Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Müşteri yok. Oteller kan ağlıyor ama hiç kimse de ücret indirimine gitmiyor. Son günlerde etrafımda en fazla konuşulan konu bu ve çoğu kişi, “Bu oteller delirmiş olmalı. Hem ‘Müşteri yok’ diyorlar hem de fiyatlar almış başını gidiyor” diyor. Etrafımda konuşulanlar:

        - Booking’e bakıyorum, tek gecelik oda için 450 TL yazıyor. O oteli arıyorum, bana ‘Oda fiyatı 650 TL’ diyor. Otel bihaber.

        - Bodrum Türkbükü’nde bir otelden iki aylık oda fiyatı aldım. İki ay tutacağım oda için bana gecelik 190 Euro fiyat veriyor. Delirmiş olmalı. İki ay garanti veriyorum, odasını kapatacağım. Yiyip içeceğim, burnundan kıl aldırmıyor. Bir de indirimli fiyatmış.

        - Şu an bir oteli aradım Çeşme’de. 600 TL oda fiyatı verdi. Normal oda. Ama bu hafta sonu 800 TL olacakmış. Bayramda düşünemiyorum.

        - Alaçatı’da en basit, en sıradan odanın fiyatı 500 TL’den başlıyor. İyi de bu daha bayram öncesi fiyatlar. “Bayramda dolu mu” diyorsun belli değil, ama “İndirim yapamam. Bayramda 800 TL olacak” diyorlar. Şaka bunlar gerçekten! Ve bu liste uzar gider. Bu cümlelerde en küçük bir abartı yok. Hatta ben defalarca “Emin misiniz?” diye soruyorum. İyi de otellere küçük bir tavsiye. Yabancı turist yok, tamam, gelmiyorlar da. Peki o zaman kendi vatandaşınızı neden kollamıyorsunuz? Yapmayın, etmeyin ki turizm daha da beter hale gelmesin. Yazıktır, günahtır!

        KÜÇÜK BIR ÖRNEK

        Bu mevzudan yola çıkarak size küçük bir olay anlatmak istiyorum. Bu tamamen gerçek, kendi yaşadığım bir olaydır.

        Geçen yıl bu zamanlarda Alaçatı köy içinde meşhur bir gözlükçüye girip bir gözlüğün fiyatını sormuştum. Gözlük için “2 bin 250 TL” dedi.

        O an gözlüğü sessizce yerine bıraktım ve tamamen unuttum. Aynı marka gözlüğü mart ayında gittiğim Miami’nin en lüks mağazalarından birinde görüp 100 dolara satın aldım. Bunu da herkese anlatıyorum. Acımasızca bir durum ve çok ciddi bir fark. Aman dikkat!

        ‘BEN OLUR MUYUM ONA SOR’

        Geçenlerde uçakta Kaya Çilingiroğlu ve oğlu Kaya ile karşılaştım. Baba-oğul tatil yapmış dönüyorlardı.

        Kaya Bey’e, “Hülya Hanım kendi hayatını konu alan bir film çekiyormuş. Filmde siz de olur musunuz?” diye sordum. “Ben bilmem, ona sor” dedi.

        Belli ki Hülya Avşar daha aileden kimseye bilgi vermemiş ama Kaya Çilingiroğlu olmadan Hülya Avşar’ın hayatı olmayacağı açık.

        Benim asıl merak ettiğim, diğer bazı mevzular nasıl yer alacak? Yani Hülya Avşar’ın özel hayatı, aşk hayatı. Eğer kendi hayatını sansürlerse o zaman hayatını konu alan bir film olmamış olur. Sadece bazı bölümlerin olduğu bir film çıkar ortaya. Hayatı eksik kalır.

        DEMET AKALIN’IN LOCALARI

        Geçen hafta köşemde, X Beach’teki localarla ilgili, “Bin TL’lik localarda bayramdan sonrasına rezervasyonlar doldu” diye yazmıştım.

        Bir gün sonra Demet Akalın o locaya misafir olarak gitti. Kiminle karşılaşsam, “Aradık yer bulamadık, bize yardım et” diyor.

        Vallahi ben insanımızı anlamıyorum. Gece kulübüne girerken arar, kahvaltı için arar da loca için arayana ilk kez denk geliyorum.

        Önceki akşam da yan masamda, “Aradım, bin TL’lik locaların hepsini kapattım” diye bir adam arkadaşlarına hava atıyordu.

        Artık doğru mu yalan mı bilemem, ama “Demet Akalın’ın bin TL’lik locaları” diye milletin dilinde. Bin değil 10 bin olsa da sıraya girilecek.

        Öyle bir tuhaf memleketiz. Yeter ki konuşulsun. “Gittim, gördüm, yaşadım” demek için tüm bunlar. Eşe dosta anlatmak için.

        YAĞMUR’DAN İZMİR OTOBANINDA 270 KM HIZ

        Malumunuz, bir dönem futbolcu Sabri Sarıoğlu’nun eşi Yağmur’un Lamborghini’siyle yatıp kalkıyorduk. Lamborghini önceki gün yine çıktı meydana. Bu kez Snapchat’te dolanırken gördüm şu çok konuşulan Lamborghini’yi. Çeşme-İzmir otobanında 270 km hızla. Kerimcan Durmaz’ın, “Yağmur korkuyorum” çığlık sesleriyle.

        Meğer Kerimcan Durmaz uçağa yetişmek için yakın arkadaşı Yağmur’a, “Beni ancak sen yetiştirirsin uçağa” diye ricada bulunmuş. Yağmur da dostunu kırmayıp geçmiş direksiyon başına. O anları Kerimcan, Snapchat’te çekiyor çığlıklarla.

        Tüm Snapchat ahalisine yaşattılar o anları. Üstelik Yağmur 20 dakikada havaalanına gittiğini söylüyor. Şimdiye kadar ilk kez “Aman dikkat!” diyorum. Çünkü bunları çoluk çocuk herkes izliyor. Eğlenceye asla lafım yok. Gece hayatına, sabaha kadar coşmalara. Ama trafik bu, şakası olmaz. Lütfen bu tarz çekimlerde biraz daha duyarlı olun. Aman dikkat!

        Diğer Yazılar