Kulübedeki İrlandalı!
Üzgünüm sevgili Mustafa hocam...
Bana, zamanında seni eleştirenlere seslendiğin gibi seslenip yazmaktan başka çare bırakmadın...
Çünkü şu zarar veren halinle, en az onlar kadar İrlandalısın!
Neden mi? İstersen sana satır satır anlatayım...
Birincisi, oynatmaya çalıştığın, daha doğrusu haftalardır oynatamadığın futbolu artık geçtim. Tıpkı taraftarlar gibi, ben de beklemekten yoruldum. Kaybettiğin her maçtan sonra sana yakışmayacak bir bahane uydurup ya da hedef şaşırtıp, ‘bizi lime lime doğradılar’ ya da ‘elimizdeki kadro bu kadar’ şeklindeki açıklamaların, inan ki artık kabak tadı verdi sevgili hocam...
Senin elindeki bu malzeme kısıtlı da puan cetvelinde senin üstündeki Konyaspor’un, Başakşehir’in ya da seninle aynı puandaki Akhisar Belediye’nin kadrosu senden çok mu daha iyi? Hangi birinde kendi ülkelerinde milli takımda oynayan 11 oyuncu var? Hangisi bir Sneijder’a, Muslera’ya ya da Selçuk’a sahip? Hangisinin hocası senden daha tecrübeli ve daha fazla para kazanıyor? Bu takım geçen yıl üç kupayı kaldırırken, sen “enkaz devraldım” edebiyatı yaparak geldin. Senin İtalyan kondisyonerin daha Florya’ya gelir gelmez “Bu takım hiç çalışmamış, kumdan kale gibiler” dedi de 4 ay gibi uzun bir sürede, o kumdan kaleyi, Çin Seddi’ne mi çevirdi peki?
Bak sevgili hocam... Bu göreve, yıllar sonra belki de hiçbir hocaya nasip olmayacak bir destekle geldin... Hamza Hamzaoğlu’nu gönderen yönetim, gönderten futbolcular ve yıllardır seni seven medya, olduğu gibi topyekün arkandaydı... Herkes senin 5 puan geriden aldığın bu takımı, rahatlıkla şampiyon yapabileceğini yazıyordu. Hele hele Avrupa, zaten senin asıl işindi. Ama sen daha ilk günden, Atletico Madrid maçıyla ‘İrlandalılığını’ yaptın ve sorumluluktan kaçarak Galatasaray’ı daha o dakikada yüzüstü bıraktın...
O zaman yazdığım için, şimdi de rahatlıkla yazabiliyorum sevgili hocam... İlk mağlubiyetini de zaten o gün, Madrid’de aldın!
Arena’daki 3-0 kazandığın ama aslında 3-0 yenilmen gereken ilk Bursa maçında, seni yere göğe sığdıramayanlar sana en büyük kötülüğü yaparken, Jupp Derwall’in yanında yetişmiş ve ona gerektiğinde kafa tutan bir teknik adam olarak, neden seni gerektiğinde uyaracak bir yardımcı antrenör almadığını da sana yine ilk kez bu köşeden ben sordum.
Farkında mısın bilmem sevgili hocam ama Galatasaray’a gelirken ağzından kaçırdığın o korku dolu cümle var ya, işte artık o gerçek oldu... Kariyerini başladığın noktada, yani yine burada bitirdin!
Artık sana yakışan, daha fazla üzmemek ve üzülmemektir sevgili hocam.
Bundan sonra bu takımın başında kalsa kalsa kendini unutan kulübedeki o İrlandalı kalır hocam. Sen değil!
NOT: Bu yazıyı yazarken henüz son düdük çalmamıştı. Maçtan sonra ise Mustafa Denizli’nin istifa haberi geldi. Ne diyelim? Mustafa hoca kendisine yakışanı yaptı... Darısı, onun kariyerini bitirmesine yardımcı olanlara!
