Kimden çekiniyorsunuz? YAŞAYIN AŞKINIZI
YIL bitse, ikili el ele çıksa yine de ikili “Bomba aşk” diye anılacak. Çünkü Sinem ve Kenan aşkı gerçekten herkesi çok şaşırttı. Ama bir o kadar da mutlu etti. O yüzden de ben Sinem Kobal ve Kenan İmirzalıoğlu’nun saklı bir şekilde, çekinerek aşklarını yaşamasını anlamıyorum. Yahu kimi takıyorsunuz? Yaşayın şöyle en güzelinden aşkınızı. El ele, göz göze, dolu dolu. Şu 3 günlük dünyada kimden, neyi saklıyorsunuz? Neden utanıyorsunuz? İkiniz de bekârsınız. İkiniz de fıstık gibisiniz. Biriniz memleketin en yakışıklısı, en karizmatiği; diğeri de en güzellerinden, en başarılılarından. Ben sizin yerinizde olsam hiç çekinmem. 3 gün sürecek olsa bile hiç çekinmeden yaşayın. Kime ne? Belli ki birbirinizi mutlu da ediyorsunuz. Bırakın kim ne derse desin, kim ne söylerse söylesin.
Tarkan sen ne güzel adamsın
AH yıllardır bıkmadan usanmadan söylüyorum; Tarkan sen çok güzel adamsın. Hem insanları mutlu ediyorsun hem de keyiflendiriyorsun. Yıllar sonra bir reklam filmiyle karşımıza çıktı Tarkan. İlk izlediğimde yüzümde manasız bir tebessüm oluştuğunu fark ettim. Sonra etrafıma bakıyorum. Kime söylesem, kime izletsem tuhaf manasız bir tebessüm suratlarda... Yani adam güzel, insanlar da güzel izliyor kendisini.
Bir de alaturka söylüyor Tarkan ki, tadından yenmez. Filli Boya harika işler yapıyor. Tarkan’la anlaşarak bence süper bir işe imza atmışlar. Özgecan Aslan’ı anma refleksiyle gönüllere taht kuran firma, şimdi Tarkan’la yerini daha da bir güzelleştirdi. Tarkan acilen alaturka albüm çıkarmalı. Hatta Tarkan daha sık smokin ve takım elbise giymeli.
Role kendini kaptırmak
ROLE kendini kaptırma durumu genellikle bizim memleketimizde olur. Geçenlerde Rıza Kocaoğlu da kabadayılığa bürünmüş. Malum uzun zamandır rol aldığı ‘Karadayı’ dizisi kabadayıdan geçilmiyor. Kiminle karşılaşsanız hepsi kabadayı. Kocaoğlu da kabadayı oluvermiş set dışında. Kabadayılığını da gazetecilere yapıyor. Kendisi “Ailem aşirettir” demiş. Ne güzel! Sırtını sağlam yere yaslamışsın, pek hoş olmuş ama gereksiz ve boş bir cümle olmuş. Aşiretindeki insanlar için de sevimsiz olmuş bence. Onların adını böyle manasız yerlerde sarf etmen doğru kaçmamış sanki.
Ben Rıza’nın içinden kötü bir niyet geçirdiğini düşünmüyorum. Çünkü kendisiyle çok sık karşılaşıyorum Cihangir’de. Herkese çok saygılı ve sevecen. Sanki bir anlık bir düşüncesizlikle çıkmış ağzından. Eminim kendisi de sabah uyandığında epeyce gülmüştür söylediğine. Hani bazen insan bir şey söyler ve sonra aradan zaman geçince söylediğiniz söz çok manasızlaşır ya. Bana biraz öyle geldi. Umarım kendisi de manasız ve komik olduğunu fark etmiştir.
87 YILLIK KIROLUK
OSCAR töreninin yayınlandığı pazar gecesi sosyal medyada bir sürü geyik döndü. Oscar hashtag’i dünyada TT listesinde uzun saatler konuşuldu. Malum tüm dünya 87 yıldır izliyor ve takip ediyor. Çok ciddi bir reklam geliri ve ciddi bir sektör var Oscar’da. Bir tören bitiyor diğer seneye hazırlık başlıyor. Ama bizim insanlarımızdan bazıları kıroluk olarak görüyor bunu. Özellikle bu sektörde olup, oyuncu olup bu olayı kıroluk olarak değerlendirenleri hiç anlamıyorum. Farklı olacaklar ya, aslında en büyük dertleri bu. Yeni nesil oyunculardan Serkan Altunorak da pazar gecesi “Amerikan kıroluğu da çekilir kahır değil arkadaş” diye bir twit atmış. Bak sen! Kendisi bu twit’inden sonra alkış bekledi sanırım ama bence alkışlanmayı değil “tipik alkışlamayı bilmeyen Türk insanı” olarak kocaman bir eleştiriyi hak ediyor. Eminim ülkemizde yapılan ödül törenlerini de kıro buluyordur da söylemeye çekiniyordur. Bana biraz öyle geldi. Kimsenin kotla gitmediği, ödülünü almaya sakız çiğneyerek çıkmadığı, 87 yıldır dünyanın izlediği bir töreni kıroluk olarak değerlendiriyorsa; Altın Portakal’a filan tahammülü yoktur. Altın Portakal’da sakız çiğneyerek, kot hatta kazakla ödül almak için sahneye çıkan insan var. Filmden çok jüri konuşuluyor, popüler oluyor. Film kimsenin umurunda değil. Kendisi ödül alsa “Kıro o ödül töreni, gelemem” diyecek sanki.
