Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kahrolmamakmümkün mü? Adana’da yangında yitip giden bedenleri düşününce, aklınıza getirince mahvolmamak mümkün mü? Sözün bittiği yerdeyiz.

        Acı büyük çok büyük. Ve her gün yeni acıları kalbimize, yüreğimize alıyoruz. Sonra da “Çok mutsuzluk var”, “Kimse gülmüyor”, “Memlekette herkes birbiriyle kavga ediyor” diyoruz.

        Nasıl olmasın, nasıl? Gerçekten yitip giden bedenlerimizin ailelerine Allah büyük sabır versin. Onların acısı asla tarif edilemez, o acıyı asla anlayamayız. Sabır, büyük sabır ve inşallah bu acı son olsun.

        Metrodaki tehlike

        Dahageçen gün yazdım, metroda saniye içinde bir adam ve bir kadının kavga ettiğini. Açın bakın, arşivde var. Okuyun mutlaka.

        “İzbandut” kelimesi yüzünden nasıl ortalığın birbirine girdiğinden, eğer bizler sesimizi yükseltmeseydik adamın o sıktığı yumruğu belki de kadına indireceğinden bahsetmiştim.

        Müzik yazarı İpek Atcan da metro beklerken bir adamın gelip “Ne oturuyorsun lan öyle bacak bacak üstüne?” diyerek tekme attığını yazmış. Öyle atıp gitmiş, bunlar da arkasından bakakalmış.

        Zaten bu tarz şeylere erkekler hiç tepki vermiyor, kadınlar da işte söylenirse. Yani metrolarda tuhaf olaylar olmaya başladı. Ya da vardı, biz yeni mi görüyoruz, o da belli değil.

        Ama Allah korusun birileri fena halde kötü niyetli olmaya başladı. “Ortalığı nasıl karıştırırız?” ve “Nasıl huzur bozarız?”ın derdindeler.

        Elveda usta

        ErdalTosun, sabahın karanlığında trafik kazasında arabaya sıkışıyor ve hayatını kaybediyor. Bir saniyede, bir anda yok oluyor usta. Acı üstüne acı yaşadığımız önceki gün. Ve hatta yıl.

        2016’da çok kayıplarımız, çok acılarımız var. Tarifi zor, yazılması zor, anlatması daha zor. Erdal Usta’nın mekânı cennet olsun.

        Siz nasıl bilirdiniz Erdal Tosun’u bilemem ama ben ismini duyduğumda bile içimi “aile, sıcaklık, güven, iyimserlik, doğruluk, dürüstlük, fedakârlık, çalışkanlık” duyguları kaplıyordu. Mekânı cennet olsun.

        Son günlerde durumumuz

        *Üzgünüm.

        *Kahroluyorum.

        *Ne olacak halimiz?

        *Acaba yarın sabah neye uyanacağız?

        *Aman fotoğraf koymadan önce Twitter’a bak bir şey olmuş mu?

        *Aman sakın paylaşım yapmayın, büyük bir olay oldu.

        *Yayın yasağı geldi mi?

        *“Sen kimsin, önce kendine bak” dedi duydun mu?

        *Birbirine giderli mesaj gönderen gönderene.

        Kendall geri döndü

        Kendall'ın bunalımı kısa sürdü. Malumunuz hızlı çıktığı sosyal medyaya hızlı döndü. “Kendimle zaman geçirmem lazım. Yatarken, uyanırken elimde hep telefon” deyip terk ettiği Instagram’a 3 gün ara vermişti. Şimdi birbirinden daha seksi pozlar paylaşıyor.

        Ama Kim Kardashian, Paris’teki soygun olayından beri ortada yok. Kayıplarda. Ama Kendall ile Kylie, ablaları Kim’i cesurluk konusunda hiç aratmıyorlar.

        Siz uyurken

        *Opera’da Özgür Alter’i dinlemeye giden Cengiz Kurtoğlu sahneye çıktı. “Ne güzel şarkılar söylüyorsun” dedi. Bir hayranı, “Cengiz baba, ben Liselim ile büyüdüm” dedi. Cengiz Kurtoğlu, “İşte bunlar benim mirasım” diyerek şarkılarını yorumladı. Cenk Eren, “Son günlerde herkes seni konuşuyor, iyi ki gelmişim. Harika sesin var Özgür” dedi ve şarkılara eşlik etti. Erkan Çelik ise gecenin finalinde şarkılara şiirleriyle ortaklık etti.

        *Papermoon tuvalette bir kadın bana, “Buranın arka kapısı var mı, biliyor musunuz?” diye sordu. Ben de “Vardır mutlaka. İsterseniz sorun” dedim. Bana, “Yok, benim kimselere görünmeden bir gölge gibi buradan çıkmam lazım” deyip kendini daha da bir tuvaletin içine sakladı. Birileriyle sürekli telefonda konuştu.

        Diğer Yazılar