Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Pakistan’da haziranda başlayan muson mevsimi yağmurlarıyla gelen seller bini aşkın can aldı, taşkın suların korkunç gücü köyleri birer birer yok etti, bir milyon konut ya tamamen yıkıldı ya da ağır hasar gördü, bazı bölgelere sadece havadan ulaşılabiliyor, felaket 33 milyon insanın hayatına doğrudan darbe indirdi; yani 220 milyonluk nüfusta her yedi kişiden biri sellerden zarar gördü. Felaketin boyutunu Nuh Tufanı’na benzetenler var (beter diyenler de var)…

        Bu arada Avrupa’da… 1540’tan beri görülen en büyük kuraklık yaşanıyor, birçok bölgeye aylardır damla yağmur düşmedi, nehirler kurudu. Tiber’de Roma döneminden kalma harabeler, Ren’de 19’uncu Yüzyıl batıkları ortaya çıkmaya başladı. Hani Ortaçağ’da olsalar havayı bozdu diye cadı yakacaklar, o denli.

        NASA’nın iklim uzmanı ve aynı zamanda iklim aktivisti Peter Kalmus bu iki tabloyu tek önermede eritiyor: “Biliyorsunuz bazı yerler kurudu. Peki onca suyun nereye gittiğini sanıyorsunuz? Söyleyeyim başka yerleri sel aldı. Yeryüzü dengesini kaybetti, geriye dönüş imkanı yok, giderek kötüleşiyor ve sebebi fosil yakıt endüstrisiyle hayvancılık.”

        Kalmus’un cümlelerini tweet’inden aktarıyorum, pek bilimsel görünmeyebilir ama adam NASA’da Jet Propulsion Lab’da görevli, uydu veri ve modellerini kullanarak yeryüzünde meydana gelen hızlı değişimleri gözüyor, kayda geçiriyor. İklim krizinin gezegenin ve insanlığın geleceğini tehdit ettiğini kayda geçirmek için de Avrupa ve Asya’daki ekstrem iklim olayları birbiriyle ilintilendirmek gerekiyor.

        REKLAM

        3 MİLYON YIL ÖNCESİNİN İKLİMİ Mİ?

        Pakistan’daki felaketin trajik boyutunu anlatabilmek için “Nuh Tufanı” benzetmesine başvuranlar var uluslararası medyada.

        Ancak Lozan Üniversitesi’nden ekolojik ekonomi uzmanı Prof. Julia Steinberger’in itirazı var. Diyor ki; “İklime bağlı taşkın ve selleri Nuh Tufanı’na benzetmek biraz hafif kalıyor. İncil birkaç bin yıllık, biz ise 3 MİLYON yıl öncesinin iklimine ilerliyoruz 2030’a doğru. Pliyosen Çağ’ın ekstrem hava koşullarını konuşmanın zamanı gelmedi mi?”

        Steinberger aynı zamanda BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli 6. Değerlendirme Raporu’nun da yazarı. Uyarısının ciddiyetini anlamak için nedir bu Pliyosen Çağ diye baktım, teknik ayrıntıları geçiyorum, 3 milyon yıl öncesinin iklim koşulları şöyle: Ortalama sıcaklık bugünkünden 2-3 derece daha fazla, karbondioksit seviyesi bugünküyle aynı, küresel deniz seviyesi ise 25 metre daha yüksek.

        Yani Steinberger’in öngörüsüne göre küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutma hedefi gerçekleşmediği takdirde 2030 sonrası ortalama sıcaklık bugünkünden 2-3 derece fazla olabilir. Peki sonuçları ne olur?

        Sıcak hava dalgaları sıklaşır, yağmurların yoğunluğu artar ve deniz seviyesi yükselir. Aşırı sıcak ve yağış olmaması kuraklığa neden olur, bu da tarımı etkiler. Aşırı yoğun yağış halinde toprağın suyu özümsemesi için zaman kalmaz ve alçak bölgelerde seller meydana gelir, toprağın verimli üst katmanlarını siler süpürür. Bu erozyon ortamında tarımsal üretim geriler ve gıda kıtlığı başlar. Açlıktan etkilenen kitleler gıda bulmak için başka bölgelere göç etmeye başlar. Bu insanlara iklim mültecileri adı verilir. İklim değişikliğinin sonuçları nedeniyle kaçmaya zorlanan insanlardır.

        REKLAM

        Şimdi bir soru daha: Pakistan’daki sellerden etkilenen 33 milyon insan nereye gidecek? Ülkede acil durum ilan edildi, Başbakan Şahbaz Şerif İngiltere’ye yapacağı ziyareti iptal etti, Papa Fransuva da uluslararası topluluğu Pakistan’a yardım elini uzatmaya çağırdı; acil durum ilanları ve yardım çağrıları milyonlarca insanın yerinde yurdunda kalmasını sağlayacak mı? Yoksa Batı’ya doğru yeni bir göç dalgası mı başlayacak?

        Ya Batı’daki durum ne olacak?

        Yaşadığımız ekstrem iklim olaylarını 16’ncı Yüzyıl’daki kuraklık, Nuh Tufanı ve hatta Pliyosen Çağ’la kıyaslayan bilim aleminden zamansal başka göndermeler de var. Teksas Teknik Üniversitesi’nden iklim bilimci Prof. Katharine Hayhoe, “İklim değişikliği daha sık ve yoğun aşırı yağışa neden olduğu için ABD son beş haftada bin yıllık zaman dilimine eş değerde beş ayrı sel vakası yaşadı. Ve şimdi sıra Mississippi’de” diyor. Eyalette aşırı yağışlar nehirleri taşırdı, taşkın suları bazı kasabalarda evlere ulaştı. Valilik acil durum ilan etti, halka evleri terk etmeleri çağrısında bulunan belediyeler var.

        Avrupa’daki aşırı sıcak hava dalgaları ve kuraklık, 1540’tan bu yana görülen ilk ekstrem iklim olayı. O dönemde Orta ve Batı Avrupa’ya 11 ay süreyle yağmur düşmemiş, hava sıcaklıkları 20’nci Yüzyıl ortalamalarının 5-7 derece üstünde seyretmiş ve iklim tarihçilerine göre Avrupa’da kayda geçen en büyük doğal afette bir milyon insan hayatını kaybetmişti. Bu kayıplar arasında cadı diye yakılanlar vardı. Cadı yakma vakalarından birine tanık olup gravürle tasvir eden Lucas Cranach (Genç) “Şeytanla anlaşıp büyüyle havayı bozduğu için” diye yazar.

        Tarihçi Wolfgang Behringer “İklimin Kültür Tarihi” kitabında, cadıların hem hava koşullarından hem de krizin sonucu olan toprağın bereketsizliği, kısırlık ve hastalıklardan sorumlu tutulduğunu yazıyor. Ayrıca orman yangınlarını çıkarmakla suçlanan binlerce seyyah, çoban ve dilenci işkencelerden geçiriliyor veya korkunç ölümlerle hayatları son buluyor. Sayısız komplo teorisi yayılıyor; Habsburg diyarında Osmanlı yangınları çıkarmakla suçlanıyor, Almanya’da Katolik ve Protestanlar birbirini suçluyor. Neyse ki 1540 yılının aralık ayında sıcaklık düşmeye başlayınca paranoya da sona eriyor.

        Bugün küresel ısınma ve iklim krizi bir gelecek tehdidi olarak insanların gözü önünde seyrediyor ama yine de karbon ayak izini küçültmek için çok az şey yapılıyor. İklim araştırmaları yapan tarihçi Christian Pfister, “Büyük hata” diyor, çünkü 500 yıl önceki gibi bir mega kuraklık felaketi gelecekte de yaşanabilir ve indireceği darbe çok daha büyük olur, çünkü bugünün nüfusu o dönemlerin on katı, enerji ihtiyacı ve talepleri de on kat fazla.

        Diğer Yazılar