüş bildiriyorlar. Amerikan Uyku Tıbbı Akademisi (AASM) saatlerin ileri – geri alınmasının sirkadiyen ritim bozukluklarına yol açtığını ve gün ışığından tasarruf ederken obezite, metabolik sendrom, kardiyovasküler hastalıklar ve depresyon gibi arazların ortaya çıktığını savunuyor. Dolayısıyla akademiye göre Senato’nun yıl boyu tek saat kararı doğru ama, yanlış yönde.

        Tabii bir de coğrafya sorunu var; ülkenin enlemi boylamı, doğusu batısıyla dilim farkından kaynaklanacak uyum sorunu konuşuluyor. Miami ve Boston’un sabit saati farklı algılayacağı gibi örnekler çoğaltılıyor. Bu bağlamda, “Saati kaça ayarlarsanız ayarlayın, dünyanın eksenindeki dönüşünü değiştiremezsiniz” diyenler çıkıyor. Sonra, yıl boyu ileri saat uygulamasının akşamları suç oranlarını düşürebileceği de hesaba katılıyor.

        Neticede Senato kazasına rağmen bir gecede karar çıkmıyor, tartışma sürüyor.

        Diğer Yazılar