Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ZAMAN zaman yazıyorum memleketteki korku evleri pek meşhur diye. Taksim, Kadıköy, Acıbadem gibi çeşitli yerlerde var. Mesela Kadıköy’deki 3 katlı ve 13 odalı. Hikâyenin içine giriyor ve kayboluyorsunuz. Meraklısı çok. Öyle böyle değil, günler öncesinden rezervasyon alanlar var.

        Ben meraklısı değilim. Memlekette zaten yeteri kadar stres ve korku içindeyken bir de korku evlerinde strese giremeyeceğim. Ama gece yarıları açtıranlar var, mesela Süreyya Yalçın ve eşi Ozan Baran. Bir arkadaşımdan öğrendim, en büyük tutkuları korku evlerine gitmekmiş. Çok seviyor, çok eğleniyorlarmış. Vallahi pes, helal olsun. Ben korku evi merakını gerçekten anlamıyorum. Yani insan neden korkmaktan bu kadar keyif alır, öyle değil mi? Sanırım belli bir saatten sonra gidip ciddi eğleniyorlar.

        Öğrenip çözüp size de aktaracağım. Süreyya Yalçın’la korku evi turu atmak için sabırsızlanıyorum. Ama kendisi bana küsmüş. Hem de çok ciddi küsmüş.

        ***********

        YERİ GELMİŞKEN

        SÜREYYA Yalçın’a zamanında ağır bir laf ettiğim hatta bunu köşede yazdığım rivayetler arasında. Kendisine böyle söylenmiş. Yani birileri “Esin sana bunu yazdı” demiş. Kendimden eminim ama yine de kayıtlara baktım. Yazmışım evet, çok yazmışım. Ama magazin figürlüğünü, kıyafetini, hayatını, köpeğini, takılarını, locasını falan filan. Yani magazin konularından dem vurmuşum. Mavra yapmışım.

        Öncelikle Süreyya değil kim olursa olsun, işiyle ilgili yazar çizerim. Ama kötü bir söz, hakaret benim ağzımdan duyamazsınız. Özellikle giyimi, kuşamı, davranışı, oturuşu kalkışı ve aşklarına. Ben o kişinin ne annesiyim, ne ablası, ne teyzesi, ne de halası. Ki zaten kimseyi ilgilendirmez. Ben yıllardır bu işi yapan biri olarak magazin figürlerini ayrıca severim.

        Özellikle her yazıya, her yoruma takılmayan, hayatını sekteye uğratmayan, her şeye küsmeyen, darılmayan herkese sonsuz saygım vardır. Allah aşkına araları bozmaya çalışan ne idiği belirsiz tiplere itibar etmeyiniz. Onlar her dönem çıkarlar, sonra kaybolurlar. Her dönemin vardır böyle ara bozucuları.

        ***********

        CUMARTESİ GECESİ HAMAMDA TERLEDİLER

        BU cumartesi gecesi en dikkat çeken şey Cağaloğlu Hamamı’ndaki partiydi. 2017’nin aralık ayının ilk haftasında Cağaloğlu Hamamı’ndaki ilk partiden söz etmiş “Particanlar hamamda sabaha kadar terledi. Hamam partileri devam edecek” demiştim.

        Önceki gece ikincisi oldu. Yine tıklım tıklımdı. Biletler günler öncesinden tükendi. Particanlar kese yaptırmak yerine sabaha kadar dans ettikleri hamam konseptini pek sevdi. Ve yine hamamdaki dinlenme odaları loca haline getirilmişti.

        ***********

        SILA’NIN SAÇ SORUNSALI

        DAHA çok yeni yazmıştım hatırlayın, “Bir kadın saçıyla sürekli oynuyorsa bir sorun vardır” diye. Ya işinde sorun vardır, ya aşkında, ya evliliğinde, ya ailesinde. Bir şey vardır işte. Derinlerde anlamadığı, çözemediği bir sorun vardır. Kadın ayrılınca da saçıyla oynar mesela. Evet kadın her türlü sorunu saçıyla çözer aslında.

        İşte Sıla bunun sinyallerini pek önce vermişti. Yani Ahmet Kural’dan ayrılma sinyallerini. Sonunda ortaya çıktı. İkili ayrılmış. Malum ayrılık artık sosyal medyada tasdikleniyor. ‘At bütün fotoğrafları’ değil, ‘sil bütün fotoğrafları’na döndüğü için olay, Sıla da ilk silen, ilk takipten çıkaran olmuş sevdiceği Ahmet Kural’ı. Ne diyelim hayırlısı olsun.

        Zaten beklenen sondu.

        Diğer Yazılar