Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Genel seçimler yaklaşırken, parti genel merkezlerinde “Türkiye geneline ve illere göre vaat listeleri hazırlama ekipleri”nin harıl harıl çalışmaya başladığı malumumuzdur. Geride bıraktığımız seçimlerde kitaplar, broşürler dolusu vaatler elimizde ve “balık hafızalı” olmayan vatandaşların belleklerinde dururken, bakalım bu seçimde “yakası açılmamış” ne vaatlerle karşılaşacağız.

        Önümüze sürülecek yeni vaatlerin inandırıcılığı, eski vaatlerin gerçekleşme oranıyla doğru orantılıdır. Eskiden söz verdiklerinizi yerine getirmemişseniz, “yapacaktık ama...” gibi mazeretler öne sürüyorsanız, yeni vaatler ne ifade eder?

        Hani bir hikaye vardır... Adamın biri komşuya gece oturmasına gitmiş, ikide bir “Hacca gideceğim...” diyor... Vakit gece yarısını geçiyor, ev sahibi bir an önce gitmesi için misafirin gözünün içine bakıyor. O ise lafı hep “şöyle Hac’ca gideceğim, böyle hacca gideceğim...”e getiriyor.

        Ev sahibinin en nihayet sabrı taşıyor;

        Şuradan kalkıp iki adım ötedeki evine gitmeyen p...., binlerce kilometre uzaklıktaki hacca nasıl gidecek?

        p....”nin ifade ettiği söz tabi ki meclisten dışarı...

        Lafı uzatmadan, “özgürlük sınırlarımız”ı zorlamadan, konuyu, önceki seçimlerden kalan hatırlatmalara getirelim bu kez mazeretsiz, engelleme sebeplerini de dikkate alarak yapılmasını planlayalım

        Önceki seçimlerden kalanlar...

        Önceki seçimlerden kalan, futbol takımlarının maç, antrenman yapacak saha bulamadığı İzmir’e stadyumlar sözü vardı.

        İzmirliler hükümet projelerinden olan stadyum yerine itiraz etti, iş elindeki yarım asırdır nice sportif karşılaşmalara, kuşaktan kuşağa efsane gibi anlatılan maçlara, bu devletin kurtuluş ve kuruluşunun sembolü milli bayramlarımızın çoşkuyla, gururla kutlanışlarına sahne olan stadının devreden çıkarılmasına kadar uzandı.

        Acaba bunun anlamı, “Madem bizim yapmak istediğimiz yere itiraz ediyorsunuz, o halde maç, antrenman yapacak sahaya, stada hasret kalın da görün...” mü?

        Bir başka seçim vaadine göre, İzmir kıyıları yat limanlarıyla donatılacaktı. Büyükşehir’den ve yerel belediyelerde “şurası daha uygun” gibi bir öneri yükselince iş bir türlü bitmek bilmeyen bürokratik süreçlere takılıp kaldı...

        Acaba anlamı “Madem bizim planımızı karşı önerilerle engelliyorsunuz, sizin yat limanı neyinize...” mi?

        Müze sözü”nü hatırlayan var mı?

        Çevredeki antik kentlerden toplanan binlerce tarihi eser, karanlık depolarda kent insanı ile, kent ziyaretçileriyle buluşacak aydınlığa kavuşmayı beklerken İzmir’e bir “Ege Medeniyetleri Müzesi, ya da Metropol Müze” sözü vardı... Seçim geçti, “Büyükşehir Belediyesi yer göstersin, inşaata başlayalım” denmeye başlandı. Büyükşehir’in böyle bir zorunluluğu olmadığı halde gösterdiği Agora-Kadifekale arası için “olmaz” denildi, “rahmetli” İzmir Özel İdaresi’nin tapusunu elinde bulundurduğu Halkapınar’daki Sümerbank Arazisi’nin müze yapımı için tahsisi defalarca valilik vetosuna uğradı, sonunda arazi başka amaçlarla başka kurumlara tahsis edildi. Görüyoruz ki, artık müze lafını ağzına alan bile kalmadı.

        İzmir’in metro ağları genişletilecek, işi “yüzüne-gözüne bulaştıran” İzmir Büyükşehir Belediyesi yerine bu işleri daha yetkin olan Ulaştırma Bakanlığı gerçekleştirecekti, daha geçenlerde İstanbul’un, Ankara’nın, Antalya’nın raylı sistem ve metro projeleri için yüz milyonlar ayıran ilgili bakanlığın, İzmir’in Halkapınar-Santral Garaj arası için geçen yıl bütçeye koyduğu parayı bile harcamadığı ortaya çıktı.

        ...................

        Şimdi seçmen olarak, “yeni seçim vaatlerini boş verin, eskileri yerine getirin yeter...” desek, haddimizi aşmış mı oluruz acaba?...

        Diğer Yazılar