Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Malumunuz, Seda Sayan sahibi olduğu mekândan kiracısı Mehmet Tuna’yı çıkarınca Şamdan müdavimleri ayaklanmış, söylenmedik söz bırakmamışlardı.

        O zaman yazdım, şimdi de yazıyorum. Seda Sayan ev sahibi olarak mekâna çok kez yardımcı olduğunu, 3 yıl boyunca dolar kurunu yükseltmeden beklediğini, son 8 ay da kira almadığını açıkladı.

        Onun yaptığını hiç kimse yapmaz, özellikle günümüzde. Keşke ev sahibi “çıkarma” kararı alınca aklı başına gelen müdavimler mekâna sahip çıksaydı.

        O dönem Sezen Aksu da dostu, arkadaşı Mehmet Tuna’ya sahip çıkmış, “Gel benim evimde aç Şamdan”ı demişti. Ama tabii bu çıkışı yanlış anlaşıldı.

        Seda Sayan da Sezen Aksu’ya, “O benim gibi bir orduya bakmıyor. Zamanında sahip çıksaydı” dedi haklı olarak. Ve ortalık gerildi...

        Şimdi duyduğuma göre Sezen Aksu, ortalık durulunca Seda Sayan’a, “Kusuruma bakma, yanlış anlama oldu” tarzında güzel bir özür mesajı çekmiş.

        Seda Sayan’a sordum, doğruladı. Aralarındaki soğukluk gitmiş. Bence Sezen Aksu çok güzel yapmış. Derdini anlatmış eski dostu Seda Sayan’a.

        Tamam Mehmet Tuna da Sezen Aksu’nun çok eski dostu, tabii ki sahip çıkacak ama o dönemki tavrı biraz yanlış anlaşıldı gerçekten.

        PASTAMI VER O BENİM PASTAM

        ETİLER Paper Moon, öğlenleri bir doğum günü kutlama mekânına dönüşüyor son yıllarda.

        Sosyetik hanımlar, büyük masalarda her öğlen doğum günü kutluyor. Özel masalar hazırlanıyor.

        İki gün önce de iki kişinin doğum günü vardı ayrı masalarda. Ben de tam iki doğum günü kutlamasının orta masasına denk gelmişim.

        İlk pasta sol tarafa, yani Tuğçe Eyilik’in masasına geldi. Ancak sağ taraftaki diğer doğum günü kutlaması olan masada bir hareketlilik hissettim.

        Sonra da diğer doğum günü sahibi, Tuğçe Eyilik’e doğru gelip “O benim pastam, pastamı ver” dedi.

        Meğer pastalar karışmış. E ekip de haklı, her gün o kadar çok doğum günü kutlanıyor ki ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar.

        Bu arada Tuğçe Eyilik, minik kızların taktığı tacıyla gün boyu dolaştı Paper Moon’un içinde.

        EN VERİMLİ ZMANINDA

        Sinemanın dört yapraklı goncasından biri Türkan Şoray, “Artık sinema yapmam. Tekelleşme var” dedi. Ne yazık, ne üzücü.

        Tam verimli zamanında, yeni nesil oyuncularla kamera karşısına geçip onlara bildiklerini öğretecekken çekiliyor.

        Keşke bu işlerle uğraşan yapımcılar, yönetmenler sahip çıksa değerlere. Ama söylediği gibi gerçekten de tekelleşme var.

        Sadece sinemada mı? Bu ülkede her sektörde var. Televizyonda, reklam ve müzik dünyasında, aklınıza gelecek her sektörde var maalesef.

        O yüzden biraz uzak kalan, “Ben başarılıyım, artık ben mi iş isteyeceğim. Teklif bana gelecek” diye köşesine çekilen herkes bu duruma düşecektir. Bu sadece Türkan Sultan için geçerli değil.

        UNUTMADAN

        Kişi karşısındakini kendi gibi bilirmiş.

        Kötü insan her zaman kötüdür. Artık onun iyi olmasına imkân yoktur.

        Ruhu kötü insanı tanımak istiyorsanız suratına bakmanız yeterlidir.

        Öyle insanlar var ki, sırf onlara yanıt verin diye size iftira atarlar.

        Ve yine öyle insanlar var ki, sizi çileden çıkarıp emellerine ulaşmak isterler.

        O yüzdendir ki her şeyi Allah’a havale ediniz. O ne yapacağını çok iyi bilir.

        Diğer Yazılar