Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Issız Adam”, “Babam ve Oğlum”, “Unutursam Fısılda”, “Dedemin İnsanları” gibi filmlerle Türk sinemasında ciddi izlenme oranlarına sahip bir yönetmen Çağan Irmak. Birçok sinemasever dört gözle onun filmini bekliyor. Duyduğum kadarıyla Çağan harıl harıl çalışıyormuş yeni filmi için. Filmlerinde genellikle aynı oyuncularla çalışan Çağan Irmak’a daha önce de “Arada başka isimlerle çalışmalısın. Türk sinemasının çok unutulmaz isimleri var. Hepsi evinde oturuyor” diye söylediğim çok oldu.

        Bence sırf Çağan Irmak değil birçok yönetmen bunu yapmalı. Çünkü bir sinema filminde bazen bir şarkı, bir mekân, bir isim daha da popüler olabiliyor. Son günlerde Çağan Irmak’ın da bol bol Deniz Seki’nin “İz” albümü dinlediğini duydum. Özellikle albümdeki “Yazlık Gazinolar”a çok takılmış.

        Bir projesi varsa ve şarkı arayışındaysa kaçırmasın derim. Şarkı güzel, hem de Deniz’e acayip moral olur.

        SENEYE BEBEK MÜJDESİ VERİRİZ KISMETSE

        Cihangir’de yürüyorum, Doğa Rutkay ile karşılaştım. Sarılıp öpüştük, on adım attım Alper Kul’a rastladım. Anlayacağınız, mahallede her köşeden bir “Güldür Güldür” ekibi çıkıyor. Nedeni de ekibin haftada bir provaları bizim mahallede bir atölyede yapması.

        Malum Cihangir’de mahalle ünlüye, şöhrete pek alışkın ama konu “Güldür Güldür” ekibi olunca esnafın yüzü bir başka gülüyor. İyi de son zamanlarda daha çok, “İnsanlar ağlamak istiyor, o yüzden bol ağlamalı, acısı, ağlaması, entrikası çok diziler olsun” diye senaristler uğraşıyor ama insanların gülmeye de ihtiyacı var.

        Doğa’ya “Güldür Güldür’ün sırrı ne?” diye sordum, “Samimiyet ve sevgiyle gülme hizmeti veriyoruz insanlara. Çünkü insanların iki saat bile olsa kafalarını boşaltıp gülmeye ihtiyaçları var. Ve biraz da klişe olacak ama biz harika anlaşan bir ekibiz. Bunun önemi çok büyük” cevabını verdi.

        Evet iş güç tamam, ama Kerimcan Kamal’la evliliği de bir yıl oldu. Malum Türk insanıyız, sormadan olmazdı. Ayaküstü bile olsa, “Bebek haberini ne zaman alacağız?” dedim. O da bana, “Esinciğim, artık 2016’da size bebek haberi veririz. Artık zamanımız geldi” dedi. Ne diyelim, hayırlısı olsun o zaman.

        CANDAN, BEYAZ'A DUBLE CEVAP VERECEK

        Bu sezon ekranda olması gerekenler hâlâ olmayınca merak ediyor insan. Geçen akşam Beyaz’ın ekibinden Ebru ile karşılaştım. “Hayırdır neden başlamıyorsunuz, seçimi mi bekliyorsunuz?” dedim. Ülkenin durumu malum. Kiminle konuşsam albümünü, konserini, klibini ertelemiş. Hatta birçok ünlü isim sahne çalışmalarını seçim sonrasına bırakmış.

        Ebru, “Şimdilik 16 Ekim’de başlıyor, eğer son dakika değişikliği olmazsa” dedi. Bu sene 20’nci senesini kutlamaya hazırlanan Beyaz’ın ilk konukları da “Güneşin Kızları” olacakmış. İnşallah bir sorun olmaz da herkes planladığı işleri zamanında yapar. Bu arada geçen sezonu “Son sözü ben söylerim” diyerek Candan Erçetin’e laf atıp bitiren Beyaz’a ciddi bir yanıt geliyor. Duyduğuma göre Candan Erçetin duble bir yanıt için kolları sıvamış bile. Hadi bakalım gülmeye, kafa dağıtmaya ihtiyaç var.

        KIBRIS KONSERLERİ DEVAM

        Candan Erçetin demişken hatırlarsanız Kurban Bayramı’nda Kıbrıs’ta casinolar birleşti ve sanatçılarla çalışmama kararı aldı. Bu kararın nedeni de “Şehitlere saygı” olarak gösterildi. Tabii bu durum da birçok tartışmayı ve “Acaba Kıbrıs bundan sonra Türk sanatçılara veto mu uygulayacak?” sorusunu gündeme getirdi. Sanatçıların çok yüksek ücretler aldığı malum. Ama böyle bir kararın olmadığı da bir gerçek. Çünkü bu hafta sonu itibarıyla sanatçılar artık yavaş yavaş Kıbrıs’ta çıkmaya başlıyor. Candan Erçetin, Serdar Ortaç gibi isimler önümüzdeki hafta sahne alacak isimler arasında.

        ÇOCUKLARI BU KADAR KULLANMASAK?

        Her zaman yazıp çiziyoruz. Çocuklar işin içinde olunca yüreğimiz dağlanıyor. En son “Poyraz Karayel”de Sinan vuruldu. Zaten son sahnesine denk geldim. Öylece kaldım. Etraf feryat figan. Çocuk, babanın kucağında kanlar içinde yatıyor. Zaten son zamanlarda sürekli ölüm haberleri alıyoruz. Bir de şu ölüm işine çocuklar karıştırılmasa dizilerde. Silahlar sürekli çocukların gözü önünde olmasa. Tamam reyting için her şey yapılıyor ama bari çocukları uzak tutsak bu mevzudan.

        REYTİNG İÇİN GEREKLİ 3 ŞART

        1- Zengin erkek, fakir kız. Ya da tam tersi; zengin kız, fakir erkek.

        2- Sürekli gözyaşı.

        3- Hiddet, şiddet, ölüm.

        VE REYTİNG DÜŞERSE

        - Dizinin en popüler, en kaslı erkek karakteri sık sık soyunur. Hatta durup dururken bile soyunabilir. Senaristler ona uygun bölümler yazar. Soyunsun yeter.

        - Asıl erkeğe âşık kadın ya da erkek konuşmak için fırsat kollar. Ama konuşamaz, derdini anlatamaz.

        - Yanlış anlaşılma sonucu terk edilir. Eskinin “Nayır n’olamaz” repliği yok ama o ayarda terk edilme yaşanır. Gerçeği bilmeyen asıl kahraman, deliler gibi sevdiği kişiyi terk eder.

        - Silahlar patlar. Dizinin en etkileyici kişisi ölür ya da vurulur. Yani bir hafta sonra dört gözle beklenir.

        Diğer Yazılar