En büyük kervansaray-en güzel otel...
Şanlıurfa’da, Cevahir Restoran’dan çıktıktan hemen sonra, Gaziantep’e hareket saatimize çok az bir zaman kalmış yan taraftaki kafede “vur patlasın-çal oynasın” cinsinden sıra gecesine ilgisiz kalamadık ve kalabalık grubumuza yer bulmakta da zorlanmadık. Çünkü gecenin katılımcılarının tamamına yakını yerlere serili minderlerde oturmuş, bir şeyler yiyip içiyorlardı.
“Şu Fırat’ın suyu derindir...” ya da “Urfa’ya paşa gelmiş...”i bilmem kaçıncı kez dinlerken, bir dönem Manisa’da da valilik yapan, Şanlıurfa’da İktidar Partisi’nden Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterilip önemli bir farkla kazanan Celalettin Güvenç geldi.
Grubumuzdaki arkadaşların çoğunun tanıdığı Yeni Başkan, bir çay içimi kadar otururken, söz “seçim zaferi”ne geldi. Valiliği döneminde halkın kendisine, kendisinin de halka gösterdiği ilgiden dolayı kazanacağına kesin gözü ile baktığını anlatan Güvenç, Başbakan Erdoğan’ın “liderlik vasfı”na, “ekip seçme yeteneği”ne üzerine övgüler dizdikten sonra şöyle devam etti;
*Adaylık döneminde Manisa ile Şanlıurfa arasında tercih yapmamı istediler. Urfa’da Manisa’dan daha çok yapılacak iş olduğunu göz önünde bulundurarak burayı seçtim.
Ancak Manisa’da aday olsaydım, orada da seçimi kesinlikle kazanırdım.
Kiminin parası, kiminin duası...
Yaklaşık iki saatlik gece yolculuğundan sonra konaklayacağımız Gaziantep Şırahan (Şirehan da deniliyor) Otel’e indiğimizde saatler 01.00’e yaklaşıyordu. Odaya girip ışıkları yaktığımda içime bir ferahlık doğdu. Yüksek kemerli taş tavan, duvarlara açılmış nişlere yerleştirilmiş aplikler, değişen ambians ışıkları ve bir konuk için gerekli tüm modern otel odası gereçleri.
Sabah kahvaltıdan sonra yaptığım ilk iş, otel Genel Müdürü Hasan Çelik’i bulmak ve bu muhteşem yapı hakkında bilgi almak oldu.
1885 yılında Halep Valisi Cemil Paşa’nın emriyle, Çin’den Kore’ye kadar uzanan İpek Yolu üzerinde yapılan en büyük kervansaray ya da han olarak
İnşa edilen yapı için gerekli para Gaziantepliler’den toplanmış. Parası olmayanların bedenen katkıda bulunmaları, parası ve bedensel gücü olmayanların da inşaata “duaları”yla katkıda bulunmaları emrolunmuş.
Ancak Şirehan, yapılan duaların etkisiyle midir nedendir bilinmez, devrini tamamlamış her tarihi yapı gibi kaderine terkedilmemiş. Hanın odaları ile kervan hayvanlarının barındığı bölümlere, kentin pekmez, üzüm, kuru yemiş gibi doğal gıdalar satan esnafı yerleşmiş.
Bundan 5-6 yıl önce, İstanbul’da “Sahan” isimli restoran zinciri bulunan Gaziantepli İşadamı Tahir Tekin Özkan, doğup büyüdüğü kente vefa borcunu ödemek üzere hanı satın almış. Çok ciddi bir mühendislik, emek ve ciddi paralarla, içinde kral dairesi ve süitler de olan 111 odalı, 200 yataklı otel haline getirmiş.
Böylesine güzel bir eseri Türk turizmine kazandıran işadamına, oteli en iyi şekilde yaşatan tüm personele ve biz Medicalpark İzmir Grubu’nu böylesine özel bir otelle tanıştıran Medicalpark Gaziantep Ekibi’ne teşekkürlerimi sunuyorum.
