Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sultanhisar Nysa Kazı Evi’nde bir yandan Belediye Başkanı Osman Yıldırımkaya’nın ikramı olan meyve tabaklarına uzanırken, bir yandan da Kazı Başkanı Yrd.Doç.Dr.S.Musa Öztaner kentin tarihini kısaca anlatıyor.

        Milattan önce 300’lü yıllarda, yani günümüzden 2.300 yıl önce kurulan ve Karia Bölgesi’nin önemli eğitim, kültür ve ticaret merkezi olanak ünlenen antik kentin gizemlerinden bir bölümünü, bir süre Nysa’da da eğitim aldığı bilinen antik çağın ünlü coğrafyacısı Amasyalı Strabon’un (MÖ 64-21) bıraktığı eserlerden öğreniyoruz.

        Özellikle Roma döneminde büyük bir imar hareketine sahne olduğu bilinen Nysa, derin vadinin iki yakasında kurulmuş çifte kent konumundadır, iki yaka kat kat köprülerle ilişkilendirilmiştir. 10 kişilik yamaç tiyatrosu, kütüphanesi, meclis binası, gymnasyumu, hamamları özellikle de kanalizasyon ve temiz su şebeke sistemi ile günümüz kent oluşumunu kıskandıracak niteliktedir.

        En iyisi ben sizleri, Nysa tarihine boğmayayım ve sizi profesyonel gezi rehberlerine taş çıkartacak kadar güzel anlatım gücünün yanında antik hakkında büyük bilgi ve birikim sahibi olan rehberlerimiz Prof.Dr. Kadıoğlu ve Yrd.Doç.Dr. Öztaner eşliğinde Nysa gezisine çıkarayım.

        Mitolojinin mermere işlenmiş hali...

        Geniş bir alana kurulu kazı evinin asırlık zeytin ağaçlarıyla gölgelenen bahçesi, dev bir kopya çıkarma atölyesine çevrilmiş durumda.

        Resmi kazıların başladığı 1907 yılından bu yana her türlü antik eser hırsızlarının gözdesi olan Nysa’nın, tiyatro alınlıklarını süsleyen ve her biri mitolojiden bir hikayeyi anlatan rengarenk mermerler üzerine kabartılmış eşsiz frizlerinin burada birebir kopyası çıkarılıyor. Bu güne, olanaklar el verdiğince alınan önlemlerle yeterince korunamayan eşsiz eserlerin aslı Aydın Müzesi’ne taşınacak, yerlerine bu kopyalar yerleştirilecek.

        Çünkü, çok geniş bir alana kurulu Nysa o kadar korumasız ki, yıllardır antik kenti boydan boya geçen, köy minibüslerinin, dolmuşların, hatta kamyonların vızır vızır gelip geçtiği köy yolu bile bulunuyor.

        Kimse kusura bakmasın; yıllardır başka bir güzergaha taşınması planlanan bu yol hala yerli yerinde duruyor. Sonrası da Sultanhisar İlçe Jandarma Komutanlığı’nın Mehmetçikleri’ne emanet...

        Kazı heyetinde bulunun bir avuç vefakar insanın, kimisi daha arkeoloji birinci sınıfta olan öğrencilerinin gayreti ve heyecanı karşısında kendimi mahcubiyet hissinden kurtaramadığımı itiraf etmek zorundayım.

        En kolayı, “yasakla kurtul...”

        Taa uzaklardan bile görünen görkemli antik tiyatronun önüne doğru ilerliyoruz. Ancak kaplumbağa hızıyla... Yolumuz üzerinde yer alan her taşın, her katmanın ayrı bir hikayesi var ve son derece yetkin rehberlerimiz o kadar bilgi yüklü ki... Ama daha saatlere sıkıştırılmış görecek-gezecek çok yer var...

        Özellikle 10 bin kişilik tiyatronun oturma alanın yüzde 90’a yakın bölümü ayakta. İlk akla gelen, bu özel tarihi yapıdan günümüz insanlarının da faydalanmasını sağlayacak konser, tiyatro ve gösteri etkinliklerinin neden yapılmamış olması... Rehberlerimiz, tiyatronun güçlü ses sistemlerinden olumsuz etkileneceği gerekçesiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yasaklandığını söylüyor.

        Antik çağın insanlarının en bilgili olduğu alanlardan birisi de, bu tür eserleri yaparken göz önünde bulunduğu akustik hesaplar... Pek ala “yasaklayıp kurtulmak” gibi bir ilkelliği seçme konumunda olanlar, biraz akıllarını kullanarak daha düşük güçte ses sistemlerine, hatta ses sisteminin yer almadığı gösteri ve konserlere izin verebilirler, özellikle Batı Anadolu’da yer alan çok sayıda antik tiyatroyu “tuzluk ya da saksı” durumundan kurtarabilirler.

        Yerinde koruyamadık, taşıyacağız...

        Nysa Tiyatrosu’nun 22 metre yüksekliğinde olduğu tahmin edilen sahne önü duvarlarını süsleyen friz bloklarının bire-bir kopyaları çıkarılarak asılları korunmak üzere Aydın Müzesi’ne taşınacak...

        Antik tiyatroda hatıra fotoğrafı...

        Antik tiyatronun, “yakıcı güneşle ısıtılmış” merdivenlerine sıralanıp bu hatıra fotoğrafını çektirirken, kulaklarımızı da, Prof.Musa Kadıoğlu’nun heyecanlı bir masal tadındaki anlatımlarına, mitolojik hikayelere odaklamış durumdayız.

        Yarın: Nysa'nın yenileri...

        Diğer Yazılar