Nysa, daha fazlasını hak ediyor...
Nysa antik kentinin zeytin ağaçlarının diplerine, mermer sütun kalıntılarının arasına kurulan özel masalarda bol sohbetli ve müzikli yemek faslını tamamladıktan sonra, Kazı Başkanı Yrd. Doç. Dr. S. Musa Kadıoğlu, yeni bir sürprizini açıklıyor.
Bu kez konukları, Nysa’nın İhtiyarlar Meclisi’ne davet ediyor.
Yüzlerce yıl önce kentin olgun insanlarının, kent meselelerini görüşmek ve karar bağlamak üzere oturduğu mermer sıralara, günümüz insanları olarak müzik dinlemek üzere sıralanıyoruz.
Çünkü; Musa Hoca Ankara’da üniversite eğitimlerinin yanında halk müziği ile de uğraşan özel bir ekibi, özel ricası ile getirtmiş. Biri solist üç kişilik ekip, tarihi yapının akustik özelliği ile en ön sıradakilerden en arkalara oturan konukların kulaklarına tanıdık Ege türkülerinden tanıdık tınılar gönderirken, Sultanhisar’ın zeybek ekibi de özel giysileri içinde oyunlar sundu.
Saatlerimiz 21.30’a yaklaştığında bir kez daha sahneye gelen Musa Hoca, “Konserimizin birinci bölümü burada sona eriyor. Yola çıkacak konuklarımızı uğurladıktan (bizler oluyoruz) sonra, konserimize biz bize devam edeceğiz” diyor ve tadı damağımızda bir rüyadan uyanıyoruz. Yaşar Holding üst düzey yöneticilerine, mükemmel bir ev sahipliği örneği sergileyen Nysa Kazı Heyeti Ekibi’ne ve Sultanhisar Belediyesi kadrolarına teşekkürlerimi sunuyorum.
Yaşar katkısının özel anlamı...
Bu mini Nysa dizisini burada sonlandırırken, tabii ki öneri niteliğinde söyleyeceklerimiz var. Yaklaşık 100 yıldır kazılan antik dünyanın özel kenti Nysa’ya başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere Aydın Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi, Aydın Büyükşehir Belediyesi, Sultanhisar Belediyesi gibi resmi kurumların yanı sıra özel sektörden de sadece Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı ile Sultanhisarlı İş adamı Şefik Çerçioğlu’nun kurup geliştirdiği Jantsa ve Nysa Otel destek veriyor.
Bu arada, Nysa’ya destek sağlayan kuruluşların asli görevleri ve yöresel bağları dikkate alındığında, İzmir merkezli Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı’nın maddi desteği, daha özel bir anlam kazanıyor.
Bu kurumlardan kimisi parasal destekte bulunuyor, kimisi de kazı alanında kullanılacak vinç temin ediyor.
Ancak Nysa gibi, bir çok değeri hala toprak altında bulunan Nysa gibi antik değer için yapılanların yeterli olduğunu söylemek mümkün değil.
Örneğin; Kazı Başkanı Yrd. Doç. Dr. S. Musa Kadıoğlu’nun “yıllık maddi katkının sadece 300 bin liraya çıkması halinde daha çok şeyi ortaya çıkaracakları” sözü, yıllık maddi desteğin 200 bin liralarda kaldığı gibi bir gerçeği buruk bir tablo olarak ortaya koyuyor...
Çok önemli bir kazı çalışmasında tanık olduğumuz olağanüstü gayret ve heyecan, bunca sıfatı büyük kamu kurumundan bu kadarcık parasal destek...
Nysa kazılarına ismini yardıran kurum yöneticilerinin destek rakamlarını bir kez daha gözden geçirmelerini, ayrılan ödeneklerin de zamanında yerine ulaştırılmasını bekliyoruz.
Nysa’nın görkemi, genç kazı heyetinin “yılda 1.5 milyon turist hedefi” şüphesiz çok daha fazlasını hak ediyor.
Nysa’nın kapıları kilit tutmuyor...
Sultanhisar’daki antik kent Nysa, bir anlamda “Nasrettin Hoca’nın Türbesi”ni andırıyor. Hani, kapısı kilitli ama her tarafı açık türbe gibi... Çünkü antik kenti her türlü trafiğe açık köy yolu boydan boya geçiyor. Daha önceki gezilerimde (en sonuncusu 5 yıl önce) Nysa’nın sahip olduğu her türlü antik değeri koruma altına alma girişimlerini geçerli kılacak yolun başka bir güzergaha taşınması projesi, halen gerçekleşmemiş durumda. Dolayısıyla Nysa, “kilit tutmaz” durumda ve bugüne kadar burada tarih hırsızlarının yaptığı çok sayıdaki soygunun benzerlerinin gerçekleştirilmemesi için çok az sebep var. Bir de, Sultanhisar Jandarması’nın iyi niyetli koruma gayretleri olmasa...
