Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BİR süre herkesin diline pelesenk olan bir kavram vardı: “Çocuklarla kaliteli zaman geçirmek gerek”... Dışarıda çalışan anneler mi daha kaliteli zaman geçirir yoksa evde olan anneler mi? Kaliteli zaman illa tuvalet kâğıdı rulosundan insancıklar yapmaya çalışarak mı olur, yoksa çocukla sinemaya giderek mi? Sinemaya gittiğimizde hiç konuşmadığımıza göre bu kalitesiz bir zaman mıdır yoksa?

        Bir bebeğiniz olduğunda kaliteli zamanın ne olduğunu hemencecik öğrenirsiniz aslında. Bebek, bir döngü içinde sürekli tekrarlanan ihtiyaçları giderilirken, bakım veren kişisiyle kaliteli zaman geçiriyordur. Emzirilirken, banyo yaptırılırken, yemek yerken, oynarken, kucakta uyurken... Kaliteli zaman bölünmemiş dikkat demektir bu durumda. Bebeklerle bunu geçirmek kolay özellikle anneler için; neredeyse içgüdüsel bir şekilde tüm dikkatlerini zaten bebeğe verirler. Macar çocuk doktoru Emmi Pikler bebeğe bakım verildiği sırada kendini tamamen bu işe veren anne/baba/bakım veren kişinin bunun haricinde çocuğu oyalamak, eğlendirmek için herhangi bir enerji sarf etmesinin gerekmediğini belirtiyor.

        BÜYÜYEN ÇOCUĞUN İHTİYAÇLARI

        Kaliteli zamanı yaratmak çocuk büyüdükçe zorlaşıyor, çünkü artık temel ihtiyaçlardan ötesi giriyor devreye. Kafa olarak ve beden olarak orada olmayı gerektiriyor yetişkin için. Oysa ki hayat zor; ajandalar dolu, alışveriş listeleri, yarın yapılacak işler her daim kafanın içinde dönüp dururken, işten eve yorgun argın döndükten sonra hırsız polisçilik oynamak kolay değil. Aslında mecbur da değil. Belki de biraz bakış açısı değişikliğiyle kolaylaşabilir.

        Gary Chapman ve Ross Campbell tarafından yazılan ‘5 Love Languages of Children’ (Çocukların 5 Sevgi Dili’ isimli kitapta kaliteli zamanı çok güzel anlatmışlar. “Kaliteli zaman, çocuğa özel zaman ayırmaktır” diyorlar. Bu zaman zarfında ister birlikte bulaşık makinesini boşaltın, akşam yemeğinde birlikte olun, ister kitap okuyun ya da arka bahçede çadır kampı yapın fark etmez. “Senin için buradayım” diyebildiğiniz her an çocuğunuz için kaliteli zaman. Bu açıdan satın alınabilecek herhangi bir hediyeden çok daha kıymetli.

        Ve kolay da. Haftada bir saat de olabilir bu, her gün 20 dakika da... Kitapta şöyle diyor: “Her çocuğun sevgi deposunu doldurmanın yolları vardır. Kaliteli zaman bunlardan biridir. Eğer günde 15 dakika ona bölünmemiş dikkatinizi verebilirseniz, bu onun deposunu dolduracak ve sevildiğini hissettirecektir.”

        Diyeceğim o ki arada bir telefonunuzu kapatın. Çocuğunuza zaman ayırın. Onunla birlikte olun. Çünkü çocuklar “Seni seviyorum” cümlesinden çok “Seninle olmaktan zevk alıyorum” davranışını görünce sevildiklerini hissediyorlar... Ve bu dünya sadece sevildiğini hissetmiş çocuklar artarlarsa daha güzel bir yer olabilir.

        Diğer Yazılar