Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Sayın Halil Özer

        Habertürk Gazetesi Spor Müdürü.

        Değerli müdürüm,

        Sizden bir talebim var.

        Servisinizin bir elemanı olarak, isterseniz akşamları gelip bölümünüzün yerlerini süpürürüm.

        Emrederseniz gün boyuna size ve spor servisindeki arkadaşlarınıza çay, kahve servisi yaparım.

        Uygun görürseniz, sayfalarınızın düzeltmenliği görevini üstlenirim.

        Ancak sizden rica ediyorum.

        Lütfen benden Galatasaray futbol takımının maçlarını izlememi ve bu maçlarla ilgili yorum yapmamı istemeyin.

        Hem bu takımın maçlarını izlerken sıkıntıdan patlıyorum.

        Hem de ruh sağlığım, dengem bozuluyor.

        Emin olun aile hayatım bile tehlikeye giriyor.

        Lütfen bana bu kötülüğü yapmayın.

        Saygılarımla,

        Spor Yazarı Fatih Altaylı”

        Değerli okurlar, yukarıdaki dilekçem halka açık bir dilekçedir ve ciddidir.

        Ne yazık ki, ben spor müdürüm Halil Bey tarafından bu maçı izleyip yazmakla görevlendirildim ve bu berbat işi yapmak zorundayım.

        Ama ne yazacağımı bilmiyorum çünkü dün sahada yazılacak bir Galatasaray görmedim. Maçın ilk 12 dakikasında konuk Karabükspor’un üç gol pozisyonu, maçın ilk 20 dakikasında yine konuk ekibin 4 gol pozisyonu, maçın 35 dakikasında konuk ekibin 5 gol pozisyonu vardı.

        Ev sahibi Galatasaray’ın ise bu dakikaya kadar pozisyonu yoktu. Muslera’nın iki kurtarışı ve yaklaşık 150 yan ve geri pası dışında hiçbir şeyi yoktu.

        Buna mukabil Linnes diye bir felaketi vardı.

        Tüm pozisyonlar oradan başladı, Linnes aldığı 7 topun altısını rakibe teslim etti. Bölgesini yol geçen hanına çevirdi ve 39. dakikada sahayı terk etti.

        Yerine ise bildiğimiz Sabri girdi.

        Peki nerede Cavanda?

        Trabzonspor’un kurtulmak istediği adama 2.5 milyon Euro bonservis bedeli verildi ve nerede?

        Tabii asıl rezalet kulübedeydi.

        Galatasaray altyapısında çalışmak üzere alınan ve bir anda kendini A takımın patronu olarak bulan Riekerink’le galiba bu kadar olacak.

        Adama da kızmıyorum.

        Çünkü ilkokul öğretmeni olarak işe başvurdu.

        Galatasaray’ı yönettiğini zannedenler ilkokul öğretmenini üniversitede master hocası yaptılar.

        Ondan da bu kadar hoca oluyor.

        Sahada inanılmaz bir Galatasaray var.

        Sürekli yan pas, sürekli geri pas.

        Türkiye’nin en hızlı forvetleri ve kanat adamları Galatasaray’da ama onların topla buluştuğu yok.

        Carole, Bruma’nın önünde oynuyor nasıl oluyorsa! Ve Bruma’nın taşıması gereken topları Carole taşıyor. Bruma yanında yaver gibi koşuyor. Top Bruma’ya geldiği zaman önü Carole tarafından kapatıldığı için Bruma mecburen geri dönmek zorunda kalıyor.

        Diğer yanda ise Sinan’a atılan uzun top yok. Ekmeğini taştan çıkarmaya, kendi kaptığı toplarla ilerlemeye çalışıyor ama derin pasla buluşturulamadığı için alan bulamıyor.

        Orta alanda Sneijder rezalet.

        Selçuk ise ondan da rezalet.

        Orta sahada ne yaptığını bilen ya da bilmeye çalışan tek adam Tolga Ciğerci ama onun da işi zor çünkü orta alandaki tüm oyuncular tek çizgi halinde dizilmişler. Yan pastan başka seçenek yok.

        Yine de gayretli çocuk.

        Koca bir maç boyunca koca Galatasaray’da kaleci dışında Hakan Balta, Tolga Ciğerci ve bir nebze de Eren Derdiyok futbol oynama çabasında.

        Ama yan pas sevdasından ve ha babam geriye oynamaktan hava hakimiyeti süper Eren’e, doğru düzgün tek orta yapılamıyor.

        Ve Galatasaray’a hiç ama hiç hak etmediği galibiyeti getiren gol de geriden yapılan şişirme bir ortayla buluşturulan ilk ve tek topa Eren’in vurduğu şahane kafa ile geliyor.

        Ve ben de soruyorum.

        4 milyon küsur Euro artı 3 futbolcu ve yıllık 2.2 milyon Euro maaş verilerek alınan Serdar Aziz nerede? Chedjou daha iyiyse o para o çocuğa niye ödendi.

        Bunca yıl sonra hala Sabri oynayacaksa 3 milyon Euro’ya yakın maliyetli Cavanda niye alındı?

        Bu kadar verilerek iyi bir takım kurulmak isteniyorsa işin başında niye ilkokul öğretmenliğinden üniversite hocalığına getirilen Riekerink var.

        Kulübün olmayan parasını saçarak iyi yönetici olunur mu, tribünlerin yönetim istifa sloganları sene başında abuk sabuk transfer yaparak yıl sonuna kadar önlenebilir mi?

        Ey Galatasaray yönetimi ve ey Galatasaraylı futbolcuların önemli bölümü.

        Siz bu yıl bizi hasta etmeye devam mı edeceksiniz!

        Galatasaray’a bir kez gönül verdik diye mecbur muyuz kardeşim bu kadar iğrenç bir futbol seyretmeye.

        Diğer Yazılar