Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İşte yol güvenliğinin nasıl tehlikeye atıldığını gösteren birbirinden çarpıcı iki manzara. Güngören ve Nişantaşı'ndan akla ziyan görüntüler... Peki ya trafik ekipleri nerede...

        AYLARDIR bu sütunlardan haykırıyoruz... Trafik bilincinden bihaber kendini bilmezler yollarda cirit atıyor, kimse de bunlara müdahale etmiyor diye... Kamyonunu aşırı yükleyip yol güvenliğini tehlikeye atanlar mı ararsınız, küçücük bir motosiklette 7-8 tane damacana taşıyanlar mı, taşıdığı yükü yollara saçanlar mı, at arabalarıyla sokaklarda dolaşanlar mı, İstanbul trafiğinde bu manzaraların hepsi, hatta daha fazlası var...

        BAĞLAMAMIŞLAR BİLE

        Evet... Bazı sürücüler hem kendini hem de başkalarını tehlikeye atmaktan hiç ama hiç çekinmiyor, bildiğini okuyor. Peki ya bu olup bitenlere aldırış etmeyen yetkililere ne demeli! İşte sorumsuzluğun, başıboşluğun ulaştığı noktaya iki çarpıcı örnek daha...

        Ajans Habertürk muhabiri Şefik Dinç'in objektifine Güngören'de ilginç mi ilginç bir kare takıldı... Bir kamyonete eşyalar gelişigüzel bir şekilde yüklenmiş. Kimse zahmet edip üst üste yığılan kasaları bağlamamış bile. Yetmemiş bir de yükün üstüne dört kişi oturmuş. Kasalar salkım saçak. Sürücü biraz sert bir fren yapsa hem yük, hem de dört kişi aşağıya uçacak, facianın boyutunu varın siz düşünün. İşin en tuhaf yanı ise kamyonetin kilometrelerce bu şekilde ilerlemesi, bir Allah'ın kulunun da onlara 'Siz ne yapıyorsunuz' dememesi...

        YA YOLA SAÇILSA...

        Gelelim ikinci kareye... Bu fotoğrafı da AP haber ajansı geçti... Nişantaşı'nda çekilmiş... Malumunuz... Nişantaşı trafiği zaten içinden çıkılmaz bir halde... Adım adım ilerleyen araçların arasında bir at arabası var. Karpuz taşıyor... Atın en küçük bir ters hareketiyle kasadaki karpuzlar yollara saçılacak, ortalık iyice karışacak. Müdahale yine yok. İyi de burası kentin en merkezi, en yoğun yerlerinden biri. Burada bile denetim yoksa nerede olacak?

        ***

        Asansör olsa ne fayda!

        Durakların çoğunda engelli asansörü yok, olanlar ise işgal altında

        ACİL Şikayet Hattı'na öyle mesajlar geliyor ki, bu kentte engelli olmanın ne denli zor olduğu tekrar tekrar yüzümüze çarpıyor. Zaten toplu ulaşım araçları, duraklar, üstgeçitler sorunlu. Çoğunda ne asansör var ne de yürüyen merdiven... Gerçi olsa ne olacak? Engelliler

        kullanamıyor ki! Engelli asansörleri, engelsizlerin işgalinde... Bu sayfalarda

        defalarca örneklerini gördünüz. Örneğin, yandaki fotoğrafı hatırlarsınız. Arkadaşlarımız, Edirnekapı Metrobüs Durağı'nda çekmişti. Engelli asansörüne engelsizler doluşmuştu.

        BEKLE Kİ ASANSÖRE BİNESİN

        Meğer bu durumun bir benzeri de Taksim Metrosu'nda yaşanıyormuş. İşte bir engellinin isyanı... "Taksim Meydanı'na çıkan engelli asansörü, engelsizlerin istilasında. Benim gibi tekerlekli sandalye kullananlar dakikalarca sıra bekliyor. Bu önemli sorunu birkaç kez yetkililere ilettim. Ancak kimin umurunda!"

        ***

        Yol kenarına beton atmak yerine ağaç diksek!

        YENİ ilçe Arnavutköy'de yaşayan vatandaşlar, yol kenarlarının betonlaştırılmasından yakınıyor... "Bolluca yolunda bir süre önce yeni bir düzenleme yapıldı. Cadde ikiye bölündü ve şerit aralarına sokak aydınlatmaları yerleştirildi. Yol kenarlarının yeşillendirileceğini düşünmüştük. Bir de ne görelim! Yetkililer bu alanlara beton dökmesin mi! Öyle çirkin bir görüntü ortaya çıktı ki tahammül edilir gibi değil. Madem yol kenarında bir düzenleme yapılıyor, o kısımlara çim ekilse ya da ağaç dikilse, hoş bir görüntü ortaya çıksa ne olur!

        Zaten yeşil alanlarımız çok az... En azından yol kenarlarına ağaç dikilmesi gerekiyor. Yetkililerin bu beton sevdasından vazgeçmesini istiyoruz."

        ***

        Şu kapaklara da bir el atsanız!

        GEÇTİĞİMİZ günlerde, Tarabya Derbent'teki asfaltlama çalışmasının nasıl eziyete döndüğünü dile getirmiştik hatırlarsanız... Semtin çukurlarla dolu yolu asfaltlanmış, ne var ki rögar kapaklarının etrafında derin çukurlar oluşmuş, sürücülerin kabusu da böylece başlamıştı.

        LASTİK KATİLİ

        Acil Şikayet Hattı'na gelen şikayetler, sorunun aynen devam ettiğini gösteriyor. E bu durumda da yetkililere bir kez daha seslenmek farz oluyor. İşte bölge halkının feryadı... "Yollar asfaltlandı diye seviniyorduk. Ancak hevesimiz kursağımızda kaldı. Cadde boyunca çok sayıda rögar kapağı var. Hepsinin de çevresi çukur içinde. Demir kapaklar yol hizasından hayli yukarıda. Araçlarda lastik kalmadı..."

        ***

        Gürültüsü de çekilmiyor

        GEÇTİĞİMİZ günlerde, Kadıköy Şaşkınbakkal'daki yeşil krizini manşetimize taşımıştık bildiğiniz gibi... Sahildeki güzelim yeşil alanın orta yerine bir kafe inşa edilmeye başlanınca ortalık karışmıştı. Çevre sakinleri, "Çay bahçesi değil, yeşil alan istiyoruz" diye ayaklanmıştı. Günlerdir belediye yetkililerinden açıklama bekleniyor ama onlar susmayı tercih ediyor. Bu arada bölge halkının isyanı da sürüyor.

        GECE KAZI OLUR MU!

        Dün, Acil Şikayet Hattı'na gelen bir mesaj ise, kafe inşaatının gürültü kirliliğine de neden olduğunu ortaya koydu. İşte çarpıcı bir mesaj... "Çarşamba gecesi saat 22.00 sıralarında, müthiş bir gürültüyle yerimizden zıpladık. Bir de baktık ki koca koca vinçler, yapılmakta olan kafenin etrafında kazı yapıyor. Çalışma uzun süre de devam etti. İyi ama bu çevrede yaşayanları düşünen yok mu?"

        ***

        İki damla yağışta yollar göl gibi...

        DÜN, "Her yağmurda aynı rezillik" başlığıyla, kentteki altyapı sorununa bir kez daha değinmiştik. 5 dakikalık sağanakta göle dönen Halkalı Atakent girişinden de çarpıcı bir kareyi sizlerle paylaşmıştık. Benzer bir şikayet de Fatih'ten geldi. Bakın çevre sakinleri nasıl dert yandı: "Kalenderhane Mahallesi Cemal Yener Tosyalı Caddesi girişinde bulunan rögar kapakları yetersiz kalıyor. Her yağmurda yol su birikintileriyle doluyor, hatta göle dönüyor desek daha doğru olacak. Hem sürücüler, hem de karşıdan karşıya geçmeye çalışan yayalar perişan... "

        ***

        KISACA

        • "Yetkililer de böyle yaparsa..."

        Büyükçekmece Dizdariye Mahallesi Seçkin Sokak'ta oturuyorum. Oturduğum apartmanın tam karşısında inşaat çalışması yapılıyor. Öğrendiğimize göre bina kaymakamlık binası olarak kullanılacakmış. Ancak bu binanın duvarları, yola çok yakın yapıldı. İlgili yerlere şikayet ettim, duvarın geri çekilmesi gerektiğini söyledim. Ancak hiçbir sonuç alamadım. Yetkililer de böyle yaparsa... Ş. A.

        • Barınak görevlisi yavru köpekleri kabul etmedi

        Geçtiğimiz gün, Beşiktaş'ta sahil yolunda ilerlerken, yol kenarında üç tane yeni doğmuş köpek yavrusu gördüm. Köpekleri barınağa bırakmak için aracıma aldım. Beşiktaş'ta barınak olup olmadığını bilmediğim için köpekleri Bağcılar Belediyesi'ne ait olan hayvan barınağına bırakmaya karar verdim. Ancak Bağcılar'daki barınakta görevli veteriner, sadece Bağcılar'dan gelen hayvanları kabul ettikleri gerekçesiyle köpekleri almadı. Israrlarıma

        rağmen kararını değiştirmedi. İnanılır gibi değil. Üç yavru köpeği sokağa terk ettiler... Ö. G.

        Diğer Yazılar