Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Pek de güle oynaya gitmediğimiz referandumun her iki sonucundan da yarasız-beresiz çıkmayacağımız kesin. Ancak; dünyadaki tüm insan toplulukları, daha fazla özgürlük, daha fazla adalet, daha fazla demokrasi, daha fazla insan hakkı peşinde koşarken, bizim aykırı dünyalara doğru yol almamız ya da yönlendirilmemiz, bana olduğu kadar size de tuhaf gelmeli.

        Bence “ak” olan, size göre “kara” olmamalı...

        Ya da tam tersi...

        Şu an, hiç bir dış düşmanın asla asla bölemeyeceği, başaramayacağı noktadayız...

        Düşünün ki; bir ülkenin insanları, aynı ülkeyi kalkındırmak, zenginleştirmek, çağdaşlaştırmak üzere iş başına gelen siyasileri tarafından tam ortasından ikiye bölünsün ve ayrışmış grupların birbirleri ile yakınlaşmalarından bile gocunulsun.

        En azılı düşmanın bile hayal edemeyeceği noktadayız...

        Siyasilerin bu başarısında ve canhıraş savunmalarında sizce bir tuhaflık, bir başka niyet yok mu?...

        Şu 16 Nisan’ı önümüze sürenleri, kendi sebepleri ne olursa olsun, ömrüm olduğunca hoş görmeyeceğim kesin. Ama, kaçınılmaz olarak çıkacak iki sonuçtan da ürküyorum...

        Dilerim; her iki sonucun sonuçları beni mahcup etsin...

        Hangisini beslersem

        Yaşlı adam kulübenin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbirleriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlardı. Hayvanlardan biri siyah, diğeri beyazdı. 12 yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o iki köpek, dedesinin kulübesinin önünde didişip dururlardı. Yaşlı adamın sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iri iki köpekti bunlar.

        Çocuk kulübeyi korumak için birini yeterli görürken, neden ötekinin de olduğunu, hem niye renklerinin illa da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. O merakla dedesine sordu.

        Görmüş geçirmiş adam, bilgece torununu sırtını sıvazladı.

        “Onlar...” dedi, “Benim için iki simgedir evlat...”

        “Neyin simgesi?” diye sordu çocuk...

        “İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen şu göndüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Bu köpekleri seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları...”

        Çocuk sözün burasında “mücadele varsa, kazananı da olmalı” diye düşündü ve her çocuğa has sorulara bir yenisini ekledi:

        “Peki... Sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?...”

        Saçları değirmende ağartmamış dede, derin bir gülümseme ile baktı torununa; “Hangisi mi evlat?... Ben hangisini daha iyi beslersem o...”

        Diğer Yazılar