Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Maçtan bir gün önce Arena’da, basın toplantısındayız. Anderlecht maçı öncesinde yaşadığım iki endişeyi, sorularla karıştırarak Prandelli’yle paylaşıyorum...

        Birincisi, Türkiye’de Süper Lig’in oldukça geç başlaması. İkincisi ise tıpkı İzlanda faciasından önce yaşananlar gibi Anderlecht’in de İzlanda gibi güçsüz ve küçük görülmesi...

        İtalyan hocanın verdiği cevap ise oldukça ilginç... Anderlecht’in güçsüz değil ama genç bir takım olduğunu, kendilerinin ise ligler geç başlasa da yeteri kadar maç oynadıklarını ve maç kondisyonlarının yerinde olduğunu söylüyor...

        Ama hakem başlama düdüğünü çalınca, sinyor Prandelli’nin pek de haklı olmadığı ortaya çıkıyor.

        Sahada topa sahip olan, oyunu rakip yarı sahaya ustalıkla yıkan, pozisyon bulan ve pozisyon yaratan takım Galatasaray değil, Prandelli’nin genç ve tecrübesiz gördüğü Anderlecht oluyor... İtalyan hocanın henüz 3 gündür yan yana oynayan yeni transferleri Dzemaili ve Pandev, 3 metre yanındakine pas atamıyor. Yengeç gibi yan pas yaparak bir ileri iki geri yapan orta saha oyuncuları ve kanatsız uçmaya çalışan 4-3-1-2 sistemi ise, tam anlamıyla ‘iflas’ bayrağını çekiyor!

        Allah’tan yenilen golden sonra seyirci devreye giriyor da büyük bir facianın eşiğinden kıl payı dönülüyor... Burak’ın attığı o gol sadece takımını değil, başkanından hocasına, takım kaptanından yeni transferlere kadar herkesi son dakikada kurtarıyor!

        Anderlecht ise sonunda üzülse de aslında İstanbul’a gelirken hayalini kurduğu 1 puanı alıp, evine gidiyor...

        Diğer Yazılar