'Menemen raporu' üzerine...
Menemen’de, kıdemli Başkan Tahir Şahin’in 2014 yılı mali harcamalarının incelendiği denetim komisyonu raporuna şerh koyan AK Parti’li Arif Kuran’ın kaleme aldığı raporda yer alan iddiaların çoğu, yenilir yutulur cinsten değildi.
Hele bir madde vardı ki; “Başkan Şahin, belediyeden maaş alan kişiyi kendi akaryakıt istasyonunda çalıştırıyor...”
İddia o kadar büyük ki; Başkan Şahin’in partisi CHP yönetimini bile harekete geçirecek, doğruluğu saptandığında partiden ihraca kadar gidecek bir durum.
Önceki gün oturup bu konuda bir yazı döşendim. Bunca yıl belediye başkanlığı koltuğunda oturan Şahin’e yakıştıramadığımdan tutun da, iddia doğru çıkarsa, derhal görevini bırakması gerektiğine, eğer yalan çıkarsa iddia sahibinin derhal siyaset sahnesini terk etmenin “kendisini kurtaracak tek yol” olduğuna kadar...
Hatta, her iki halde (doğruluk veya iftira) de konunu mutlaka mahkemeye taşınması gerektiğine kadar.
Bilgisayarı kapattıktan sonra, düşünmeye başladım;
* Az-buçuk tanığım Tahir Şahin bunu yapar mı? Menemen gibi bir yerde akaryakıt istasyonu sahibi olacak kadar hali vakti yerinde birinin, özel iş yerinde çalıştırdığı bir personelin ücretini belediye gibi bir kamu kurumuna ödetir mi?
* Koskoca bir belediye meclis üyesi, sadece “muhalefet yapmak” adına, doğru olmayan bir iddianın altına imza atar mı?
Sonrasında “her halde belediyede çalışan bir personel, aile bütçesine katkı amacıyla resmi mesaisini tamamladıktan sonra veya tatil günlerinde Başkan’ın akaryakıt istasyonunda iş yapmış olabilir mi?” ye kadar gelip, Başkan’ın savunmasını beklemek amacıyla yazıyı geri çektim.
Milyonlarca ‘ek işçi’den biri...
Nitekim; Menemen Belediye Başkanı Şahin, bu “büyük iddia”ya açıklık getirirken, tahminime bire bir uyan bir açıklama yaptı; “O personel, evine, çoluğuna çocuğuna bir lokma daha fazla ekmek götürebilmek için dinlenme zamanlarını, tatillerini satıyor... Ha Başkan’ın sahibi olduğu bir iş yerinde, ha başka bir iş yerinde...”
Tıpkı aldığı ücretle geçinemeyen milyonlarca işçinin, memurun her gün yaptığı gibi...
Ortada bir “çamur siyaset” ürünü var...
İstismar var...
İyi niyeti, siyaset adına kötüye kullanma var...
Tüm bunların yanında o meclis üyesine, o siyasiye sormanın tam yeridir; O belediye personelini, belediye başkanının iş yerinde ek iş yaparken değil de, başka bir iş yerinde ek iş yaparken görseydiniz, bu durumu da “belediye başkanı aleyhine delil” olarak kullanmayı düşünür müydünüz?
Bu karalama, yargıya taşınmalı...
Peki bu burada kalmalı mı? Deneyimli bir siyasetçi olan, bu alandaki yaşamı boyunca bu güne kadar bir “çamur”un üstesinden gelen Başkan Şahin, muhalefet iddiasını “olağan” karşılayıp, iddia sahibi hakkında “Yüreği yetiyorsa, karşıma seçimlerde çıksın” gibi bir meydan okumaya götürüyor...
Menemen’deki “muhalefet şerhi”nin, ülkemizde kök salan düşük seviyeli bir siyaset anlayışının ürünü, daha da ötesi “pişkinlik-olgunluk karışımı” bir cevap vermeyle geçiştirilemeyecek kadar önemli olduğunu düşünüyor ve Şahin’e mahkeme yolunu gösteriyorum...
Millet iradesiyle görev yaptığı iddiasında olanlar, mutlak doğruları söylemeli, doğruları doğruları yapmalı, doğruları yazmalı...
Yoksa iş, “......millet sizden ne bekler”e kadar gider...
