Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÜZERİNDEN tam 1 hafta geçti. Geçen hafta bugün, siz benim haberim ile Habertürk’ün birinci sayfasında Sinan Akçıl ve Ebru Şallı ayrılığını okudunuz. 1 haftadır o kadar tuhaf şeyler yazılıyor ki... Hepsini izliyorum. Bu ayrılığı çok iyi bilen Sinan Akçıl’ın “Ben de gazeteden öğrendim” demesine şaşırıyorum. Hayır insan neden böyle bir duruma düşürür kendini? Sinan’cığım sana kim akıl veriyorsa çık bu akıllardan. Aslında bu iyi bir şey değil. “Ben de gazeteden öğrendim” demen seni kötü duruma düşürüyor bilesin.

        Ben olayı bildiğim şekilde anlatayım o zaman. Yani sizi az biraz magazinin mutfağına götüreyim. Sinan Akçıl ve Ebru Şallı’nın aralarının iyi olmadığını, ayrılık durumlarını konuştuklarını haberin çıkmasından 1 hafta önce öğrendim. Ebru Şallı’yı aradım. Ebru’ya “Ben ayrıldığınızı duydum. Doğru mu?” diye sordum. O da bana “Esin, böyle bir durum var ama daha net değil. Şu anda konuşuyoruz. Şu an yazılırsa doğru olmaz” dedi. Ta ki geçtiğimiz hafta pazar gününe kadar.

        Pazar günü Ebru bana “Esin bugün Sinan’la da mesajlaştık. Zaten 4 gündür konuşmuyorduk. Artık ayrılığı yazabilirsin. Benim son mesajım ‘Bitti nokta’ oldu” dedikten sonra ben de gazeteye koydum. Üstelik haberi, Sinan Akçıl, Ebru’nun son mesajının ardından “Tamam ben de yarın basın açıklaması yapayım” dedikten sonra, gece yarısı gazeteye yetiştirdim. Yani bir plan yok Sinan’cığım. Benim hakkımda konuştukların ve söylediklerin de kulağıma geliyor. Seninle ilgili bir planım yok. Sadece 20 yıl önce tanıdığım Sinan’ı özlüyorum ve nasıl böyle bambaşka bir adam olduğuna inanamıyorum.

        Anlayacağınız Sinan’ın gazetelerden filan öğrendiği yok. Neden olayı bu noktaya çekmeye çalıştığını da inşallah bir gün anlatır da hepimiz öğreniriz.

        Gecelerin olmazsa olmazları

        ■ Saray’da tavuk suyu çorba içmeden olmaz.

        ■ Belli bir saatten sonra Aztek’e gidip sucuk, mantı, dolma yemeden olmaz.

        ■ Taksim’de ıslak hamburger yemeden olmaz.

        ■ Beşiktaş’ta Akaretler yokuşunu çıkarken kokoreç yemeden gece bitmez.

        ■ Lale’de işkembe, paça çorbası içmeden gece hiç bitmez hiç.

        Kadınlar matinesi

        BİZİM neslin ve bizden önceki neslin çok iyi bildiği bir durumdur kadınlar matinesi. Dolmaların, kısırların yapıldığı kadınlar matinesine ben küçükken annemle çok giderdim. Bu işe başladığımdaysa Maksim’de haberci olarak izlerdim. Kadınlar ne eğlenirlerdi. Çoluğunu çocuğunu bırakamayan, evden çıkamayan kadınlar için güzel bir eğlenme ortamıydı. İbrahim Tatlıses’in, Seda Sayan’ın olduğu kadınlar matinelerini çok izledim. Meğer hâlâ devam ediyormuş da benim haberim yokmuş. Cenk Eren, Yeşilköy Spor Kulübü’nde geçen cumartesi günü 200’ün üstünde kadınla buluştu. Biletlerin 120 TL’den satıldığı matinede, kadınlar Cenk Eren’le göbek attılar. Hiç oturmadılar, coştukça coştular. Çok güzel bir ortam vardı. Kadınların hepsi birbirinden şıktı. Tek fark dolmaları, kısırları yoktu. Ama çok güzel yemekler vardı. Eskinin gazinocular krallarından Yavuz Samancı 20 yıla yakındır kulübün mekânlarını yönetiyor. Pek güzel ve keyifliydi.

        Analı-kızlı

        CUMARTESİ gecesi My Cabaret’de filmleriyle büyüdüğümüz Suzan Avcı ve kızı Binnaz Avcı ile her zaman ‘Çalıkuşu’muz olan Aydan Şener ve kızı Ecem Akbin’le karşılaştım. 4 jenerasyon birlikte. Suzan Avcı’nın kibarlığı, şıklığı her zaman çok hoşuma gider. Türk filmlerinin kötü kadını aksine dünyanın en tatlı insanı, lokum gibi. Binnaz arkadaşım, çoğu zaman birlikte gecelerin tadını çıkarırız. Aydan Şener sahneye çıkınca masalardan “Hâlâ güzel” sözleri yükseldi. Şener, şarkı söyledi. Bu kadınların en küçüğü Ecem’i ‘Medcezir’de izliyorum. Oldukça başarılı. İnanıyorum ki gelecekte de kendinden söz ettirecek güzel rollerde olacak. Ben bu analı-kızlıya bayılıyorum. Pek tatlılar ve birbirlerine çok bağlılar.

        Diğer Yazılar