Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MALUM aylar öncesinden Bodrum’da beach savaşları yaşanır diye yazmış ve detayları anlatmıştım. Hande Yener’den sonra Hadise de plaj işletmeciliği işine girdi. Her ne kadar “Benim değil, orayı ablama açtım” dese de kendisi sürekli mekânın reklamını yapıyor. Bodrum’da her köşe başında beach tabelası var. Üzerinde de Hadise’nin seksi bir pozu. Ama ona sorarsanız beach kendisinin değil. Sadece tabelada arz-ı endam ediyor. Oysa gidip gösterse kendini, geçse DJ setinin başına, o zaman ablasına tam destek olur. Ama yok bizim insanımızda tam bir Türk egosu var. Hadise “Ben Hande Yener gibi yapmam” diyor ama kıyısından köşesinden kendini göstermeye çalışıyor. Tuhaf işte. Bu ne perhiz ne lahana turşusu derler adama.

        Ya gazeteler olmasaydı

        Magazin kolay görünür ama zordur. Hele ki yorumlamak. Fark edilmek için çamur atmak gerekmez. Ama tabii insanın kendi işi olmayınca böyle sanıyor magazini ve belden aşağı vurmaya başlıyor yorumlarken. Son yıllardaki bazılarının durumu bu. Eğer televizyonda olmuyorsa sosyal medyadan yapmaya başladı şimdi birçok kişi. Mesela şu sıra en uygun yer Snapchat. Herkes gazeteleri önüne alıyor, yorumluyor. Deniz Berdan ve kızının yaptığı da bu. Deniz Akkaya ile kavgayı çıkaran da bu. Deniz Berdan bir magazin programına oturmak istediği için bunu yapıyormuş. Ben önceki gün olayı anlamaya çalışırken birçok kişi bunu söyledi. Ben de diyorum ki, gazeteler olmasa ne yapacaksınız? Yorumlarken arada yeni bir şey söylemeniz, haber vermeniz icap eder. Fark yaratmanız şart. Bu yorumları Ayşe Teyze de yapıyor. Kadınların altın günlerinde ne magazin yorumcuları var biliyor musunuz? Hepimize taş çıkarırlar.

        Bir yanda ‘Okyanus’ bir yanda ‘Bağdat’

        BİR gecede aynı şarkı 4-5 kere, hatta 8 kere çalar mı? ‘Bağdat’ ve ‘Okyanus’ çalıyor. Derya Uluğ ‘Okyanus’la, Ayla Çelik ‘Bağdat’la kulüplerin favorisi. Öyle ki bir DJ’den bu iki şarkıyı tekrar tekrar isteyen var. Bu iki şarkıyı söyleyenler yıllarca müzik dünyasında çalışmış, belki bu başarıyı çok yıllar önce hak etmiş iki isim. Her zaman onu anlatırım. Yaparsınız yaparsınız. Ama bir gün öyle bir şey yaparsınız ki herkes sizden bahseder. İkisinin de durumu aynen bu. Herkesin dilinde bu iki şarkı. Naçizane fikrim şudur ki, ‘Okyanus’un modası diğer popüler şarkılar gibi kısa süre sonra geçebilir. Ama ‘Bağdat’ öyle değil. Bir başka. Üzerinden yıllar geçse de bitmeyecek. Başka bir durum var. Çünkü kadını, adamı, genci, yaşlısı, herkes derinlere dalıyor bu şarkıyı dinlerken. Gözlerini kapatıyor, yüreğini ortaya koyuyor şarkıyı mırıldanırken. Hele kadınlar. Bir kadın topluluğunu şarkıyı söylerken bir izleyin ne demek istediğimi anlayacaksınız.

        Siz uyurken

        - Cihangir meydanda bir taksi durdu. İçinde bir erkek bir kadın var. Kadın erkeği itiyor, erkek “İnmeyeceğim” diyor. Taksici de şaşkın, biz de. Öyle taksinin içine bakıyoruz. Adam inmeyince sonunda kadın indi, “Bıktım senden, sakın bir daha beni arama” diye bağırıyor. Adam da taksinin camından sarkıp kadına vurmaya çalışıyor. Film çekiliyor zannettik, bir sağa bir sola bakıyoruz. Taksi korna sesleri çoğalınca basıp gitti. Kadın söylene söylene yoluna devam etti. Dizi sahnesi değil gerçek.

        - Klasik bir kadın topluluğu durdurdu ve “Bergüzar Korel’in dükkânı nerede” dedi. Tarif ederken kadınlardan biri de beni tanıdı “Ay Bergüzar sık sık geliyor mu? Sen bilirsin kendisi ne zaman geliyor?” diye sormaya başladı. Sürekli yazıyorum, yakında Bergüzar’dan yol gösterme parası talep edeceğim.

        Diğer Yazılar