Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Zaten hep kadın istenmiyor. Hep kadını adam terk ediyor. Ama şöyle derinlemesine baktığınız zaman olay hiç de öyle değil. Tabii istisnalar var, yok değil. Ama her kadın istenmeyen gelin değil. Mesela bir kadın istediği adamı alır, hatta istiyorsa ne yapıp eder onu nikâh masasına oturtur. Ve yine istiyorsa onu öyle güzel terk eder ki, kimse ne olduğunu anlamaz. Yani ilişkiyi genellikle kadınlar şekillendirir.

        Evliliğin ya da ilişkinin içindeki taşları yerine oturtur. Çocuğa bile kadın karar verir. Düğüne, derneğe, kıyafete, yemeğe falan hep kadın akıl yorar. Bir avukat arkadaşım, “Boşanma davalarını yüzde 90 kadın açar. Kadın boşanmak ister” demişti. Şimdi bunları neden söylüyorum. Bakınız bir “istenmeyen gelin” mevzuudur gidiyor. Şöyle arşivleri bir kurcalayalım. Eğer adam zenginse, kadın da öyle köklü bir zenginliğe sahip değilse ortada illaki bir istenmeyen gelin durumu vardır. Ve bu topraklarda en çok da kadına bu yüzden haksızlık ediliyor.

        Şu günlerde Burcu Esmersoy için söyleniyor bu cümle. Burcu, bu ilişkiden önce birlikte olduğu, hatta nişanlandığı Sami Kiresepi’den ayrılınca da aynı başlıklar atılmıştı. Oysa, Sami’yi Burcu terk etti. Üstelik 150 bin dolarlık yüzüğü de masaya bırakarak. Nedeni ise Sami, Burcu’nun çalışmasını istemiyordu. Şimdi gelelim bugüne. Burcu Esmersoy, Başar Savur ile ayrıldı, başlıklarda hemen “Burcu’yu Başar’ın ailesi istemedi” ifadesi.

        Soruyorum size, Başar’ın ya da ailesinin ne iş yaptığını biliyor musunuz?

        Ve yine direkt söyleyeyim; öyle bildiğiniz gibi mermer kralının oğlu falan değil. Ve Başar Savur da çalışmıyor, yani gayet sakin, sıradan bir hayat sürüyor. Çoğu zaman da bu ilişki Burcu Esmersoy’un evinde yaşanıyordu. Yani öyle çok pahalı restoranlarda, çok pahalı şehirlerde tatillerle geçen bir ilişki değildi. Ve yine bildiğim kadarıyla, Burcu Esmersoy’un bu ilişkiyi yaşamaması için Başar’ı tanıyan çok kişi uyarıda bulundu.

        Burcu’yu, “Çok üzülürsün, çok pişman olursun. Tahmin ettiğin gibi değil” diye uyaran arkadaşları, ilişki bittikten sonra da “Sen kısa yoldan kurtuldun” dedi. Anlayacağınız, durum hiç de istenmeyen gelin tadında değildi. Ve “istenmeyen gelin” dediğiniz kadını ben 1998 yılından bu yana tanıyorum. Ekmeğini taştan çıkarıyor. Tam bir çalışma manyağı. Ben Burcu’nun daha bir kere boş oturduğunu, erkek parası yediğini görmedim. Tamam, erkeğin parasını yemiyor ama erkeğe de para yedirmeyecek kadar uyanık bir kadın.

        Burcu’nun avukatlığını yapmıyorum. Hiç işim yok. Eğer durum böyle olsa çıkar, “Burcu ne diyorsun ya, adamların parasının peşindesin” diye aslanlar gibi yazarım. Ama bir kadın olarak bu durum ağırıma gidiyor. Neden bir kadın, karşısındaki adamı istemesin de o hep istenmeyen kadın olsun. Bir kadını neden bu kadar aşağılar bir insan.

        Bu Özge Ulusoy için de yapılıyor. Şimdi birçok kişi diyecek ki, “Esin arkadaşlarını koruyor”. Evet, deyiniz efendim, koruyorum arkadaşlarımı. Zaten bunu böyle düşünen zihniyete ne desem boş. O yüzden eyvallah. Ama kusura bakmayın, o oturduğunuz yerden söylediğiniz laflar nedeniyle de size hiç saygım yok. Etrafımda böyle çokbilmiş konuşan erkek o kadar çok ki. Her şeyi kendileri biliyor zannediyorlar. Ama hiçbir şey bilmiyorsunuz. Buna emin olabilirsiniz.

        Umarım ne demek istediğimi anlıyorsunuzdur. Sadece Burcu Esmersoy’u değil, bu tarz kadınların çok fazla olduğunu bildiğim için bu konuyu özellikle yazmak istedim. Ben bugün böyle bir adamla çıksam, daha sonra ayrılsam bana da mı “istenmeyen gelin” denecek. Ne saçma, ne komik. Yahu ben kendimi bildim bileli çalışıyorum deli gibi. Kimseye minnet etmemişim. Bu saatten sonra zengin adam peşinde mi koşacağım. Ne olur biraz el insaf. Bu durum çalışan, işlerini bırakmak istemeyen kadınlara yapılan saygısızlıktır.

        Adamlar gülmeye başladı

        CEM Yılmaz uzun süredir agresifti. Gazeteciler fotoğraflarını çekerken yüzündeki gerginlik hepimizi rahatsız ediyordu. Ozan Güven derseniz aynen. Hatta gazetecilere saldırmışlığı bile vardır. Ama farkındaysanız bu iki adam da son günlerde gülmeye başladı. Cem Yılmaz ormanda Ayşe Hatun Önal ile yakalanmış gülüyor. Ozan Güven, Meryem Uzerli ile yakalanmış gayet güzel poz veriyor. Demek ki neymiş; kadının sakinliği, dinginliği, ilişkiyi sürdürme şekli pek önemliymiş.

        Nerede o eski günler

        ESKİDEN olsa Hülya Avşar, eski eşi Kaya Çilingiroğlu’nu programına konuk edecek, ona “Sevgilin var mı?”, “Beni neden aldattın?” tadında sorular soracak ve olay böyle sessiz sedasız geçecek. Eskiden olsa ana haberler olayı dakikalarca verirdi. Gazeteler manşet yapardı. Yani zaman eski zaman değil. Aslında her şey ortada, açık ve net. Anlayana...

        Yanlış karar

        ÇAĞATAY Ulusoy’un “Medcezir” den ayrılacağına dair dedikodular var. Bu hafta sonu da Çağatay Ulusoy dizide rol gereği vurulunca bu dedikoduların doğruluğu kanıtlanır gibi oldu. Meğer Çağatay, “Feriha’nın Suçu Ne” dizisindeki rol arkadaşı Hazal Kaya ile bir dizide oynamak için ayrılmak istemiş. İlk duyduğumda da söyledim, şimdi de söylüyorum. Hata, büyük hata. Çağatay- Hazal ikilisi, Çağatay-Serenay ikilisinden sonra tutmaz.

        Diğer Yazılar