Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Meslek hayatımda en çok zorlandığım konuların başında, kötü haber ve gelişmelerle dolu gündemler içinde saatlerce “iyi haber” aramak gelir. Yani insanlara iyi gelecek, okuyunca mutlu olacakları, en azından yüzlerinde bir aydınlanma olacağı haberler... Özgür iradeli ve ifadeli ülkem aydınlarının belirttiğine göre; Türkiye Cumhuriyeti, bunca yokluklar, siyasi bunalımlar, iç anarşi, hatta askeri darbe yılları dahil hiç bir dönemde bu kadar kara ve kötü günler yaşamadı...

        O yıllar gazetelerinin mutfak elemanları olan bizlerin şikayetçi olduğumuz ortamın beş beterini bu gün gazete yazı işlerinde çalışmakta ve gazete doldurma telaşında olan arkadaşlarımız yaşamaktadır.

        Önlerine getirilen, özünde küçücük, tek sütunluk bile olmayan haberleri, malum şartlar altında manşete çıkarmanın zorluklarını, asıl manşete çıkarılması gereken gerçek haberlerin, sırf güç odaklarının canını sıkmamak adına çöpe atma durumunun acısını en kolay ben anlarım...

        Allah kolaylık ve sabır versin...

        Bilirsiniz; Devletin medya kuruluşu TRT’nin, her iktidar döneminde “iktidar partisinin borazanı” haline getirilmesi olayı, sadece bu yılların değil, çok eskilerin hikayesi ya da sancısı olsa da, dozu hiç bu kadar ağırlaştırılmamıştı...

        İktidarın devamı TRT’den geçer

        14 yıllık AKP iktidarında kaç genel müdür değişti bilmiyorum ama, eskilerden biliriz ki; iktidara gelen her siyasi gücün ilk el attığı konuların başında “TRT’yi uyumlu hale getirmek” gelir...

        Bu durum; yıllardır ülkemize hakim kılınan, “çirkin politika”nın çirkin bir ürünüdür.

        Halkın tamamının elektrik faturaları üzerine bindirilmiş zorunlu kesintilerle beslenen devlet kurumunun geldiği ya da getirildiği son noktayı, gazeteci kökenle CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel’in, tespitlerinden, cevapsız sorularından anlıyor ve durumun vehameti karşısında ürpermekten öteye hiç bir şey yapamıyoruz.

        2014 yılında 802 milyon lirası elektrik faturaları üzerinden, 601 milyon lirası da bandrol gelirlerinden olmak üzeri 1.5 milyar liraya yakın “gelir” elde eden TRT 7 binden fazla personeline 518 milyon lira öderken, kurum dışından satın aldığı hizmet ve programlara 776 milyon lira vermiş.

        7 binin üzerindeki kadrolu personel dururken, bu kadar, dışarıdan hizmet alımına bu kadar para ödemek neden, diye soracak olursanız, kurum içinde, dışında, sosyal medya üzerinde dolaşan “efsaneler”e göz atmanız yeterli. Kurumun yetişmiş, bu işin okulunu bitirmiş onca elemanı boş oturtulur, oradan oraya sürülmekle “memuriyet” hayatını tamamlamaya veya sonlandırmaya zorlanırken, hayatları boyunca bir basın kuruluşunun önünden bile gezmemiş siyasetçi yakınlarının yakınlarının koltuk sahibi yapıldığını görün...

        Örneğin; sizin okulunu okumuş, stajını tamamlamış kızınız veya oğlunuz işsiz gezerken, TRT’ye yönetim kurulu üyesi olarak atanmış nice isimlerin “süper yetenek” nice oğulları, kızları, ve yakınları TRT’de kadrolu olarak işe başladı bile... Ya da güçle siyasilerin bir dediğini iki etmemek üzere hazır bekleyen nice genel müdür ve yardımcıları ve daire müdürleri, kendilerine gönderilmiş doğuştan şanslılara kadro açmakla, boşaltmakla meşgul...

        Tıpkı, her iktidar döneminde kadroları allak-bullak edilen İngiltere’nin devlet yayın kurumu BBC’de olduğu gibi!!!...

        Diğer Yazılar