Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TARKAN 1992 yılında ‘Kıl Oldum Abi’ ile ilk yılbaşı gecesi ekranda göründüğü zaman “Kim bu çocuk?” demişti herkes. O geceyi çok iyi hatırlıyorum. 1994 yılında gazeteciliğe başladığımda hem Türkiye’de hem de yurtdışında sayısız konser izleyip röportajlar yaptım. Şimdi senede bir kere görüyoruz Tarkan’ı. Artık sadece göz teması kuruyoruz. Birbirimize öpücük gönderiyoruz, selam çakıyoruz. Hepsi bu.

        Belki de en iyisi bu. Tarkan’ı Tarkan yapan da bu. Konuşmuyor, görünmüyor, röportaj vermiyor. Şarkılarını söylüyor, sadece satır aralarında mesajlarını veriyor. Şarkılarla anlatıyor olan biteni, duygusunu. Tam bir star gibi yaşıyor. Kolay mı memleketin tek starı olmak? Kolay mı konser vereceği açıklandığı an dakikalar, saatler içinde biletleri tüketmek? Kimse kusura bakmasın. Artık kendisini eleştirecek bir yan bulamıyorum. Çok kızdım, çok eleştirdim. Kendini çok saklıyor diye söylemediğimi bırakmadım. Ama Türkiye gibi hızlı tüketen, bitiren, öğüten bir yerde gizlenmesin de ne yapsın? O yüzden kendini koruyor, kolluyor. Kimseyi sıkmıyor, bunaltmıyor, bıktırmıyor. Tam aksine hasret bıraktırıyor. Ve 7’den 70’e herkes de onun için çıldırıyor.

        Repertuvarda değişiklik

        TARKAN’IN geçen senelere nazaran repertuvarını tamamen değiştirdiği dikkatlerden kaçmadı. Harbiye Açıkhava Sahnesi’ne ‘Ölürüm Sana’ ile çıkış yapan Tarkan ‘Ustalara Saygı, Öze Dönüş’ adını verdiği bölümde ‘Leylim Ley’, ‘Ne Ağlarsın’, ‘Allı Turnam’, ‘Uzun İnce Bir Yoldayım”, “Mihriban” ve ‘Yalan Dünya”’ türkülerini seslendirdi. Erkan Oğur’un ve Türk halk müziği sazlarından oluşan bir ekibin eşlik ettiği bölümde Tarkan, “Özünde, sevgiyle, aşkla atan bir kalbimiz var. Beraber ağlıyoruz, beraber gülüyoruz. Biz son dönemde birbirimizden ayrı düştük. Ama aslında özümüz bir, hepimiz biriz” mesajı verdi. Tarkan kısa ama çok açık ve net konuştu. Anlayana çok şey anlattı.

        TARKAN İLAÇ GİBİ GELDİ

        Birçok sanatçı sahnesini doldurmayı seçer. Bir sürü dansçı olsun, oradan buradan bir şeyler atlasın. Ama Tarkan’ın sahnesinde artık hiçbiri yok. Eskiden arada bir dansçı falan olurdu artık o da yok. Tarkan sadece çıkıyor, şarkılarını söylüyor, herkesle göz teması kuruyor, coşuyor, coşturuyor. Bunu da çok fazla hissediyorsunuz. Herkesi heyecanlandırıyor. Herkesi mutlu ediyor. Yani kısacası mutluluk hormonları salgılanıyor. Sıkıldığımız, bunaldığımız şu günlerde Tarkan ilaç gibi geldi anlayacağınız. İnşallah sıkıntısız bir şekilde uzattığı tüm konserlerini de verir. Gidiniz, izleyiniz, mutlu olunuz efendim. Kendinizi iyi hissediniz.

        Yaz demek Tarkan demek

        KONSERİ izlerken yanımda Rus vatandaşı Alexander Kokoskeriya vardı. “Şarkılarını ezbere bildiğim tek Türk sanatçı” dediği Tarkan için “Ben böyle bir şey görmedim. Yıllar yıllar önce Rusya’da albümü satan tek kişiydi. Benim için yaz demek Tarkan demek.Tarkan konseri olmadan yaz da olmaz, yaz da bitmez” dedi.

        KONSERDEN NOTLAR

        Tarkan sahneye tam 21.20’de çıktı. Konseri 23.30’da bitirdi.

        2 kıyafet değiştirdi. Ama daha sonra tekrar sahneye çağrılan Tarkan beyaz bir tişörtle çıktı.

        Tarkan ışıltı seviyor. Taş taş taş, olmazsa olmazları. Simsiyah giyindi. Biraz göbeği olduğu için göbeğini kapatan ceket ve yine taşlı gömlek giymeyi tercih etti.

        Arzu Sabancı sık sık yerinden kalktı dans etti.

        Fulya Terim, kızı Buse Terim’den daha çok dans edip eğlendi. Ben bayılıyorum bu kadının enerjisine. Kendini iyi hissettiren güven veren bir yanı var Fulya Terim’in. Müthiş kadın.

        Daha yeni ikiz bebek dünyaya getiren Derin Mermerci’nin fiziğini görünce kendimi tokatlamak istedim. “Hangi ara böyle oldun?” dedim, “Ben hastaneden böyle çıktım” dedi. Süperdi. Bir ara eşinin elini tutarak kalkıp dans etti.

        Nişantaşı’nda Tarkan bereketi

        ONSER öncesi arkadaşlarla Nişantaşı Cento Per Cento’da buluştuk. Nişantaşı o kadar kalabalıktı ki size anlatamam. Uzun süredir boş olan mekânlarda yer yoktu. Her yer tıklım tıklımdı. Hatta bizim oturduğumuz mekânın çalışanları “Tarkan başladı buralar eski kalabalıklığına döner. 10 gün yaşadık” diyerek mutlu olduklarını dile getirdiler. Nişantaşı’nda her yerde “Tarkan bereketi, Tarkan kalabalığı” cümlesi tekrarlanıyordu.

        'Köfteler Tarkan'dan'

        HARBİYE Açıkhava konser alanının etrafında bulunan köfteciler bile bayram etti. Herkes “Gel gel köfteler Tarkan’dan” diye bağırıyordu. Hatta gecenin sonunda “Tarkan bereketi, Tarkan lezzeti bunlar gel gel” diye gayet keyifli olduklarını gösterdiler. Yani şarkılar sadece söyleyen kişiye kazandırmıyor. Etrafındaki birçok kişiye de ekmek kazandırıyor. İşte o yüzden şarkılar susmamalı, konserler durmamalı.

        Diğer Yazılar