Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Rus uçağı, TSK tarafından sınır ihlali gerekçesiyle Suriye sınırında düşürüldü. Aynı saatlerde uzun süredir piyasanın heyecanla beklediği 64. hükümetin Bakanlar Kurulu, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklandı. Yine aynı saatlerde TCMB kasım ayı faiz kararını açıkladı ve mevcut faizleri sabit tuttu. Bu saydıklarımın hepsi aynı gün içinde oldu. Üstelik yukarıda manşet olarak verdiğim bu haberlerin detaylarında piyasalar için başka bir çok sürpriz de vardı.

        NATO ÜYESİ TÜRKİYE İLE RUSYA KARŞI KARŞIYA

        1949 yılında 12 ülkenin katılımıyla kurulan Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) 1952’de Yunanistan’la beraber üye olduk. Bugün toplam 28 ülkenin üye olduğu NATO’nun asker sayısı açısından en büyük 2. ordusuna sahibiz. Toplam GSMH’nin yüzde 2’ye yakın kısmını savunma sanayiine harcayan Türkiye, bu anlamda da teknoloji ve yetkinlik açısından NATO içinde güçlü ordulardan birine sahip.

        Ancak diğer yandan söz konusu olan ülke Rusya. 700 binin üzerinde askeri olan ve ellerinde bulundurdukları uçak, tank, füze ve diğer ileri teknoloji içeren silahlardan dolayı “süper güç” olarak adlandırılan Rusya.

        PİYASANIN TEPKİSİ DÜŞEN UÇAĞA DEĞİL

        Suriye toprakları üzerinde ABD, Rus, Fransız, İngiliz uçakları zaten uçuyor. Sınırın hemen bizim tarafında ise Türk uçakları devriye geziyor. Bu zamanda kadar Türk uçağı düşürüldü, Suriye’ye Hazar Denizi’nden füze atıldı, Türkiye sınırından içeri havan topu düştü ve buna benzer birçok ciddi risk yaşandı. Dolayısıyla piyasa, Suriye hava ve kara sahası üzerinde yaşanabilecek bir “talihsizlik ya da yol kazasına” karşı aslında hazırlıklı.

        Ancak bugünkü uçak düşürülmesi sonrası yapılan açıklamalar ve liderlerin verdiği mesajlar, işin boyutunu değiştiriyor.

        Türkiye, NATO’yu toplantıya çağırıyor, Putin “Bunun sonuçları sert olur” diyor.

        Rusya’nın Kırım sonrası Ukrayna’da izlediği politika da Batı’yı ve NATO’yu ciddi şekilde endişelendirmişti. Malezya Havayolları’na ait uçağın vurulması ve Ukrayna üzerinden “doğalgaz tehdidi” yapılması da aynı şekilde piyasaların alarma geçmesine sebep olmuştu.

        Ancak bu sefer durum biraz daha farklı. Sonuçta düşürülen bir Rus uçağı. Ayrıca uçağı düşüren angajman kurallarını uygulayan bir NATO ülkesi ve Rusya, Türkiye’yi IŞID’e destek olmakla suçluyor.

        İşte piyasanın fiyatlayamadığı risk bu. Bir NATO ülkesi olan Türkiye, Rusya ile girdiği bu tehlikeli yakınlaşmada yalnız mı, değil mi?

        İŞİN EKONOMİK FATURASI AYRI BİR KONU

        Rusya, 2014 yılında Türkiye’nin 5. büyük ihracat pazarı olmuştu. Bu sene rublede yaşanan devalüasyon sonucu bu rakam bir miktar aşağıya inmiş olsa da, toplam 4 milyar dolara yakın ihracatla en fazla mal sattığımız 8. pazar. 35 milyar dolarlık turizm gelirlerimizin de yaklaşık yarısını Rus pazarından aldığımızı biliyoruz. Bu anlamda Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un, “Türkiye’ye gitmeyin” diyerek Rusları geri çağırmasının Türk turizmine sert darbe vurması büyük ihtimal.

        İşin tabii bir de doğalgaz tarafı var. EPDK’nın verdiği rakamlara göre Türkiye, doğalgaz ithalatının yüzde 55’ini Rusya’dan yapıyor. Rusya’dan 2014’te toplam 27 milyar metreküplük doğalgaz ithal etmişiz. Bu bağımlılığı düşürmek için Azerbaycan üzerinden TANAP projesiyle alınacak olan ilave 6 milyar metreküplük gaz ise 2018’den önce gelmeyecek. Dolayısıyla Rusya’yla işlerin gerilmesi, yüzde 25’ini sanayide, yüzde 20’sini konutlarda, yüzde 48’ini ise elektrik üretiminde kullandığımız doğalgazda sıkıntı yaratabilir.

        Dış politikada zorlanacağımız ve Batı ile ilişkilerimizi yeniden “stratejik ortak” seviyesine getirmemizi gerektiren günler bizi bekliyor.

        Diğer Yazılar