Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Murat Boz, eski sevgilisi daha doğrusu eski eşi Eliz Sakuçoğlu ile yollarını ayırdı. Ama gizli gizli fotoğraflarına bakarken, hatta like yaparken yakalandı.

        Sonra geçen hafta Hadise’yle yakın temas görüntü verdi. Ve tabii, “Hayırdır, Aslı’dan ayrılıyor mu?” dedikoduları da peşi sıra geldi.

        Bildiğim kadarıyla bu ikili, yani Aslı Enver ile Murat Boz büyük âşıklarmış birbirlerine. Hatta bir ev bakıp Murat Boz da tam o evi tutmuşken Aslı Enver’in, “Ben bu evi beğenmedim, başka ev baksak” diye kapris yaptığı konuşuyor.

        Bin yıl düşünsem, Aslı Enver’in bu tarz kaprisler yapacağı aklıma gelmezdi, ama çok ciddi insanların konuştuğunu duyunca inanmaya başladım. Artık kim kaprisli kim değil çözemiyorum.

        Neyse, Murat Boz hemen başka ev arayışına girmiş ve ikilinin aşkı tam gaz gidiyormuş.

        Bu arada Eliz’in İnstagram’ına gizli gizli bakıp like’laması da ikili arasında hiç sorun olmamış. Merak edenler için söyleyeyim, Aslı gülüp geçmiş bile.

        ‘GİGİ’YLE NEDEN AYNI ASANSÖRDEYİM?’

        Ünlülerin hemen hepsi kaprislerinin, yaptığı saçmalıkların ortaya çıkmasını, hatta kötü işlerinin eleştirilmesini istemez.

        Kendileri hakkında hep iyi şeyler yazılsın, hep övülsün, hep göklere çıkartılsın derdindeler. Özellikle de bizim ülkemizde.

        Ben şimdi burada “Ünlü isimlerin kaprisleri” diye bir liste yapsam, işin içinden çıkamayız. Hepsi bana küser, hatta nefret eder, ayrıca tüm fanları da saldırır.

        Kimler ne kapris yapıyor, kimler neler istiyor, kimler hangi çalışanın kafasına kıyafetleri, elindeki suyu, hatta sigarasını falan atıyor inanamazsınız.

        Sonra da bana, “Amma uyduruyorsun” bile dersiniz.

        Olan biteni yazmaya kalksam, “Nasıl hafif yazabilirim?” diye sıkıntı çekerim. Yani o kadar abartılı kaprisler yaşanıyor dizi, sinema, dergi ve reklam çekimlerinde.

        Ve kamera arkasında, sette çalışanların, bazı sanatçılardan çektikleri de gerçekten yazılacak gibi değil.

        Fakat bazı komik mevzuları da yazmadan geçemiyorum. Mesela son aylarda sürekli Merve ile Gigi’nin asansör hikâyesini dinliyorum.

        Şimdi diyeceksiniz ki Merve Boluğur nire, Gigi Hadid nire?

        Malum, 2014’te New York Moda Haftası’nda Adriana Lima’yla kameralar karşısında gülücükler dağıtıp sonrasında ekibe yaşattığı kaprisler günlerce konuşuldu Merve’nin.

        Olay yeri yine New York. Bu seferki ünlü ise Gigi Hadid. Hadise, asansörde yaşanan gerginlik.

        Hayır hayır, gerginlik derken yanlış anlaşılmasın; iki güzel birbirine girmemiş. Merve, asansöre Gigi Hadid binince gerilmiş. Hatta ekibe, “Neden aynı asansördeyiz? Bunu neden organize edemiyorsunuz?” diye kızmış.

        Oysa sempatik bir gülüş, güzel bir muhabbet, harika bir selfie pek bir tatlı olurmuş.

        Tamam tüm dünya şimdi Gigi Hadid’in peşinden koşuyor, bu da küçük bir sinir yapmış olabilir Merve Boluğur’da ama o da genç, güzel ve Türkiye’de hatırı sayılı bir ünü var.

        Keşke böyle yapmasaymış. Bak kaç zaman geçmiş üzerinden hâlâ ballandıra ballandıra anlatılıyor bu mevzu. Hatta eklemeler bile yapılıyor.

        Bazen kapris yaparken dikkat etmek, hatta kapris yapmamak gerek. Bu arada reklam anlaşması da bitmiş Merve’nin ve firma yeni bir yüz arayışına girmiş bile.

        ES RÜZGAR ES

        Bundan yıllar önce bir ana haberde, trafik kazasında annesini kaybeden ve hakkını arayan bir kızın gözyaşlarını hatırlıyorum.

        Kız, “Annem öldü, ama öldüren sokakta hatta trafikte dolaşıyor. Ve ben hiçbir şey yapamıyorum” diyordu.

        Çalmadığı kapı kalmamıştı.

        Kendimi düşündüm, “Benim başıma gelse ne yapardım acaba?” diye. Çıkamadım işin içinden.

        Türkiye’de adalette değişik rüzgârlar esiyor. Tıpkı Rüzgar Çetin’in estiği gibi.

        Karşı taraf şikâyetini geri çekti, Rüzgar da anında serbest kaldı.

        İyi de şimdi ölen öldüğüyle mi kalacak? Cezasını az da olsa çekmeyecek mi Rüzgar?

        Diğer Yazılar