Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son haftalarda hakemlerimiz futbol oyununun meyvesi olan gole prim tanıma adına penaltı vereceklerine maalesef tam tersini yapıyorlar. Penaltı vermek mi zor, vermemek mi? Ben yeni hakemken maça çıkmadan önce, “Penaltı olsa da versem” derdim. Bu bir önyargı mıdır? Kesinlikle değildir. En azından kendimi bildiğim için bunu böyle söylüyorum. Başkası “Önyargı olur” derse, onun klas hakemliğinden şüphe ederim. Doğru penaltıları vererek büyüdüm. En yüksek mevkide hakemlik yaptım. Çünkü penaltı gibi, kırmızı kart gibi, bariz gol şansı gibi, kale çizgisini geçen topa gol vermek gibi kritik kararları verirseniz; işte o zaman kaliteli hakem, büyük hakem olursunuz.

        Penaltı ikilemi yaşayan hakem asla beyaz noktayı gösteremez. Pozisyon akar gider, siz de arkasından bakarsınız. Bu hafta F.Bahçe-Ç.Rize maçında hakem 4 penaltı pozisyonundan ancak 1 tanesini değerlendirebildi. Oysa diğer 3 pozisyon da oyun kurallarının ruhuna ve lafzına göre penaltı olmalıydı. Peki hakem aklını peynir ekmekle mi yedi ki bu penaltıları vermedi? Elbette öyle değil. Konsantrasyon eksikliği var. İyi yer alamama sıkıntısı var. Sorumluluğu 5. ve 6. hakemlerin üzerine atma var. Pozisyona hakim olamamak var. Mücadele nasıl başladı, nasıl gelişti, nasıl bitti, kim önce çekti, kim sonra çekti, topa mı vurdu, ayağına mı vurdu? Bunları takip etmemiş veya görmemiş iseniz işte o zaman penaltıyı asla veremezsiniz. Neden mi? “Ya değilse” korkusu bütün benliğinizi kaplar da ondan! İşte bu yüzden beyaz noktayı göstermek zordur. Penaltıyı verebilmek için hakemlere bir önerim var. Ceza alanı içerisinde savunma oyuncularına odaklanın, forvetlere değil... Çünkü penaltıyı yapacak olan savunmacılardır. Forvet oyuncularına bakarsanız kesinlikle aldanırsınız.

        Tüfek icat oldu mertlik bozuldu

        5. ve 6. hakemliğin uygulanmasına asla karşı değilim. Çağdaşlık adına, Avrupa’yı takip etme adına ve UEFA’nın tavsiyesi adına Türkiye’de uygulanmasını son derece doğru buluyorum. Ancak maçlarda 5. ve 6. hakemlerden kaynaklanan önemli sıkıntılar var. Hemen yanı başlarındaki açık elle oynamaları bile hakemlerine söyleyemiyorlar veya söylemek istemiyorlar. Görüntü maalesef böyle. Bu hakemlerin Süper Lig kadrosunda da görev yaptıklarını biliyorum. Yetenekleri açısından da hiçbir şüphem yok. Ancak maçlarda maalesef çok yetersiz kalıyorlar. Örnek mi? Sivas-F.Bahçe maçı hala hafızalarda... İlk 9 haftaya baktığımızda da büyük hatalar görüyoruz. Peki sorun nedir, nasıl çözümlenir? MHK Başkanı mutlaka her türlü tedbiri alıyordur. Zaman zaman da hatalarını yüzlerine karşı söylüyordur. Bundan hiçbir kuşkum yok. Ancak benim de gözlemim şudur. Kritik karar verme adına 5. ve 6. hakemler ya sorumluluk almıyorlar ya da maçın görevli hakemleri, “Siz sadece gol çizgisine bakın, diğerlerine karışmayın” diyorlar. Öyle olmasa açık elle oynamayı, burnunun dibindeki tekme atmayı, yumruk atmayı, itelemeyi ve çekmeyi hakeme derhal işaret etmek veya söylemek zor olmasa gerek.

        Bu haftanın genç hakemleri Alper Ulusoy ve Abdulkadir Bitigen, maçlarını gayet iyi yönettiler. İlerisi için de olumlu sinyaller verdiler. Darısı görev alacak diğer gençlerin başına...

        Tecrübeli hakemler beyaz noktayı maalesef gösteremiyor. Gençler kimi örnek alacak? Bu hafta verilmeyen penaltılar can yaktı. Hakemlerin bu konuda kendilerine çeki düzen vermeleri gerekir.

        Diğer Yazılar