Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YELDA Kahvecioğlu’nu şahsen tanımıyordum. Ama illa ki, çok iyi tanışıyor, görüyoruz olmamıza gerek yok günümüz dünyasında. Eğer Instagram, Twitter, Facebook ve Snapchat gibi internet uygulamalarınız varsa tamam. Herkesle tanışıyor, arkadaş oluyor, samimiyeti ilerletebiliyorsunuz. Hem sürekli görüşmenize de gerek yok. Yani sosyal medya üzerinden birbirinizi like’lamak, dürtmek kâfi. Sohbet de “Geçen koyduğun resim” diye başlıyor. Ve uzayıp gidiyor. Ama o kadar. Hepsi o kadar işte. Bakınız Etiler’de oturan, gayet modern, hayatın içinde yaşayan, sosyal medyada kendini rahatça ifade edebilen, bir sürü kişi tanıyan, 30 yaşında şehirli, harika bir kadın evinde iki gün kimsesiz ölü bir şekilde kalabiliyor. Uzaktan baksanız hayatı ne kadar kalabalık gibi duruyor öyle değil mi? Ama bakın iki gündür ne bir arayan ne bir soran. Baktığınız zaman kalabalık yaşamların içindeki yalnızlıklar zaten insanı yok edip bitiren en önemli şey. Son yıllarda bizleri çok kahreden acı kayıplar var. Nur içinde yatsın Yelda da böyle bir kayıp. Ve kalabalık içinde yalnız olması. Hani yan masalardan sürekli “Benim Twitter’da bilmem kaç takipçim var” diye hava atan tipler var ya işte hepiniz aslında çok yalnızsınız. O takipçi sayısı ile hayat geçmez ki. Bir nefes alamayacağınız zaman yanınıza gelen kişi sayısı çok önemli. Ki zaten onun da bir elin parmaklarını geçmemesi en normali.

        HER ŞEY GÖSTERMELİK

        İşte tam da bu yalnızlıktan konu açılmışken geçen gün antikacı Uğur Batur ile sohbet ederken her şeyin ne kadar yalan ve göstermelik olduğuna bir kez daha kanaat getirmiş olduk. Bakınız Uğur Batur, 11 Şubat’ta hayatını kaybeden Özgecan Aslan’ı anmak için Adana Sheraton Otel’de bir organizasyon düzenliyor. Uğur’un toplumsal farkındalık yaratmak adına düzenlediği bu projede bir müzayede olacak. Ve oradan elde edilecek gelir Özgecan Aslan aadını taşıyan bilim merkezi açılacak. Uğur ile uzun uzun konuştuk. Davetlerde boy gösteren birçok kişinin telefonlara dahi dönmediğini söyledi. Oysa işte o telefonlara dönmeyen birçok kişi sosyal medyadan neler yazıyor, ne çok gözyaşı döküyor ah bilseniz. Uğur hayırlı bir iş yapıyor. O gün konuşmacı olarakta Dolunay Soysert eşi Sinan Tuzcu ile katılacak. İkisini de tebrik ederim. Sonuç olarak kadına şiddeti dile getiren, kınayan herkese helal olsun.

        Sevim Teyze bana kızdı

        ASLINDA okulda, evde alınması lazım bu eğitimin ama yapacak bir şey yok. 2015 Türkiye’sinde insanı eğitmek şart şu çöp mevzusu için. Bizim evin tam tamına üç dakika ötesinde bir çöp konteyneri var. Ancak bizim mahalleli kapısının önüne çöp koymaya çok meraklı. Yan apartmanda Sevim Teyze de bunların öncüsü. Kapısını çaldım en sevimli halimle Sevim Teyze’ye “Neden kapının önüne çöp koyuyorsunuz Sevim Teyze; yumurtalar, balıklar, tavuklar mahalleye serpiliyor. Ayaklarımızla basıp apartmana giriyoruz” falan filan ben anlatırken “Şu an dizi izliyorum beni oyalama. Atarım kime ne” dedi ve çat diye kapıyı yüzüme kapattı. Beyoğlu Belediyesi’ne rica ediyorum. Allah aşkına kapı kapı dolaşıp bilgilendirin bu insanları. İki eleman bununla görevlendirilsin. Yapacak bir şey yok. Bu insanları eğitmek şart.

        Alışveriş değil eziyet

        MAHALLEMİZDE çok market var ama Carrefour Cihangir genellikle Cihangir halkının yanı sıra turistlerin de en çok tercih ettiği market. Ancak yıllar sonra yaptıkları tadilatla marketi alışveriş yapmamak üzerine kurdular. O kadar kötü bir mimari çalışma yaptılar ki, alışveriş yaparken çile çekiyoruz. Kavgalar, bağırışlar arttı. Kasanın yanında ciddi sorunlar yaşanıyor. Bunun böyle olacağına inanan kişinin işi gücü bırakıp bir köşeden marketi izlemesini tavsiye ediyorum. İnsanlara nasıl eziyet ettiğini otursun izlesin. Ama yakında fena şeyler olacak orada benden söylemesi. Yetkililer duyun sesimizi.

        Diğer Yazılar