Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SAYIN Cumhurbaşkanımız’ın, takım kaptanlarıyla yaptığı toplantıda futbolculara verdiği “Hakemlere itiraz etmeyin, itelemeyin, kakmayın” mesajı ayakta alkışlanır. Yıllardır futbol ailesi içerisindeyim, ilk defa devletimizin en büyüğünün hakemlerle ilgili cümlesine şahit oluyorum. Tam da yerinde ve zamanında söylenmiş en güzel söz. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a hakem camiası adına şükranlarımı arz ediyorum. Eğer futbolcular, hakemlere sahip çıkarlarsa, onlara hak ettikleri saygıyı gösterirlerse problemin büyük kısmını halletmiş oluruz. Hakem düdük çaldığında etrafına üç-beş kişi gelmiyorsa, el-kol işaretleriyle itiraz edilmiyorsa ve herkes hakem yerine işine bakıyorsa işte o zaman oynanan futbolun da tadına doyum olmaz. Adaleti ve eşitliği sağlayan hakemlere oyun alanı içerisinde futbolcular sahip çıkarlarsa, o hakemin kafası karışmaz, dingin olur ve verdiği kararlar da yüzde 99.9 doğru çıkar. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Süper Lig takımlarının kaptanlarına ifade ettiği “Hakemlerle oynamayın” sözleri kanaatimce son yüzyılın futbol içerisinde söylenmiş en önemli ve can alıcı noktasıdır. Takım kaptanlarının, Sayın Cumhurbaşkanımızı üzmeyeceklerini ümit ediyorum. Bu çok anlamlı büyük mesajdan sonra ben; futbolcuların artık hakeme hak ettiği saygıyı ve sevgiyi göstereceklerine yürekten inanıyorum.

        Ahde vefa!

        Evvelki hafta Ankara’da Türk hakemliğinin büyük kongresi vardı. Türkiye’nin dört bir köşesinden on binleri temsilen gelen 422 tane çok değerli delegasyon bu kongrede hazır bulundu. Ankara’da yapılan kongrede Sayın Abdurrahman Arıcı, tek adaydı ve oyların tamamını da alarak yeniden başkan seçildi. Yaptığı konuşmayla da salondan büyük alkış alarak gönülleri bir kere daha fethetti. Hayırlı ve uğurlu olsun.

        Çok önemli bir noktaya temas etmeden geçemeyeceğim. Divan başkanlığına seçilen zat, salonda bulunan misafirlerimize kibarlığını gösterdi, onlara süslü ve şatafatlı cümlelerle hitap edip konuşmaları için fırsat sundu. Ancak aynı nezaketi ve saygıyı maalesef salonda bulunan hocalarına, ağabeylerine ve arkadaşlarına göstermedi. Zaten biz hep böyleyiz. Yabancı, hep tatlıdır, daha öndedir ve maalesef daha da kıymetlidir. Allah’a şükürler olsun ki; yıllardır televizyonlarda konuşuyorum ve çok büyük gazetede de yazı yazıyorum. Öyle konuşma meraklısı değilim. Ama yıllarca dava arkadaşlığı yaptığınız, kederde ve sevinçte birçok şeyi beraber paylaştığınız, canınız ciğeriniz ve size “Ağabeyim” diyen divan başkanı sizi yok saymaya çalışıyor. Rencide edildim. Küçük düşürülmeye çalışıldım. Olmadı, oldurtmam da zaten! Bir de adını anmak istemediğim bu divan başkanı, oğlu Cüneyt Çakır’a katkımın olmadığını söyleyerek tarihi ve büyük bir hata yapmaz mı! İşte o zaman çıldırdım. Neler yaptığımı kendisi, ailesi ve çocukları çok iyi biliyor. Camiamız da her şeyin farkında. Yıllardır Cüneyt için “Göz bebeğimizdir, medarı iftiharımızdır, gururumuzdur ve onurumuzdur” diyerek Türkiye’nin gönlüne adını altın harflerle yerleştirdim. Daha neler yaptığımı söylemek ve yazmak çok da etik değil. Sevgili Cüneyt hocaya da büyük haksızlık olur. Kongreden önce ben ‘Cüneyt’in amcasıydım’ diyordum. Şimdi ise o divan başkanı yüzünden artık Cüneyt’in ağabeyiyim, eski hocasıyım, MHK eski başkanıyım ve Cüneyt Çakır sevdalısıyım!

        MHK Başkanı Yusuf Namoğlu, Mersin’de Çukurova hakemleriyle buluştu. Birlik ve beraberiliği çağrıştıran mesajları öncesinde yaşanan nahoş olayları bir anda unutturdu, dostluk ve kardeşlik ortamını sağladı. Başkan dediğin böyle olur.

        Gelecek aylarda herkes Yusuf Namoğlu’nun yeni projeleriyle tanışacak ve yer yerinden oynayacak. Riva’daki sözleşmeli hakemlerle 24 saat mesai yapan ve çok çalışan başkan, hakemliğin gelişmesi açısından yeni bir çığır açmıştır.

        Diğer Yazılar