Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bu seçimin en önemli konularından biri sandık güvenliği... Bu nedenle siyasi partiler, seçmen iradesinin tam manasıyla sandığa yansıması ve vatandaşın oylarına sahip çıkılması amacıyla çok önemli çalışmalar yapıyor.

        Millet İttifakı partileri, seçim güvenliği konusunda yaklaşık bir yıldır çok hassas ve titiz bir çalışma yürütüyor. Sandıklarda görev yapacak parti temsilcilerine eğitimler veriliyor. Ayrıca gönüllüler üzerinden bir çalışma yapılıyor. Sandıklarda gönüllü olarak görev alacak olanlara siyasi parti müşahit kartı verilecek.

        Barolar, büyükşehirlerde oy kullanılan her okulda seçim mevzuatını bilen bir avukat bulunduracak; avukatlar, uyuşmazlık olduğunda sürece müdahale edecekler.

        Yüksek Seçim Kurulu’ndan gelecek ıslak imzalı tutanaklara ilişkin verileri işlemek üzere birçok parti, dijital seçim ofisleri kuruyor. Hem yurt içi hem yurt dışı seçmen listeleri titizlikle kontrol ediliyor. Listelerde görülen problemler YSK’ya iletilip düzeltilmesi sağlanıyor.

        Bu seçimde sandık güvenliği konusunda, belki en çok tartışılacak başlıklar şunlar:

        Sonradan Türk vatandaşı olan sığınmacıların oy kullanması, yurt dışında 15 ülkede daha sandık kurulması kararı alınması, yurt dışındaki seçmen listeleri, yurt dışında oy kullanma işleminin büyükelçilerin koordinasyonunda yürütülmesi, deprem bölgesinde oy kullanma işlemleri, afette hayatını kaybeden vatandaşlarımızın seçmen listelerinden düşülüp düşülmediği, mükerrer oy kullanımının önlenmesi, itirazlar üzerine seçim kurullarının alacağı kararlar, adres taşıma, farklı adreslere blok kaydedilen seçmen, konut bulunmayan yerlere yazılan seçmen, mühürsüz pusulalar, yaşlı-hasta-ölü ya da kısıtlıların oy kullanması…

        Bu başlıklarda geçmiş seçimlerde tartışma yaşandığı için örnekler arasında yer verdim. Her seçim sürecinde sandık güvenliği konusu öne çıkar ve hem ilgili bakanlıklar hem de siyasi partiler önlemlerini alırlar.

        Geçmiş tecrübelerimize bakıldığında, Türkiye’nin SEÇSİS ile güvenli ve bir seçim sistemi uyguladığını söyleyebiliriz.

        Peki hiç manipülasyon olmaz mı? Şüphesiz ki olur ancak siyasi partilerin alacağı önlemlerle, ıslak imzalı tutanakları karşılaştırarak, fiziki olarak süreci takip ederek, gerektiğinde seçim kurullarına itiraz ederek süreci sıkı şekilde denetlemeleri mümkün…

        Fiziki denetim çok önemli ve en önemlisi de vatandaşın oyuna ve iradesine sahip çıkmasıdır.

        SEÇMEN KAYDIRMA

        Her seçim döneminde gündeme gelen seçim güvenliği konusunu uzmanlara sordum. Şu tespit oldukça dikkat çekiciydi:

        “Bizdeki sistemde sandığa ne girerse o çıkıyor. Öncesi ve sonrasında herkes işini layıkıyla yaparsa ve süreçleri denetlerse, oy çalma, mükerrer seçmen veya oy kaydırma yapılamaz.”

        Geçmiş seçimlerde numaratajla ilgili problemler yaşandı. Bazı boş adreslere aslında orada oturmayan seçmen yazıldı, bazı apartmanlara blok kaydırmalar yapıldı. Genelde belediye seçimlerinde yaşanan bu durum, küçük farklar oluşturuyor ve o belediye ölçeğinde denklemi değiştirebiliyor.

        Bu tür durumlar yaşanmaması için seçmenin muhtarlıklarda askıya çıkan seçmen listesine bakıp, hem kendi adına hem oturduğu apartman adına denetim sağlaması mümkün. Bu sorgulama e-devletten de yapılabiliyor. O apartmanda oturmayan seçmen kayıtlıysa, ilçe seçim kuruluna şikayette bulunulması gerekiyor. İlçede çözüm bulunamazsa il seçim, sonrasında Yüksek Seçim Kurulu’na kadar gidilebiliyor. Bu denetimi siyasi partiler de yapabiliyor.

        Kağıt üzerinde her şey şeffaf ancak işin içine insan unsuru girdiğinde hata da olabilir kasıt da…

        Her seçmenin; vatandaşlık numarası, kimlik kartı ve seçmen bilgi kartı bulundurması gerektiği için mükerrer seçmen konusunda öyle büyük hilelerin yapılamayacağı ifade ediliyor.

        Buna rağmen şüpheli seçmen kaydı denetimlerinde siyasi partilere büyük görev düşüyor. Bu seçmen listeleri belli aralıklarla siyasi partilere gönderiliyor. Siyasi partiler bunu geçmiş listelerde karşılaştırarak denetleyebiliyorlar.

        Türk vatandaşlığına sonradan geçmiş olanlar, seçmen listelerinde soyadlarına göre askıya çıktığı için bu seçmen grubunda problemler çıkabilir ancak bunu da siyasi partilerin kontrol edip itiraz etme hakları bulunuyor.

        Sandık kurulları ve müşahitler meselesi hayati derecede önemli. Her sandıkta başkanla birlikte en az 7 üye bulunuyor. Parti müşahitleri ile birlikte adayların gözlemcileri de bulunabiliyor. Sandık kurullarında üye sayısı 15’e kadar çıkabiliyor.

        Zarfların, oy pusulalarının ve mührün seçmene nasıl teslim edileceği, oyların nasıl kullanılacağı ve sonrasında ıslak imza ile nasıl tutanak altına alınacağı, sayımın nasıl yapılacağı mevzuatta belli. İki kişi oyları sayarken, yanlarında bir de gözlemci bulunuyor. Burada maddi hatalar, kaydırmalar olabilir; sandık kuruluna parti temsilcileri anında itiraz edebiliyor. Tutanak bağlandıktan sonra ıslak imzalı olarak kayıt altına alınıyor.

        Islak imzalı tutanaklar, ilçe seçim kuruluna ulaştığı anda taranıp dijital ortama alınıyor ve eş zamanlı siyasi partilere gönderiliyor. Önceden partilere gönderimde 1-1.5 saniye fark oluşabiliyordu ancak şimdi anında bütün partilere saniye farkı olmadan tutanaklar ulaştırılıyor.

        TEŞKİLATLARI AYAKTA TUTMA

        “Seçimde hile olacak!” söylemi geçmişte seçimi kaybetme endişesi olan siyasi parti teşkilatlarının kullandığı ya da sığındığı bir argüman olmuştur. Bu şekilde algıyla, manipülasyonla taktiksel olarak teşkilatlarını ayakta tutmayı amaçlıyorlar.

        Dediğim gibi bu hile olmayacağı anlamına gelmez ancak bunun için büyük organizasyon gerekiyor.

        Her kesim açısından hayati derecede önemli görülen bu seçimde en çok iş, Yüksek Seçim Kurulu’na düşecek gibi görünüyor. İtirazları, kararları ve sonuçlarıyla çok konuşulacak bir seçim olacağı kesin...

        Diğer Yazılar