Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Biz iyi biliriz. Akşama final var, harika biliriz. Bütün dünya iyi bilir. Amerikalılar da artık iyi biliyor, fazladan, “seksi” de buluyor. Bu Dünya Kupası’nda Amerikalılar futbolu daha bir sevdi. Medya, kamuoyu daha fazla futbolla yatıp kalktı. Bir şey daha yaptılar, futbolcu fiziklerine öyle bir takıldılar ki, “Topçuyu cinselliğiyle nesneleştirmek doğru mudur” tartışması bile yaptılar.

        Plaj voleyboluna takanlar, Şarapova’ya, Isinbayeva’ya cinsel obje gözüyle bakanlar halt etmiş. Dünya Kupası’nın Amerikan magazin medyası, kadın ve gay bloglarındaki yansımalarına bir bakın, kadın sporcuyu cinsel obje kategorisine indiren zihniyet solda sıfır kalır.

        Daha geçen haziranda yaşadık. Roland Garros’da kupayı alan Şarapova şöyle Eyfel fonlu öyle bir zafer pozu verdi ki, bacaklar santim santim yer kapladı birinci sayfalarda. Nadal da aldı aynı kupayı ama, Şarapova’nın yanı başında kelle fotoğrafıyla savdık gitti başımızdan. Nadal en seksi erkek sporcular arasında sayılmakla birlikte o kadar yer edinebildi. Seksapeli Şarapova’yı geçmeye yetmedi. Dünyanın her yerinde, her medyada öyle oldu.

        Çünkü teniste, öyle maç sayısı yaptım diye kucaklaşıp yerlerde yuvarlanmalar yok malum. Amerikan magazin sitelerinde Nadal en fazla havluyla kurulanırken yer aldı “Aman ne hoş” diye. O kadar.

        Ama bir de Dünya Kupası’ndan enstantaneleri görün o magazin siteleri ve kadın bloglarında. BuzzFeed’den Elle ve Jezebel’e, Out ve Cut’a. Hayır, tartışmalı pozisyonları, ikili mücadele görüntülerini değil, terli adamların sarılmaları, gol sevinciyle forma çıkarmaları, gol yiyince üzüntüden formayı yüze doğru sıyırmaları üzerinden fantezi döktürülen enstantaneleri kastediyorum.

        DAYANILMAZ GÜLÜŞLER

        Neler var neler! Sarılmalar, kalçalar, öpücük atmalar, “Bu karın kası bilin bakalım hangi futbolcuya ait” testleri. Olivier Giroud’nun seksi bakışları, Ronaldo’nun diliyle dudaklarını sıyırması, Drogba ve Hulk’un kalçaları, Pique’nin “romantik bakışı ve dayanılmaz gülüşünden” anlam çıkarmalar, Kaka’nın “milyon dolarlık gülüşüne” övgüler, Obi Mikel’in elmacık kemiklerine şiirler, Oscar’ın “sana muhtacım diyen karşı konulmaz bakışları”, Şilili Sanchez’in “aygırımsı estetiği” ve Brezilyalı Luiz’in Ön-Rafaelit (şu İngiliz pre-Raphaelite ressamların eserlerinden esinle) dönem güzelliği.

        Magazin sitesi Jezebel, “Kupada herkes terledi, maçı seyredenler de oynayanlar da” diye yazıyor. Kimilerinin cidden “futbol” seyrettiğini, kimilerinin de çerez niyetine “futbolcu” seyrettiğini anlatıyor. Seyirle terleyenler daha çok ikinci gruptaki çerezciler. Bu grup skorla fazla ilgilenmiyor, fakat futbolcuları fazlasıyla tanıyor. En sükseli Neymar’dan, Bosnalı Dzeko’ya varıncaya kadar.

        Sporcular bir yana, Meksika’nın Yılmaz Vural kadar heyecanlı koçu Miguel Herrera’nın taşkın hallerine bile bayılanlar var. Talebeleriyle gol kucaklaşmalarına hasta olanlar çıkıyor. Bu arada Hırvatistan’ın hocası Niko Kovac da en yakışıklı teknik direktör şeklinde dikkatlerden kaçmıyor. Açılış maçında Brezilya’ya yenilen Hırvat oyuncular, üzüntüden formaları atıp kendilerini jakuziye vuruyorlar topluca. İşte gizlice çekilen o enstantaneler gay sitelerini sevinçten havalara uçuruyor.

        Biz normal futbol seyircilerinin çok doğal ve sıradan bulduğu sevinç kucaklaşmaları veya teselli sarılmaları sayfalarca yer kaplıyor.

        Herrera ve oyuncularının sert kucaklaşmasından, Suarez’in sevinçten Muslera’nın kucağına sıçradığı sahneye kadar.

        ŞEKERCİ DÜKKANI

        Tabii futbolcuyu bu kadar objeleştirmek, sporu bu derece salçalamak eleştiri de alıyor. Slate’ten Amanda Hess, “Erkekten şekerci dükkânına düşmüş gibiler” diye yazıyor. BuzzFeed’in, şimdi burada sayamayacağım her uzuv için ayrı listeler yapmasına içerliyor. Ama asıl eleştirisi bunlara değil. Gerçekten de Dünya Kupası’ndan seksapel geyiği çıkaranlar, Hess’in de dediği gibi “Topa ve oyuna konsantre olamayanlar”. Neticede futbolu, futbol olduğu için seyreden yüz milyonlar var.

        Esas eleştiri kadın ve erkek sporculara yönelik çifte standarda. “Kadın sporcuları objeleştirmeyi” meşru göstermeye çalışanların, futbolcu fiziğine olan bu ilgiyi bahane etmesine. Mesela BuzzFeed’in, “Mademki seksi futbolculara bu kadar düşkünüz, o halde plaj voleyboluna da düşkün olma hakkımız var” şeklinde bir safsata çıkarmasına.

        Evet, bir azınlık Ronaldo’yu, Luiz’i salt görünüş itibariyle ikonlaştırabilir ama onların spor ikonu olarak saygınlığı ve değeri daha büyüktür. Başarısız bir erkek sporcu asla dergi kapaklarını süslemez, on milyonlarca dolarlık sponsorluk anlaşmalarına konmaz.

        Kadın sporculara gelince, Sports Illustrated Dergisi bile kadın sporcuları, sanki onlar bikini modeliymiş gibi seksi pozlarda sayfalarına taşır. Erkekler gibi sportif aksiyon halinde görünmezler. En yetenekli olanları değil, en zayıf, en güzel, en sarışın olanları kapaklara çıkar.

        Hem yetenekli, hem güzel Şarapova hariç.

        Diğer Yazılar