Bizimkiler de ağırlık yarışında

Dün gazetenin arka sayfasında model Kate Upton’un beliyle kaldırdığı 80 kiloluk halter dikkatimi çekti. Beliyle 80 kilo kaldırması müthiş bir şey gerçekten.

Son günlerde bizim ünlüler arasında da ağırlık kaldırma yarışı var. Evet özellikle Snapchat’te ağırlık kaldırma görüntüleri peşi sıra geliyor her sabah.

Özge Ulusoy, Eliz Sakuçoğlu, Didem Soydan öncüleri arasında. Eliz, “Her sabah iki saat spor yapıyorum. Ağırlık denemelerim devam ediyor” derken Özge Ulusoy, “Kollarım malum ince, ama şu an 20 kiloyu rahatlıkla kaldırıyorum” diyor.

Günden güne kilo kaldırma ağırlığının arttığını da söylüyorlar.

Aman benden söylemesi; inceler, zayıflar, çelimsizler diye kanıp yolda falan taciz etmeyin bu kızları, göründüklerinden daha kuvvetliler, ona göre.

DÜNDEN KALAN SORULARIN CEVABI

Dün de köşemde yazdım. Son günlerde herkes bana özellikle şu üç soruyu soruyor ve yanıtlarını merak ediyor.

1- Kıvanç Tatlıtuğ gerçekten evleniyor mu? Evlenirse bence biter, kesin biter. Sence de biter mi?

2- Kenan İmirzalıoğlu gerçekten evleniyor mu? Ya aslında yakıştırıyorum ama bence evlenmeyecek, sence?

3- Tarkan evleniyor deniyor ama biz inanmıyoruz zaten. Evlenmiyor değil mi? Gerçekten evlenmiyor değil mi?

Yanıtlarını bugün yazacağımı belirtmiştim. İşte bildiğim, duyduğum, merak edilen, inanılmayan üç evlilikle ilgili olan biten.

1- Kıvanç Tatlıtuğ ile Başak Dizer evlenecek. İnanmayanlara söyleyebilirim ki, bu iş tamamdır. Ama tabii son dakika durumlarını da es geçmeyelim. Hiçbir şeyin “kesin olacak” ı kalmadı artık bu hayatta. Son dakika her şeyden vazgeçilebilir. Bu herkes ve her şey için geçerli.

Birçok kişi “Kıvanç evlenirse biter” diyor, ben de bu fikri kabul edebilirim. Evet, evlilik maalesef hayranları küstürüyor, ama Kıvanç bu saatten sonra bitmez.

Kıvanç’ı sadece yanlış proje bitirir, evlilik değil. Çok dikkatli seçimler yapması ve bir an önce bir projede yer alması gerekiyor.

2- Kenan İmirzalıoğlu ile Sinem Kobal ilk birlikte olmaya başladıkları an “Evlenirler” demiştim. Ki zaten geç olmadan evlensinler. İkisi için de iyi olacak. Çünkü Kenan İmirzalıoğlu hayallerde “evlenecek erkek” görüntüsü çiziyor. O yüzden evlilik Kenan’a değer katacaktır. Sinem Kobal için de herkes derin bir “Oh” çekecek.

3- Ve işte en merak edilen ve asla inanılmayan diğer evlilik Tarkan’ınki. Hâlâ hiç kimse inanmıyor. O mektup yazsa da “İnanın, saygı duyun” dese de kimse inanmıyor. Ki evlense de hiç kimse kabul etmeyecek.

Hele hele öyle “Karıcım, canım, bi tanem” tarzında ortaya çıkarsa vay haline. Aman dikkat Tarkan! Bu arada Tarkan baba olmak istediği için evleniyor ve en yakın zamanda da baba olacak gibi. Keşke sadece evlenerek ortaya çıksaydı, belki bu kadar saçma konuşmaların da önünü kesmiş olurdu.

VE EVLİLİK DİYE BİR ŞEY VAR MI?

Evleneceklerin haberlerini verirken boşananları da konuşmamız garip değil mi? Ama konuşuyoruz işte. Birbirlerine yakıştıklarını, âşık olduklarını düşündüğüm insanlar boşanma kararı alınca, “Bu evlilik denen şey, aslında çok garip. İnsan doğasına aykırı” derken buluyorum kendimi.

En son bu cümleleri Hande Subaşı ile Can Tursan’ın boşanma haberi gelince sarf ettim. Oysa ikilinin son röportajına denk geldiğimde, “Çocuk sahibi olmak istiyoruz” diyorlardı.

Evlilik zor, ama başarınca güzel. Aile olmak, büyük bir aileye sahip olmak, hepsi çok güzel. Ama günümüzde bunlar daha da zorlaşıyor gibi. Hande ile Can’ın arasında uzun süredir süren tartışma çözülememiş olacak ki, ikili de boşanma yolunu seçiyor. Hayırlısı.

HİRA’NIN NAMAZI

Demet Akalın’ı, kızı Hira’nın namaz görüntülerini paylaştığı için birçok kişi topa tutuyor. Dün de Ahmet Hakan eleştirmiş. Demet Akalın da Twitter’da, “30 sene önce ben de namaz kılıp Kuran kursuna gidiyordum” demiş. Yani bu ülkede birçok kişinin yaptığı gibi.

Kuran kursuna gitmeyen, namaz kılmayı öğrenmeyen çok az kişi vardır. Özellikle bizlerin yaşındaysanız. Biz de gidip öğrendik ve bunda asla bir sorun yok.

Müslüman bir ülkeyiz; bunların olması, öğrenilmesi gerekiyor. Sadece sosyal medyada paylaşıldığı için eleştirilebilir, ama o da artık boş eleştiri olur. Çünkü herkes her şeyi paylaşmak istiyor ve paylaşıyor da.

Nasıl ki birçok kişi yemek yerken, denize girerken, tatile giderken, hatta uçakta oturduğu koltuğu gösterirken, özellikle business uçarken biniş kartının fotoğrafını paylaşıyorsa, namaz kılarken, camiye giderken, sahura kalkarken, hatta iftarda oruç açarken de fotoğrafını koyuyor. Ve Allah’a edilen dualar bile artık Twitter ve Instagram’dan paylaşılıyor.

Ve umre ziyaretleri... Boy boy. Açın Instagram’da birçok kişinin dua ederken ve namaz kılarkenki fotoğrafları. O yüzden Hira’nın namazı da gayet normal geldi bana. Yani bundan 30 yıl önce Instagram olsaydı, emin olun herkes yine paylaşırdı.

Bu durumun bir partiyle ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Bizim sosyal medyayla imtihanlarımızdan sadece biri. Saymaya kalksak o kadar çok ki.