Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yemin etmesinin üstünden 6 hafta geçen Başkan Trump’ın Kongre’de yapacağı ilk konuşma herkesin gündeminde. Hukukçular, yatırımcılar, ABD vatandaşları ve hatta dünyanın büyük bir kısmı bu konuşmayı bekliyor. Trump’ın yapacağı bu konuşmanın gündemi oldukça yoğun. Vaatleri arasında olan sağlık sektöründe yapacağı değişiklikler, savunma harcamalarının artırılması, vergi sistemi ve hatta göçmen politikası dahil olmak üzere birçok konuda Amerikalılar daha ayrıntılı ve net bilgi almak istiyor.

        ABD NASIL YÜZDE 3 BÜYÜYECEK?

        Gelelim işin en can alıcı kısmına. Hazine Bakanı Mnuchin dedi ki “Bize FED’in önerdiği yüzde 2’ler ya da yatırım kurumlarının varsaydığı yüzde 2.5 seviyesindeki büyüme oranları yetmez. Bizim hedefimiz yüzde 3 büyüme”. Evet, yanlış duymadınız, Trump yönetimi yüzde 3 büyüme hedefliyor. Bu oldukça iddialı bir hedef. Ancak ABD’nin son 30 yıllık büyüme hikâyesini ele aldığımızda (2008 sonrası yaşanan durgunluk da dahil) ortalama büyüme yüzde 3 olarak hesaplanıyor. Yani Trump’ın önümüzdeki 4 sene boyunca istediği yüzde 3 büyüme aslında geçen 30 yılın ortalama büyümesiyle uyumlu. Ancak konu bu kadar basit değil. Hepimiz biliyoruz ki dünyanın hemen tamamına musallat olmuş bir durum siz konusu: “Düşük büyüme”. 1990 yılından bugüne yerküredeki ortalama büyüme oranı yüzde 3.7 ve son 5 yıldır dünya bu ortalamanın altında büyüyor! Buradan çıkışla akla şu soru geliyor: ABD yüzde 3 büyümeyi nasıl yakalayacak?

        Ekonomi literatürünü takip edenler bilir ki aslında büyümede gelebilecek ani bir yükselişin sebeplerinde bakılması gereken ilk konular, “teknolojik yeniliklerle gelen bir verimlilik artışı var mı?” ya da “istihdama katılım artmış mı?” gibi sorulardan oluşur. Trump’ın da aslında oyun planında bu var. Altyapı yatırımlarıyla sağlanacak yeni istihdamlar ve başta savunma sanayii olmak üzere teknoloji yoğun sektörlere yapılacak harcamalarla verimliliğin artırılması.

        BÜTÇE NASIL DAĞITILACAK?

        Bu satırların yazıldığı anda Trump henüz Kongre’de konuşmasını yapmamıştı. Ancak 2017 Bütçesi ile ilgili Trump’ın dokunacağı en büyük kalemin savunma harcamaları olacağını görüyoruz. Trump’ın yaklaşık 50 milyar dolarlık, bir başka ifade ile yüzde 10’luk bir artışı bütçede öngöreceği haberlerini alıyoruz. Böylece 2008-2009 yıllarında 700 milyar dolara kadar çıkan ve daha sonra Obama yönetiminde yeniden 600 milyar dolara kadar gerileyen savunma bütçesi anlaşılıyor ki Trump iktidarı zamanında yeniden bütçeden en fazla payı alan olacak. Altyapı projeleri ve bilim ve teknoloji sektörlerine bütçeden aktarılan fonların artacağını göreceğiz. Peki bütçede kaybeden kim olacak? Çevre ve iklim koruma (EPA) projeleri kapsamında yer alan harcamaların azaltılacağını göreceğiz. Kişisel fikrim, ABD için bu belki verimlilik ve büyüme getirir, ama dünya için aynı mutlu sonu getireceği kanaatinde değilim.

        VERGİ İŞİ NE OLACAK?

        ABD’de son 13 günü aralıksız olmak kaydıyla Trump’ın seçildiği günden bugüne yüzde 15’e yakın yükselen bir hisse senedi piyasası var. S&P endeksi özelinde gidecek olursak endekse dahil olan şirketlerin toplam piyasa değeri 20 trilyon doları buldu. Endeksteki şirketlerin fiyat/kazanç oranı 18 katına çıktı ki bu 2004 yılından beri görülen en yüksek seviye. İşte bu fiyatlamanın altındaki en büyük sebeplerden biri de “Trump’ın vaat ettiği veri indirimleri”. Kongre’de yapılacak konuşmada Trump’ın yüzde 35’lik kurumlar vergisini “ne zaman ve kaça indireceği” oldukça önemli olacak. Bu konuda eğer net bir cevap alınamazsa piyasanın tepkisi sert olabilir.

        Bütün bu gelişmeler bize bir kez daha şunu hatırlatıyor: ABD merkezli, Trump’ın başrolü oynadığı, FED’in “out”, mali politikaların “in” olduğu bir sürece giriyoruz. Bu süreci okuyamayan ya da okusa da ona göre karar alamayanların canı çok yanabilir.

        Diğer Yazılar