Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “BALKONSUZ ev, göbeksiz erkek olmaz”, “Yemeğin salçalısı, kadının kalçalısı” demiş atalarımız.

        Ne de doğru söylemişler...

        Mesela, Kim Kardashian’ın poposuyla geldiği noktaya baktığımız zaman salçasız hiçbir yemeği ağzımıza koymamamız gerekiyor.

        Şimdiye kadar ne iş yaptığı belli olmayan Kim Kardashian’ımız, kalçasıyla dünyayı sallıyor.

        İlişkileri, evin içindeki kavgalarının yanı sıra elbise, ayakkabı derken şimdi de tarihe el attı. Erivan’a gitti.

        Devlet başkanı gibi karşılandı. Üstelik Başbakan Hovik Abrahamyan’la görüştü. E daha ne olsun.

        Kim’den sonra ne iş yaptığı belli olmayan, sadece arz-ı endam ederek para kazanan o kadar çok insan çıktı ki.

        Şöyle etrafınıza bakmanız yeter. Artık, “Benim bilmem kaç takipçim var, sosyal medyada sizi rezil ederim” diyen, ama ne yaptığı belli olmayan çok kişi var.

        Ha bir de tabii gerçekten Kim gibi attığı her adım için para alıp sadece sosyal medyada duyuran kişiler de mevcut.

        Hayır bu insanlar gerçekten ünlü, şöhretli olsalar “Tamam yapsın” diyeceğim, ama o da değil.

        Tabii Kim kadar para kazanamıyorlar, ama onun yeni dünyaya armağanı dolaş, gez, giyin, süslen ve para kazan mantığıyla yaşıyorlar.

        Kim ve kardeşleri de bunun öncülüğünü yapmaya hızla devam ediyorlar.

        Biliyorsunuz Kim Kardashian’ın büyük büyük dedesi, 1900’lerin başında Erzurum’dan göç etmiş.

        Ailenin bir kanadı da Kars’a dayanıyor. Yakında bizim memlekete gelir ve devlet büyükleriyle de görüşürse şaşırmayın.

        YİNE YENİDEN TUĞBA

        HAYDİ bakalım hayırlı olsun, Tuğba Ekinci’li günlerimiz yeniden başladı.

        Biliyorsunuz, zaman zaman kendinden söz ettirmeye bayılır Tuğba Ekinci.

        İşte yine çıktı ortaya. Uzun süredir sesi soluğu çıkmıyordu.

        Bu kez de 5 yıl önce Kaya Çilingiroğlu’nun kendine attığı mesajları ortalığa serdi.

        Hayır, bir insan mesajları 5 yıl neden saklar?

        Yani şu sebepten saklar: “Sakla samanı gelir zamanı” durumundan.

        Demek ki Tuğba Ekinci, “Dur, ben bunları bir yerde kullanırım” dediği için saklamış olacak ki tam da unutulmaya yüz tuttuğu, hatta hiçbir şey yapmadığı günlerde yeniden ortalığa saçtı.

        Hayır pardon, yeni bir televizyon programı yapmaya başladı, tabii onu gündeme getirmek için de eski defterleri açıyor.

        E ne yapalım... Haydi o zaman kolay gelsin Tuğba.

        Sanırım daha çok sakladığın mesaj, telefon kaydı filan vardır.

        Sen şimdi onları listele, zamanı gelince çıkarırsın.

        SOHO HOUSE'TA BEREN SAAT'İN DANSI

        MALUM memlekette Soho House açıldı. Buraya gitmek için üye olmanız gerekiyor. Ya da üye olan birilerinin sizi davet etmesini bekleyeceksiniz.

        Soho House’un bazı belirgin kuralları var. İçeride telefonla konuşmak yasak mesela.

        Amaç, üyelere rahatsızlık vermemek. Ve en belirgin başka yasakları da telefonla fotoğraf çekmek, selfie yapmak; içeride yaşananları ve gelen gidenlerin ne yaptığını sosyal medyada, orada burada yazmak.

        Ama gelgelelim burası Türkiye. Kurallar, yasaklar bize vız gelir tırıs gider.

        Öncelikle bu telefonla konuşma yasağı çoktan delinmiş durumda.

        Bağıra çağıra konuşanları uyarmaktan bir hal oluyormuş çalışanlar. Ve tabii sosyal medya, Soho House’tan paylaşılan fotoğraflardan geçilmiyor.

        En çok paylaşılan fotoğraflar da tuvalet, teras ve koridorlar. Yani milletimiz sağ olsun, “İşte buradayım, işte Soho House’tayım” diyebilmek için gizli gizli fotoğraf çekip paylaşıyor.

        Hatta “Yasak da neymiş” dercesine selfie çekip paylaşanlar bile var.

        Hayır ben bu fotoğrafları görürken utanıyorum; sonuç olarak bir kural konmuş. Ama onlar utanmıyor.

        Bir de kahkaha atıyorlar, “Bakın nasıl selfie yaptık” dercesine.

        Ve “Nasıl olsa beni burada kimse görmez, ben burada rahatım” diye şu meşhur dansını rahatça yapan Beren Saat’in de her hali dillerde.

        Malum Beren Saat’in dansı gerçekten pek bir meşhurdur. Kendisinin çok iyi dans etmediği söylenir. Ama sonuç olarak o da arkadaşlarıyla gitmiş eğleniyor.

        Özel bir alanda rahatça dans edemeyecekse nerede edecek?

        Bir sürü de para ödeniyor biliyorsunuz. Neyse, işte özel ve gizli üyelik sistemiyle girilen bir yer bu anlamda dillerde.

        Daha önce de yazdım, hiç şaşırmıyorum. Bizim insanımız kendini göstermediği bir yerde mutlu olmaz. Hele yediğini ve içtiğini göstermeyecekse vah ki ne vah.

        Bir de İngilizce konuşan garsonları azarlayanlar var. O da başka bir durum tabii.

        Geçen gün biri, “Ben de azarladım” diye bahsediyordu.

        “Memleketten Soho House manzaraları” devam edeceğe benziyor.

        Diğer Yazılar